SON DAKİKA

Haber Ekspress

ŞEKER BAYRAMI!

ŞEKER BAYRAMI!
Bu haber 26 Mayıs 2020 - 18:37 'de eklendi.
Tülin Taylan SEZER

Adı ne olursa olsun bu yıl koronavirüs salgını nedeniyle buruk geçen bayramımız benim küçüklükten beri “Şeker Bayramı”olarak bildiğim, böyle alışageldiğim, benimsediğim bazılarının da “Ramazan Bayramı” olarak telaffuz ettiği bayramımız kutlu olsun. Türkçe’de asırlardan bu yana mevcut bulunan bir sözün, yani “şeker bayramı” ifadesinin yanlış olduğunu iddia edip artık kullanılmamasını istemek ne kadar doğrudur düşünmek gerek. Bayram demek gülmek, eğlenmek demek. Bayram demek sevinç demektir.

Dinimizin eğlenmeyi, neşelenmeyi, güzel giyinmeyi, güzel şeyler yemeyi tavsiye istediği günlerdir.

Bir bayram günü Hz. Aişe annemiz, genç kızlara elinde tef ile milli şarkılar söyletiyor ve dinliyordu. Bu esnada Efendisi de (s.a.v.) onun dizine başını koymuş istirahat ediyordu. Babası Ebubekir geldi ve Peygamber evinde müzik icrasını uygun bulmayarak engellemek istedi, Peygamberimiz “Bırak çalsınlar, bu bizim bayram günümüz” dedi.

Bayramlar, bir araya gelme vesilesidir. Hayatın monotonluktan çıktığı renkli günlerdir. Pek çok çocuğun bayram namazı hatırası vardır, kabristan ziyaretleri unutulmaz. Bayramın tatlısı cevizli baklavadır. İsmine şeker bayramı denmesi çocuklara dini sevdirmek için izlenmiş bir yol belki de ama şekercilerin hoşuna giden bir yaklaşım… Ekmek parası ne de olsa…

Ama sonuçta tahminim Türk insanın en az yarısı bu zihniyete sahip… Zaten isminin ne olduğu değil, içeriğinin ne kadar farkında olunduğu önemlidir.

Osmanlı döneminde, ramazanın ilk 15 gününden sonra askerlere tepsilerce tatlı gönderilirmiş. Böylece ramazan bayramlarında halk da tatlılar yapmaya başlamış, çocuklar bayram harçlıklarıyla şeker almaya gitmiş, hatta zamanla çocuklara para yerine şeker dağıtılmaya başlanmış. Böylelikle bir gelenek haline gelen Ramazan Bayramı’nda şeker alıp verme, zamanla Ramazan Bayramı’na ismini vermiş.

Kısacası ramazan bayramına şeker bayramı denmesinin nedeni tamamen etkileşimden ve geleneklerden kaynaklanıyor.

Hemen hemen herkesin eski bayramlara özlem duyduğunu tahmin ediyorum ve özellikle bu bayram biraz daha farklı geçiyor. Bir önceki şeker bayramını arar olduk. “Nerede o eski bayramlar” derken bir önceki yıl geçirdiğimiz bayramın bile ne kadar kıymetli olduğunun farkına vardık.

İster “Ramazan Bayramı”…
İster “Şeker Bayramı”…
Adı ne olursa olsun…
Bayram hepimizin bayramı…
İsmi sorun olmamalı…

Eski Tatar geleneklerinden bahsetmek istiyorum. Şeker Bayramı şu şekilde kutlanıyordu:

İslam dinine inanan Tatarlar’da ‘küçük bayram’ veya ‘şeker bayramı’ olarak biliniyordu. En mübarek sayılan ayda, oraza (Tatarca oruç demek) tutulması emredilmiştir. Kelimenin kök anlamı hakkında çeşit görüşler vardır; çok sıcak olmak, çok ısıtmak, yakmak vb. Ramazan kelimesinin Cenab-ı Hakk’ın güzel isimlerinden olduğu ve “günahları yok edici” anlamına geldiği de rivayet edilmektedir.

Müslümanlarca mübarek sayılan Kadir Gecesi de bu aydadır. Oruç açmaya yemeye iftar; yatsı namazından sonra ramazan boyunca kılınan 20 rekatlık namaza teravih denir. Sahura temeş denir. Halk şairlerimiz, ozanlar, kedaylar bu ayı vesile bilerek birçok şiir icat etmiştirler. Bunların en güzel örneklerinde biri Şeremezan. Ramazan ayının 15. gecesine kadar, teravi namazından sonra, gece yarısında gençler gruplar halinde ev ev yürüyerek Şeremezan söylüyorlardı. Şeremezan söylemek Ramazan ayının doğduğunu haber eder ve müminleri dua yapmalarına teşvik ediyordu.

Şeremezan ayları tuwdı ferman
El köterĭp duwa kılmak canga derman.
Ol Muhammed Mustafa’ga bĭzden selam.
Ya, Muhammed, Medine’de ya, Şeremezan.

Diğer örnek Elvida/Elveda. Ramazan ayının son haftalarında, iftardan sonra söylenirdi. 10-15 genç evleri dolaşır ve güzel bir sesle Elveda’yı okurlardı.

Konuk idin bize bir ay
Şimdi bizi terk ittin.
Zikir, tesbih hem teravih
Elveda: artık gittin.

Tatarların yaşadığı köylerinde Ramazan boyunca söylenen bir mani örneği:

Karadeniz boyunda
Kalaylarız kazanı
Ey kız, senin derdinden
Tutmadım Ramazan’ı

Günümüzde çocuklar bayram günü, büyüklerini ziyaret ederek bayramlarını kutlar ve şeker toplarlar. Bayram ritüelleri arasında en eğlenceli şey bu olabilir.

Normalde görüşemediğimiz akrabalarımız, büyüklerimiz bayramda özellikle ziyaret edilir. Bu sayede onlarla hasret giderir ve bayram coşkusunu paylaşırız. Çocuklar bayramda büyüklerini ziyaret ederek ellerini öperler. Büyükler de onlara harçlık vererek yüzlerinin gülmesine sebep olurlar. Çünkü bayramlar; birlik, beraberlik ve paylaşma günleridir. Küsleri barıştırmak da bu nedenle bir bayram ritüeli haline gelmiştir.

Bayramlar paylaşım günüdür. İki tane oyuncağı varsa birini paylaş demeliyiz çocuğumuza…

Paylaşmak çok önemli. Bu duyguları öğretirsek, çocukların gelişen ruhunda iyi temeller atmış oluruz. Empati yapabilen, kendisine haksızlık yapmayan, başkasına haksızlık yapmayan vicdan sahibi insanlar yetiştiririz.

Bu bayram mesafeleri koruyor; evden eve değil, kalpten kalbe bayramlaşıyoruz. Bu bayram sevdiklerimizden uzakta kalsak da her şeyin başı sağlık. Güzellik, birlik, beraberlik…

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa