12:55 - Sosyal Sorumluluk ödülü Akçansa’ya
00:36 - Başkan Balcıoğlu Halk TV’ye Konuştu
00:21 - “Sessizliğin bedeli hayattır”
00:24 - BAKIRKÖY KENT LOKANTASI AÇILDI
Biz…
Evet biz!
Ne diyorsak o!
Dinlemeye, anlamaya ihtiyacımız yok.
Söyleyecek her şeyi biz söyleriz.
Aksini iddia eden varsa yandı, doğrudan vatan haini!
Tek doğrumuz var bizim, geriye kalanın alayı yanlış!
İstediğimizi istediğimiz gibi eleştiririz, ama kimse bizi eleştiremez.
İsyan eden bizsek haklıyız, başkasıysa dış güçlerin uşağı.
Boykot etsek de edilsek de mağdur biziz, başkası etse de edilse de terörist!
Soru sormak bizim işimiz, öğrenmek en doğal hakkımız.
Bize sorulmasın yeter ki, soranları bin pişman ederiz.
Kendi yakınlarımız her şeye muktedir; vatanını sever, milletine hizmet eder…
Başkası ne yaparsa ihanet…
Aynı eylem kimin yaptığına göre değişir bizim için!
Önce kimin yaptığını bilmek isteriz!
Sonrasında mızraklar ya da kılıflar hazırlanır!
Biz bize yeteriz onun için, diğerlerinin hepsi düşmandır.
Irkı, dini, dili önemli değil; bizim gibi düşünsün yeter.
Farklı bir söz çıkmasın ağızlardan.
En azılı düşmanla bir kefeye konuluverir hemen.
Biz böyleyiz, işine gelirse taframız en önemli şiarımız.
Böylece değişmek, gelişmek mecburiyetinde kalmayız.
Gelişmeye zorlamayız beynimizi.
Böyle daha mutluyuz çünkü!
Bir şeyleri anlayarak keyfimizi kaçırmanın ne alemi var değil mi?
Hak, hukuk, adalet sağlayacağız diye yorulmanın, helak olmanın gereği var mı?
Amaaan üç günlük dünya…
Ama haksızlığa uğrayan biz değilsek tabi ki!
Ya da sevdiklerimiz…
İşinize Gelirse…
Ağzı olan konuşuyor.
Konuşacak tabi ki!
Ama belgelendirerek, kanıtlayarak…
Aksi takdirde havanda su dövmekten öteye gitmez.
Çamur atayım izi kalsın mantığı bir işe yaramaz.
Ama yarıyor diyeceksiniz!
Haklısınız.
Güzel ülkem, altına üstüne bakmadan işine gelene inanmak konusunda rakip tanımaz.
Anlatılanların, hatta daha fazlasının ülkemizde yaşanmış olması şaşırtıcı değil!
Somut deliller olmadan bir yere varmak için algıyı doğru yönetmemiz yeterli.
Eğer güçlü değilseniz somut delillerle de bir yere ulaşamayacağınızı söylemek yanlış olmaz.
Kimin ne amaçla dinlediğine bakar anladıklarımız.
Hepimiz işimize geldiği kadarını alırız çünkü.
Kısacası iddiaların bir önemi yok aslında!
Ne yapılmaya çalışıldığına bakmak lazım!
Neden zamanında konuşulmadığını sormak lazım!
Şimdi ne oldu da konuşmaya karar verdiğini öğrenmek lazım!
Bir zamanların milliyetçi muhafazakar iş adamı, bir vatansever olarak lanse edilmeye çalışılan birinin nasıl bir anda vatan haini oluverdiğini merak etmek lazım!
Bize hizmet ederken iyi…
Çıkarlarımız çatışmıyorsa iyi…
Rakiplerimizle atışırken iyi…
Bize sataşırsa vatan haini!
İşinize gelirse…
Hukuk yok mu?
Sayın Akşener’in Sayın Erdoğan’a yaptığı benzetme yenilir yutulur cinsten değil!
Hiçbir şekilde hazmedilir bir yanı yok!
Haklı olarak cevap veriyor…
Ancak bu cevapta kaba kuvvetle çözüm üretmeye çalışan, hukuk çerçevesinde haddini aşan insanlardan övgüyle bahsetmesi inanılır gibi değil.
Kızgınlığı haklı görülebilir ama ateşe körükle gitmek bir liderin yapması gereken en son şey olmalı.
Bir suç varsa hukuki yollar yok mu?
Ucuz kahramanları kışkırtmak ülkemize, sistemimize zarar vermez mi?
Diğerleri yaparsa terörist ilan edilecekken, bizimkiler yapınca kahraman mı olacak!
Bu şekilde tohumlanan hukuk dışı tutumlar gelecekte ne hale gelecek?
Umarım ilerleyen günlerde bu konuda bir düzeltme yapılır.
Kimsenin kimseyi linç etme hakkının olmadığı, her sorunun hukuk çevresinde düzeltilmesi gerektiğini vurgulanır.
Her zaman söylendiği gibi, halkın sandıkta konuşması gerektiği tekrar dile getirilir.
“Halkımız için susuyoruz, yoksa biz de meydanlara inmesini biliriz.” günleri geri gelmez bu saatten sonra belki.
En azından saldırgan insanların ekranlarda övülmemesi bile güzel olur!