Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Özgür Özel, COVID-19 salgını sonrası yaşanan süreç ve CHP gündemi hakkında bilgi vererek Gazeteci Ece İçmez’in sorularını yanıtladı.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak gündemimiz her zaman halkın gündemi olmuştur ve olmaya devam edecektir. İşsizlik, hayat pahalılığı, enflasyon, gelir dağılımı adaletsizliği ve nepotizm gibi pek çok konuyu gündemde tutmaya ve gündeme taşımaya devam edeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kimsenin yatağa aç girmediği, gelir dağılımında dengenin kurulduğu bir ülkeyi kurana, yoksulluğu bu ülkenin kaderi olmaktan çıkarana kadar vatandaşlarımızın sorunlarını dile getirmeye, çözüm üretmeye devam edeceğiz.
Coronavirüs salgını sırasında Türkiye’nin iyi yaptığı şeyler oldu, yanlış yaptığı şeyler oldu. Şunu vurgulamak gerekir ki Türkiye, Refik Saydamlardan gelen koruyucu hekimlik hizmetlerini merkeze alan bir sağlık sistemine ve altyapısına sahip. Sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle çalıştılar. Sağlıkçılarımızın doğru yaptığı şeyler oldu. An itibariyle Türkiye, dünyada koronavirüs kaynaklı en çok ölümün yaşandığı 22’nci ülke konumunda. Dünyada en çok vakanın görüldüğü 18’inci ülke olduğumuzu düşünürsek sağlık çalışanlarımızın, siyasetçilerden daha iyi işler yaptığını, sokağa çıkma yasağının geç ve zamansız ilanı başta olmak üzere yaptığı yanlış işlere rağmen ölüm oranını görece düşük tutmayı başardığı anlaşılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ekonomik gerekçelerle tam karantina uygulamasına geçemediği vatandaşına “evde kal” demesine karşın yalnızca ekonomik ihtiyacı olmayanın evinde kalabildiği, ekonomik açıdan çalışmak zorunda olan ve evden çalışamayacak durumda olanların sokağa çıktıkları,toplu taşımayı kullandıkları, hiçbir dünya ülkesinde olmayan bir garip metodu kullanmıştır. Bu mücadele yöntemi nedeniyle vaka sayılarının ve ölüm oranlarının yeterince azalamadığı anlaşılmaktadır. Belki de erken bir tam karantina kararıyla, rakamların bu kadar yükseğe çıkmadığı bir mücadele mümkün olabilecekti.
İktidar partisi, bu süreçte partimize mensup belediyelerin kampanyalarını engelleme onların vatandaşlarımıza yardım etmelerini olanaksız kılmaya yönelik akıl almaz bir siyasi tutum sergiledi. Böylesi bir süreçte yardıma muhtaç duyan insanlarımızın tespiti ve onlara olabildiğince çok kurumun yardım yapabilmesini temin etmek yerine, ‘’Bütün yardımı ben yapacağım’’ diyerek, muhtaç durumdaki vatandaşlarımızın sorunlarını çözme, onların yaralarını sarma noktasında adım atılmasını engelledi. Oysa ki böylesi durumlarda, kime yardım yapılacağını bilecek olan kurum yerel idaredir, belediyelerdir. Belediyeleri dışlamanın bedelini vatandaşlarımız daha az yardıma daha geç ulaşarak çekmek zorunda kaldı.
Türkiye, ekonomik açıdan gelir dağılımı adaletsizliğinin zirve yaptığı, varlıklı ile yoksul arasındaki makasın daha da açıldığı bir ülke konumundadır. Türkiye’de gelirin yüzde 48’ini en zengin yüzde 20’lik kesim alırken, en yoksul yüzde 20’lik kesimin aldığı pay yüzde 6’da kalıyor. Yani en zengin en yoksula göre gelirden 8 kat fazla pay alıyor. Aynı sofraya oturan beş kişiden biri sofradakilerin yarısını yiyor. Geri kalan dört kişiye diğer yarısı kalıyor. Ancak, yemeğin geri kalan yarısı da bu dört kişi arasında da adil dağılmıyor. Böyle bir dağılımın olduğu bir ekonomide işlerin iyi gittiğini savunmak mümkün değildir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine baktığımızda, işsizliğin de istihdamın da azaldığı mucize bir yöntem icat ettiğini görüyoruz. Dünya da işsizliği hem istihdamı azalan az sayıdaki ülkeden biriyiz. Buna rağmen Türkiye’de işsizlik oranı resmi olarak yüzde 13 civarında seyretse de, gerçek işsizliğin bu oranın neredeyse iki katı olduğu açıktır. Özellikle genç işsizlikle mücadele noktasında atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Türkiye’de gençlerimizin geleceğe olan umudu azalmaktadır. Baş etmemiz gereken en büyük sorunlardan biri budur. Son olarak ikinci çeyrekte ekonomimizin yüzde 9,9 daralmış olması ve milli gelirin 9 bin doların altına düşmesiyle 11 yıl önceki rakamlara geri döndüğümüzü göstermektedir. Ekonomik büyüme masalları anlatan iktidarı, kendi kurumlarının rakamları yalanlamaktadır.
Rejime kasteden anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 24 Haziran 2018’den itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi denetim görevini yerine getirememektedir. Bu yeni rejim, kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğini öngörmektedir ve yasama organının, yürütme organının başındaki tek adamın ve onun güdümündeki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin fiilen tahakkümü altına girmesine neden olmuştur. Bu çerçevede yürütme organını denetlemek noktasında soru önergelerinin yanıtlanmasında ciddi oransal düşüşler yaşanmış, araştırma önergeleri de ancak iktidar partisi grubu ile küçük ortağını ikna etmekten geçmektedir. Ancak buna rağmen oluşturulan ve çalışan Araştırma Komisyonları’nın raporları da TBMM Genel Kurulu’na getirilmemekte, getirilse bile gereği yapılmamaktadır. Örneğin 2020’nin ilk işi olarak TBMM Başkanı’nın müjdelediği hayvan haklarına ilişkin yasa taslağına temel teşkil eden Araştırma Komisyonu raporu TBMM Genel Kurulu’nda görüşülse bile gereği yapılamamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup belediyeler sosyal belediyeciliğin en iyi örneklerini özellikle bu pandemi döneminde her türlü baskıya rağmen hayata geçirmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyemiz de vatandaşa dokunan sosyal belediyecilik anlayışının en iyi örneklerini yıllardır gerçekleştirmekte, ihtiyaç sahiplerine hizmet etmektedir. Bu tür projelerin ve kampanyaların devamının geleceğini düşünüyoruz.
Özgür Özel Kimdir?
Türk siyasetçi ve eczacı, 24., 25., 26. ve 27. dönem Manisa milletvekili. 24 Haziran 2015 tarihinden beri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekilliği görevini sürdürmektedir.
İzmir Bornova Anadolu Lisesi Almanca Bölümü ve Manisa Lisesi’nde orta ve lise öğretimini, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamladı.1999 yılında serbest eczacılığa başlayan Özel, Manisa Eczacı Odası’nda, 2001-2007 yılları arasında bir dönem Genel Sekreterlik ve iki dönem Oda Başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı yıllarda Manisa Akademik Odalar Birliği Dönem Sözcülüğü ve Başkanlığı görevlerini yürüttü.
Bu dönemde Manisa Cumhuriyet Mitingi’nin düzenleyiciliği ve sözcülüğünü yaptı.Eczacı Özgür Özel, Oda Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği sosyal ve çevre projeleri ile çeşitli ödüller aldı.Uluslararası Eczacılık Federasyonu, Avrupa Birliği Eczacılık Grubu, Avrupa Eczacılık Forumu gibi uluslararası örgütlere üyeliği ve Türkiye delegeliği bulunan Özel, 163 tane kongre ve konferansta yazılı ve sözlü bildiri, sunum ve panel yöneticiliği yapmıştır.29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Belediye Başkan adayı olan Özgür Özel, 33. Olağan Kurultay’da ve 15. Olağanüstü Kurultay’da Cumhuriyet Halk Partisi Manisa İli Delegesi olarak görev yaptı.2007 yılı ve 2009 yılı Aralık aylarında yapılan seçimlerde Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetine seçildi.Türk Eczacıları Birliği’nde bir dönem Saymanlık, iki dönem Genel Sekreterlik görevlerini yürüttü.10.03.2011 tarihinde Milletvekili Adayı olmak üzere görevinden istifa etti.12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Manisa milletvekili olarak seçildi.
Anne ve babası emekli öğretmen olan Özgür Özel,Ecz. Didem Özel ile evlidir ve İpek adında bir kızları vardır.