23:30 - Ramazan ayında Silivri’de hiç kimse geride kalmayacak
17:21 - ÇALIK: BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AK, MİLLETİMİZ BÜYÜKTÜR
14:42 - BEYLİKDÜZÜ’NDE ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERLE ANLAMLI BULUŞMA
14:34 - HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİR BİR KÜÇÜKÇEKMECE!
18:22 - Özgür Özel: Beylikdüzü büyük bir yürüyüşün ilk adımının atıldığı ilçedir
Denemeye değer tabi ki.
Barış savaştan iyidir vicdanlı insanlar için.
Haklı haksız, suçlu suçsuz aranmaz barış süreçlerinde.
Bir an önce bitirmelidir kavları.
Akan kanları durdurmak gerekir.
Düşünmesi bile güzeldir en imkansız zamanlarda…
Barışalım elbette…
Ama kiminle?
Gerçekten yanlış yola sürüklenmiş, bir hata yapmış ya da zorla o yola girmiş insanlarla mı?
Yoksa arkalarındaki güçlerle mi?
Ne verdik ne aldık muhabbetine girmeyeceğim.
Barışın şartsız ve koşulsuz olduğuna çocuklar bile inanmaz günümüzde!
Ama bu koşulların ve şartların da şeffaf olarak açıklanmaması büyük problem.
Zamanla yediririz, alıştıra alıştıra söyleriz, bununla ilgisi yokmuş gibi yürütürüz gibi düşünceler olabilir.
Ama maalesef olumsuz örnekler var geçmişte:
Yine silah bırakma çağrıları…
Fırsattan istifade aşılamayan sınırları aşarak silah yığınağına dönen şehirler…
Yine de denemeye değer mi?
Tabi ki değer.
İnşallah bu kez öyle olmaz!
Barışalım elbette…
Ama hangi şartlarda?
Daha dikkatli olacak mıyız bu kez?
Daha önceki çağrıdan farkı ne olacak bu çağrının?
Gerçek bir dağılma söz konusu olacak mı?
Örgüt dağılınca teröristler ne yapacak ya da?
Daha da ileri gitmek gerekirse şu anda PKK diye bir örgüt gerçekten ve fiilen var mı sizce?
YPG/SDG, SDF/HSD gibi örgütlere bırakmadı mı çoktan yerini?
Aralarında anlamlı bir fark var mı gerçekten?
Barışalım elbette…
Ama neden zamanı geçmiş örgütler üzerinden?
Bitirdiğimizi, kaçacak yerleri kalmadığını iddia ettiğimiz örgütle…
Yeni yapılanmalarla görüşüyor muyuz?
Sınırlarımızdaki bütün tehdit sona eriyor mu?
Biz sınır ötesi güvenlik koridorumuzdan vazgeçiyor muyuz?
Ve daha birçok soru…
Yani barışıyoruz ama şartlar sonra belli olacak!
Geçen seferki süreçte anadilde eğitim ve yayın özgürlüğü söz konusu olduğu için daha sağlam bir sebep var gibi görünüyordu.
Bu kez koşulsuz deniliyor.
Ama sınır ötesi durumlar biraz şüpheye düşürüyor insanı.
Kimisi bayram kutlaması yapıyor kimisi felaket tellallığı…
Haklı çıkma kaygısı taşımadan gerçekçi olmaya çalışanlar da var tabi!
Temkinli bir iyimserlikle güzel şeyler bekleseler de gerçekçi sorular soranlar…
Ama sonuçta iki baskın kutup söz konusu!
Geçen defa felaket tellalları haklı çıkmıştı.
Dur bakalım bu kez ne olacak?
İnşallah her şeye değecek güzel bir barış söz konu olur.