Yeşil Sol Parti İzmir İl Örgütü Koronavirüs ile mücadelede ile ilgili bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Olağanüstü ve zor günlerden geçiyoruz. Üstelik bu durumun ne kadar süreceği de belirsiz. Bu belirsizliğin önemli bir nedeni tek adam rejiminin uygulamalarıdır. Bugüne kadar sürdürülen ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı politikalarını bu zorlu koşullarda bile sürdürmeye devam etmektedir. Halkın, yaşamlarını nasıl koruyacaklarının derdine düştüğü böyle bir dönemde bile seçilmiş belediye başkanları gözaltına alınırken, belediyelere kayyım atanmaktadır. Yine, salgının hızla yayılma riskinin olduğu cezaevlerinin tamamen boşaltılması gerekirken, siyasi tutsakları kapsam dışı tutan infaz yasası yasallaştırılmak isteniyor. Bu durum açıkça siyasi tutsakları coronaya karşı savunmasız bırakmak ve ölüme terk etmek demektir.
Böylesine olağanüstü ve zor dönemlerde toplumda gelişen yardımlaşma ve dayanışma çabaları yine siyasal iktidar tarafından engellenmeye çalışılmaktadır. Toplumsal kesimlerle birlikte hareket ederek sürecin en az kayıpla atlatılması olası iken Siyasal iktidar, Salgının önlenmesi için etkili tedbirler almak yerine, salgını fırsat bilerek merkezileşmeyi, otoriterliği, yurttaşları denetim altına alacak uygulamaları güçlendirecek adımlar atıyor. Önce bütün yetkileri valilere bırakan cumhurbaşkanının açıklaması, ardından içişleri bakanının yerel yönetimler dahil her türlü yardım kampanyalarını yasaklayan genelgesi merkezileşme ve otoriterleşme çabasının bir sonucudur.
Siyasal iktidar kendi yetersizliği ve beceriksizliğinin faturasını halka çıkarmaktadır. Biryandan halka “evde kal” çağrısı yapılırken diğer yandan toplumun önemli bir kesimi zorunlu olarak çalışmaya devam etmektedir. Tehlikenin önlenmesi için alınması gereken önlemler zamanında alınmadığı için vaka ve can kaybı her geçen gün hızla artmaktadır. Vakaların ve kayıpların açıklandığı ilk 13 günlük verilere göre Türkiye; İspanya ve İtalya’ya göre vaka sayısında daha hızlı ilerliyor. Bu artış devam ederse önümüzdeki günlerde daha büyük sıkıntılar yaşayabiliriz.
Oysaki, can kayıplarının azaltılmasının, salgın nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümünün yolu sürecin şeffaf, katılımcı, demokratik bir şekilde yönetilmesinden, kaynakların, toplumun sağlığına ve temel ihtiyaçlarına ayrılmasından geçiyor. Toplumsal kesimlerle dayanışmaktan geçiyor. İktidar ise halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak yerine bir kez daha elini halkın cebine atmış görünüyor.
Görülen odur ki, Bu iktidarın derdi halk sağlığı, insanların aç açıkta kalmaması değil. Tek adam rejimi devam etsin, Salgını önlemekteki başarısızlığın faturası kendilerine kesilmesin istiyorlar.
Artık yeter. Elinizi halkın cebinden çekin, başaramıyorsanız ne duruyorsunuz çekin gidin. İstifa edin.” denildi.