Ne yapsam nafile bom boş;
Politik davalarda verilen beraat kararlarının bir sevinç dalgası yaratması hep ilginç gelmiştir. Duygular üzerinden bakıldığında devletin duyguları yönetmedeki rolü apaçık görünüyor. Şöyle ki; dava açıp tutuklayarak önce keder, öfke, korku duygusu, süreci uzatarak stres, sıkıntı duyguları yaratıyor ve beraat verdiğinde de kederli duygular yüklediği bedenlere bu sefer neşe veriyor. Burada duygularımızı yönetmekte olan devletin kendisidir. Hele bir de bu duyguların politikleşmesi vardır. Sözgelimi beraat kararı için adaletin tecelli ettiği, zafer kazanıldığı vs. Hayır, sadece bir organizasyona bağlı olarak duyguları ve bedenleri yönetmekteki ustalığını göstermiştir. Öte yandan tutsakların hapishaneden çıkışı elbette iyidir ama bu kadar, ortada ne bir adaletin tecili ne de suçsuzluğun onaylanması durumu vardır.
Mahmut Alınak… 10’uncu kez tutukluyorsunuz… 10’uncu kez tutukluyorsanız demek ki siz bu bedenin yılmazlığı ve direngenliği karşısında çaresizsiniz, kelepçeleriniz hiçbir işe yaramıyor. Yaptığınız şey sadece işkenceyi rutine bağlamak. Ömür boyu hapis cezası verseniz bile bu suçlu olarak atfettiğiniz kişiyi caydıracağınız anlamına gelmez. Sadece sömürge yargıçları olarak sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi eylemeyen kimseyi korkunuzdan kapatma kararı alırsınız. O bahsettiğiniz adalet, hukuk vs. de ağzınızın ishalidir zaten. O yazıyor, üretiyor, eyliyor ve siz onu sadece kapatabiliyorsunuz. Acizce. Fikir üreten bir kimsenin karşısına kılıçla çıkmak gibi bir şey.
Mahmut Alnıak’ın 10’uncu kez tutuklanmasının gerekçeleri ise şunlar:
“Bêkes kitabının gelirini dönemin Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un ailesine bağışlaması, akrabaları ile yaptığı sohbetler, hükümete yönelik eleştirel yazıları, husumetli iki ailenin barışa aracılık teklifi ve Diyarbakır’da çöp taşıyıcıları ile birlikte çöp toplayarak kamuoyu nezdinde duyarlılık oluşturma yönündeki girişimleri…”
Özetle;
Her şeyden bir kahraman devşiren kendinden umudunu kesmiş az gelişmiş toplumlarda çocuktan kahraman yaratma eğilimi bile baş gösterebilir. Bu eğilimde çocuğa olmadık sıfatlar ve beklentiler yüklenebilir.