SON DAKİKA

Haber Ekspress

MUHALEFETE ÖNERİLER

MUHALEFETE ÖNERİLER
Bu haber 27 Ekim 2020 - 0:06 'de eklendi.
M. Kerem Kiraz

Umarım Muhalefet bunları dikkate alır.

“İktidar, muhalefet partilerinin başarılarından dolayı değil, kendi başarısızlıklarından dolayı gidecektir” tespiti demokrasinin olmazsa olmazı. İktidarlar kendi siyasi vaatlerini, siyasetlerini ve politikalarını uygular, sosyal refahı arttıracağını ifade eder oy ister ve karşılığında da iktidarda kalır. Ancak, burada benim açımdan önemli ve dikkat çekmek istediğim bir nokta var. O da, iktidarın, öncekilerin aksine, bütün tasarımlarını, stratejilerini ve oyun taktik planlarını demokrasi dışı yol ve yöntemleri gözümüzün içine baka baka uygulayarak “iktidarda kalmak” üzere kurguladığı yönündedir.

Gelinen noktada; askeri darbelerin maalesef müthiş sorumluluğu vardı. Demokratik kitle örgütlenmesini “yakıp-yıkması”, insanın yaşamsal haklarının “evrenselliği” ve vazgeçilmez olduğu ilkesini “milliyetçilik” felsefesiyle maskeletilmesi, “önce insan” şiarının “önce devlet” retoriği ile baskılanması ve hatta dinin siyaseten kullanılmasının yolu maalesef Askeri Darbelerin sonucudur.

Bugün muhalefet yükselmektedir ancak bu yeterli değildir. Bunca başarısızlığa karşın iktidarın oyu halen bence kabul edilebilir değildir. İki binli yıllara kadar, böylesi başarısız bir iktidar yönetimde kalamaz, yaşanan bunca sansasyonel olaylar toplumda müthiş tepki yaratır ve iktidarı anında yerle yeksan ederdi.

Peki sorun nerede?

Muhalefet, “Demokrasi İçin İttifak İlkeleri” ve “Demokratik İttifakların Siyasal Taktik Ve Stratejileri” deklare etse, seçmen davranışı değişecek midir?

Sayın Muhalefet Liderleri;

Bugünkü siyasi politikaları, taktik ve operatif uygulamaları sahada gördükçe, iktidarın politik nihai hedefine ulaşmak üzere; politik propagandanın tüm unsurlarını son derece hatta dünya tarihinde bile eşi benzeri görülmemiş bir şiddet ve etkinlikle ülkemizde uyguladığını söylemek yanlış olmaz.

  • Öncelikle İktidar, siyasetinin omurgasına dini söylem ve motifleri yerleştirmiştir. İç kamuoyuna böylesi bir strateji uygularken dış kamuoyuna bunun tam tersi bir stratejiyi uyguladığını hayretle görüyoruz.
  • Din ile siyaset çok tehlikelidir. Ve din ile siyaset yapana karşı hiçbir argüman tutmaz. Din ve siyaset ilişkisi son derece önemli, laiklik son derece önemli, hatta rejimin olmazsa olmazı, mihenk taşıdır. “Her bağnazlıkta öldürücü bir nitelik vardır: Tarihin bağnazlığı olaylardaki gerçeklik payını öldürür; felsefenin bağnazlığı düşün’ü öldürür; dinin bağnazlığı… dini öldürür.” Din ile Siyaset, siyaseti öldürür ve karşısında hiçbir fikriyat duramaz…
  • Diğer yandan iktidar, onu destekleyen kitleleri ve gurupları “boğazlarından” yakalamıştır…

“Demokrasi İçin İttifak İlkeleri” ve “Demokratik İttifakların Siyasal Taktik Ve Stratejileri” perspektifinizin, Normal Şartlar Altında başarısı kaçınılmaz olacaktır ancak, bugünkü şartlar normal şartlar değildir. Hakeza uygulanan politikalar da gördüklerim odur ki;

  • İktidar toplumsal fay hatlarını, bu hatların ihtiyaçlarını son derece mükemmel analiz ve tespit etmiştir.
  • Fay hatlarında küçük depremcikler yaratmış, toplumsal kümülatifi küçük guruplara/menfaat guruplarına evirmiştir. Küçük gurupların liderlerine ekonomik kaynak, imkan ve menfaat temin ederek gurupların; liderlerine sadakatini, menfaat çemberiyle sağlamıştır.
    Bu anlayış, toplumu küçük guruplara bölerek, böl/yönet faaliyeti ve sonucu itibarıyla başarıdır.
  • İktidar elindeki müthiş ekonomik gücü, iktidar olmanın gücünü de kullanarak iktidarda kalma stratejisini, Yeni Dünya Düzeninin kendisine sağladığı avantajları/beklentileri/fırsatları da kullanarak, kendisine karşı kuvvetlerin ihtiyaçlarını keşfederek, bunları, onları söndürmek, bölmek, küçültmek, bireyselleştirmek ve yönetmek üzere planlamıştır. Medya, ordu, polis, akademi, iş dünyası, işçi örgütleri ve sendikaları ve hatta millet vekili olma kriterleri/vekiller dahi bu planlama stratejilerinin sonucudur.
  • Ve bence önemle dikkate alınması gereken bir olgu: İktidarın Politik Propaganda’nın tüm unsurlarının büyük bir şiddetle uygulamasıdır.

İktidar “Politik Propagandasını”, toplumun genetik kodlarına “doğal muhalif” olarak yerleşmiş olan ve uyguladığı politikalarla yönetmeye/etkin/etkili olmaya başladığı “Adli Sistem”, “medya”, “akademi”, “asker”, “polis”, “iş dünyası”, “işçi örgütleri ve sendikaları” vb. kurumları; bu defa topluma “dönük”, “yönelik”, kendi propagandasını yapacak şekilde kurgulamıştır.

İktidarın ihtiyacı olduğu anlarda, seçim zamanlarında, iktidara yarayacak “bel altı” vuruşların tasarımı, uygulanması ve medyaya servisi tesadüfi sayılmamalıdır.

  • Devrim yasalarını açık açık sekteye uğratmıştır. Dini motifleri yönetsel pratiğin öznesi yapmıştır. Özellikle eğitim sistemini değiştirerek umulan amaç açıktır. Kısaca toplum harekete geçirilmiş, arayışa sevk edilmiş, gelecek kaygısı güncelin önüne geçmiş çare iktidara yanaşmak olarak bilinç altına nakşedilmiştir.
  • İktidar, açık ve seçik bir şekilde, kimi zaman deklare de ederek –ki bunun politik propagandanın bir unsuru olarak görüyorum, kendi seçmenini devletin kesesinden açıkça beslemekte, kendi partisine üye olmayan hiç kimseyi işe almamakta, kamuda parti aidiyetiyle her türlü iş ve işlemlerinde kolaylıklar sağlamakta, toplumun büyük bir kesimi, diğer kesime karşı saflaştırırken, o küçük kesimin ekonomik yetkinliği, nitelikli iş gücü ve yetişmiş insan kaynağının faydalarını da kendi taraftarlarına aktarmaktan çekinmemektedir.
    Doktorlar bunun en önemli örneklerindendir.
  • İktidar, 2040 yılına kadar kamu kaynaklarının kendi tarafgirlerine akmasını Uluslararası Tahkim sistematiğinde güvence altına almıştır. Bu diğer bir değişle, siyasetin yandaşına sermaye transferidir.
  • Rahmi Koç’un 2002 Yılı Öncesi tespitleri…

Bu tespitleri çoğaltabilirim…

Sayın Muhalefet Liderleri;

“Bir iktidar, hem yöntem, hem de izlediği politikalar açısından, nasıl geldiyse öyle gider!” mantığı son derece önemlidir.

Bence Muhalefet, iktidarın izlediği “politikaları, uygulamaları, sahadaki taktiklerini, Politik Propaganda Unsurlarını” çözümlemeden İKTİDAR OLAMAZ.

Bence Muhalefet yeterince enerjik ve güven veren bir tablo çiziyor mu?

-Hayır.

Bence Muhalefet Politik Propagandanın P’sini bile ya bilmiyor ya da uygula/ya/mıyor. İktidarın hamlelerinde kaybolan bir muhalefet, halkın gözüne giremez.

Muhalefetin;

  • Halkımızın sosyolojik özelliklerini de iyi etüt etmedikleri açık. Halkımızın “güce” ve “gösterişe” verdiği önemin bir sonucudur bin kişilik koruma ordusu ve yüzlerce arabalı konvoylar.
  • Devletin “tasarruf yapmaz” mantığı…

“Peki, bu durumda muhalefet ne yapmalı?”

  • Muhalefet “Politik Propaganda Unsurları”’nı hatmetmelidir…
  • Muhalefet, bünyesinde sosyolog, tarihçi, edebiyatçı ordusu kurmalıdır. Halkın beklentilerini, geçmişini, geleceğini, refahını, umutlarını, çocuklarının geleceğini, boğazını, tasasını, sevincini, evini, barkını … düşünerek siyaset yapmalıdır.
  • Muhalefet, Sanatçıları ki; özellikle MİZAH Sanatçılarını toplamalı, ülkemin aydın insan kaynaklarını mücadele için katkı vermeye/sahaya davet etmelidir.

“Bir iktidar, hem yöntem, hem de izlediği politikalar açısından, nasıl geldiyse öyle gider!” şiarına uygun politikalar geliştirmek ve yelkene yepyeni rüzgarlar bulmak derim. 

Saygılarımla.

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa