MEF Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü’nün düzenlediği Gençlik ve Yerel Siyaset Söyleşisi’nde öğrencilerle bir araya gelen Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, gençlerin yerel siyasete katılması gerektiğini vurgulayarak, “Yaşama dair her türlü projeyi üretirken gençlere ihtiyacımız var” dedi.
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç MEF Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya geldi. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin, gençlerin yerel yönetimde söz sahibi olabilmesi ve sorunlarını dile getirebilmesi amacıyla düzenlediği Gençlik ve Yerel Siyaset Söyleşisi’ne katılan Başkan Genç, yerel belediyeciliğin yanı sıra güncel konularda öğrencilere bilgi verdi, sorularını yanıtladı. Başkan Şükrü Genç konuşmasında, gençlerin yerel yönetimlerde söz sahibi olması gerektiğini belirterek, “Yaşamı gençlerle paylaşmak, karar mekanizmasında birlikte yer almak istiyoruz” dedi.
GENÇLER YEREL YÖNETİMLERE KATILMALI
Başkan Şükrü Genç, gençlerin yerel yönetimlerle birlikte çalışmasının önemine değinerek “Üniversite gençliğinin üstlendiği bir işlevsellik olmalı. Biz kendi dönemimizde alternatif politikalar yaratmaya çalışırdık. Bizler iç içe yaşıyoruz. Eğitim gördüğünüz üniversite sınırlarımız içerisinde. MEF Üniversitesi’yle çeşitli protokollerimiz var ama biz gençlerle de bir şeyler yapmak istiyoruz. Biz sadece lojistik ihtiyaçlar söz konusu olduğunda bunları karşılayan değil, yaşamı birlikte paylaşmak istiyoruz, karar mekanizmasında da birlikte olmak istiyoruz. Örneğin Sarıyer’de bir gençlik politikası geliştireceksek ki yerel yönetimlerin en temel unsurlarının başında bu var: yeni yaşama dair her türlü projeyi üretmek. İşte bu her türlü projeyi üretirken her türlü teknolojinin takibi anlamında da sizlere çok büyük ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMLER DOĞRU YAPILMIYOR
Gençlere yerel yönetimler hakkında bilgi veren Başkan Genç konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Kent insanı, insan da kenti yaratır. İnsanlar var oldukça kentlerde yerleşmeye başlar ve kentlerin olgunlaşmasına vesile olurlar. Burada önemli bir nokta var. Önemli olan yaşamın içerisinde çarpıklık olmaması. Eğer siz yaşamın içerisindeki çarpıklığı düzeltemezseniz kenti olgunlaştıramazsınız. Şimdi kulağa hoş gelen bir olgu var, kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümün sadece binaların doğru bir standartta inşa edilmesi olarak anlaşılması bizi yanlış yerlere götürüyor. Şu an Türkiye’nin geldiği nokta da bu. Ülkemizde doğru yapılan bir tane bile kentsel dönüşüm projesi yok. Çünkü kenti kent yapan özellikler yok. Bir arada olacağımız, mahalle yaşantımızı sürdürebileceğimiz bir kentsel dönüşüm modeli benimsenmelidir. Kentler, insanların barış içerisinde bir arada yaşadığı mekanlar olmalıdır. Bunu yaparken siyaseti yaşamın içerisinde tutmanız gerekiyor. Eğer siyaset yaşamın önüne geçerse kafayı duvara toslarsınız. Yaşam ve siyaset birlikte olmalı. Bu çok önemli.
TÜM PROJELERİMİZİN BİR HİKAYESİ VAR
Biz Sarıyer’i bu olgulara göre yönetmek için Sarıyer Kalkınma Eylem Planı hazırlıyoruz. Bu planı da kentsel altyapı ve çevre, sosyal eğitimler ve kültür, hizmet sektörü olmak üzere üç ana başlıkta şekillendiriyoruz. Örneğin; belediye binamız, yaptığımız parklar, diğer binalarımız, BKSM, Yaşar Kemal Kültür Merkezi, Rauf Denktaş gibi birçok kültür merkezini bu plan doğrultusunda hayata geçirdik. Bizim tüm projelerimizin bir hikayesi var. Sarıyer her yıl yapılan değerlendirmelerde en yaşanılabilir ilçeler arasında yer alıyor. Bunda biz tabii ki kendimize pay çıkarıyoruz. Ama sizlerin de çok büyük bir payı olduğunu biliyoruz.”