Uzun yıllardır remix ve prodüksiyonlarını yaratıcı zekasıyla harmanlayarak, kitleleri çok daha yenilikçi bir zirvenin tepe noktasındaki müzik ziyafetine sürükleyen bir sanatçı olmayı başardı o… En gerçek versiyonuyla bir DJ Mahmut Görgen deşifresi takdimimizdir…

Özelden genele doğru gidecek olursak eğer, maceracı hamlelerini üretken zihninin yanı sıra müzik dehasıyla birleştirmeyi başaran bir sanatçı çıkmış oluyor karşımıza. Çok ufak yaşlardayken girmiş olduğu müzik camiasında her şeyi kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya elde ettiği esnada dünyaya da tek bir amacı uğruna gelmiş olduğuna inanmaktan  hiç bir zaman vazgeçmiyor; sahnede yer almak ve insanların harika zaman geçirmelerini sağlayabilmek! Aslında kendisi biraz da Şeytan Tüyü tabirini anlamlandırıyor. Büyük bir kısım insan için altı boş bir şekilde kullanılmakta olan samimiyet kelimesinin hakkını en iyi veren, olduğu gibi olmayı başaran, adam gibi bir adam. Genç aranjör Görgen yoğun ajandasıyla özel hayatını dengelemeyi de oldukça iyi başarıyor. Yeni proje duyurusuyla bir ana tüm dikkatleri üzerine toplayan Mahmut Görgen, sanat dünyasındaki başarısının yanı sıra vefasını da açıkça gözler önüne seriyor. Görgen 29 Ekim’e özel olarak çıkaracağı projesinin tüm dijital gelirlerini Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağını açıkladı. Şimdi ise sırada, yüksek enerjisinin açmış olduğu yolda zamansızlığı yakalamak var ki bunun ise ironik olarak fazla aman alacağını sanmıyorum. Lafı fazla uzatmadan sizleri Mahmut Görgen ile yaptığımız keyifli sohbetle baş başa bırakıyorum.

Sahneye çıktığınız ilk anı unutmamışsınızdır. Neler hissettiniz o anda?

• İlk defa 2009’da sahneye çıktım; ufak bir mekanda özel bir partinin Dj’i olarak. Sahnede bir tek ben ve dansçı ekip vardı. o dönemlerde çok az olan müzik bilgime karşın sahneye çıkarak parti alanına gelen herkesi şaşırtacak bir performans sergilemiştim. İlk sahneye çıktığımda aldığım olumlu geri dönüşler de beni bugünlere getirdi. Sahne heyecanım 11 yıl geçmesine karşın hala ilk günkü gibi diyebilirim.

O senelerden bu zamana kadar heyecanınızı kontrol edebilmek amacıyla sahne öncesi ritüeliniz var mı?

• Yaşamımın değişik dönemlerinde çok farklı ritüeller denedim. Özellikle 2014 – 2017 seneleri arasında nerdeyse her gün sahne aldığımda kuliste bir kaç kadeh alkol almaya başladım sahneden önce. Bu durum o kadar çok alışkanlık yaratmıştı ki bunu yapmadığım zaman sahnede tedirgin oluyordum.

Ülkemizde müzik sektörüne yönelik nelerin iyileşmesini ve daha da gelişmesini istiyorsunuz?

• Lobisi ve parası olanlardan daha da önemlisi vizyonu olan ve yetenek sahibi insanları görmek sektörü daha fazla geliştirecektir. Her popülarite sezdiği zaman ellerini ovuşturmaya başlayan patronlar olmasa ne kadar güzel olur mesela… Zevkle giderek arkadaşlarımızı alkışlayabileceğimiz, yeri geldiği zaman da imrenebileceğimiz ödül törenleri yapılsa (Parayla satın alınan ödüllerden bahsetmiyorum.) Aslında o kadar çok şeyin düzelmesi gerekiyor ki, burda saymakla bitecek gibi değil.

Dünyadan çok sıkı takibe aldığınız, albüm ve konserlerini hiç bir şekilde kaçırmadığınız isimleri sorsak?

• Dünya üzerinde bizi daha fazla geliştirebilecek, onlardan feyz alabileceğimiz o denli şey piyasaya çıkıyor ki; yalnızca bir kaç tanesini takip etmek bence anlamsız olacaktır. Genel bir şekilde takip edebilmek gerekiyor.

Kendinizi kötü hissettiğiniz zaman ne dinliyorsunuz?

• Yalın beni fazlasıyla sakinleştiren bir isim.

Pes etme noktasına geldiğiniz ve herşeyi bırakarak geri çekilmek istediğiniz dönemler oldu mu?

• Elbette oldu.Aslında fazlasıyla yorucu bir iş yapmaktayız ve hiç dışardan görüldüğü gibi değil. Hem stüdyo çalışmaları hem sahne ciddi anlamda çok yorucu. Tanınırlık ve başarı da kendiliğinden gelen bir şey değil, çok büyük fedakarlıklar isteyen fazlasıyla uzun bir yolculuk. Bazı dönemlerde insanlar hayattaki varoluş sebebini tamamen unutabilir, vazgeçme konusunda düşüncesi ve istekleri olabilir ancak en önemli olan şey de sizi size anlatabilen, yeniden hatırlamanızı sağlayan ekibiniz ile birlikte dostlarınızın ve de ailenizin bulunmasıdır. Bu açıdan yanımda çok sağlam ve cesur bir şekilde duran pek çok kişi olduğunu söyleyebilirim.

Çocukluk korkularınızın neler olduğunuz hatırlıyor musunuz? Bu korkuların tamamını aşabildiğinizi düşünüyor musunuz?

• Çocukken başarısız olmaktan fazlasıyla korkardım. Ailem sürekli olarak benimle gurur duyabilmeli ve ben hep başarılı olmalıyım diye düşünüyordum. Bugüne geldiğimizde ise başarısızlık beni hiç bir şekilde korkutmaz, her yaptığım projenin çok başarılı olması daha çok korkutur beni. Çünkü bir sonraki aşamaya geçildiğinde başarıyı katlayarak gitmeyi başaramamak benim açımdan çok büyük bir başarısızlık anlamına gelir. Müzik konusunda elbette başarısızlıklarım da olacaktır. Genel anlamda bu korkuları aştım diyebilirim.

Yeni proje duyurunu çok fazla dikkat çekti, biraz projenizden söz etmek ister misiniz?

• Ekibimle beraber proje düşünürken 29 Ekim’le ilgili anlamlı bir proje aklımıza geldi. Daha sonra dedik ki madem ki 29 Ekim için özel bir proje yapıyoruz bu projenin dijital gelirlerini de Mehmetçik Vakfına bağışlayalım. Şu anda proje özel olduğu için çok fazla detay veremesem de herkes için büyük bir sürpriz olacağını söyleyebilirim.

Peki sizce ilişkide bir erkek neyi hiç bir şekilde yapmamalı?

• Erkek çiçek almayı kesinlikle unutmamalıdır.

Hissettiğiniz duygunun sevgiden daha da öte aşk olduğunu nasıl anlıyorsunuz?

• Benim düşüncemi soracak olursanız sevgi aşktan daha da derinde bir şey.

Fedakarlığın herhangi bir sınırı olması gerekli mi?

• Ne ile alakalı fedakarlık yaptığınıza bağlı olarak değişebilir. Anlamsız bir fedakarlıkta bulunmanın ne gereği var? Fedakarlık sonucunda çok iyi şeyler olursa fedakarlık aslında çok değerli bir şeydir.

Özel hayatınızı ciddi anlamda çok özel tutmayı başarıyorsunuz. Yani, pek çok ünlü gibi magazin basınına suç atmanın yerine işin sırrı sadece ve sadece istemektir diyebilir miyiz?

• Aslında ben bunun için çok büyük bir çaba harcıyorum. Kesinlikle dikkatsiz davranmıyorum, dışarıda düzenlenen etkinliklere fazla katılmayı çok sevmiyorum ki zaten pandemiden dolayı çok fazla etkinlik olmuyor. Ondan dolayı da özel hayatımda yaşadıklarım bana kalıyor. Ben her zaman için şunu söylerim ki magazin basınında sadece ben istediğim kadar bilinirim.

Gece mi yoksa gündüz mü daha üretkensiniz?

• Ortamı sessiz bulabildiğim her an diyebilirim.

Hayatınızda hiç bir şekilde değişmeyeceğini düşündüğünüz bir şey var mı?

• Mesleğimin değişmesinin hiç bir olasılığı yok!

Başka insanların, tanımadığınız kişilerin negatif eleştirilerinden veyahut şarkılarınızın altına yazılan olumsuz düşünce ve yorumlardan ne kadar etkilenirsiniz?

• Bu eleştiri ve yorumları elbette alırım ancak hiç bir şekilde kötü yönde etkilenmem. Yapılan eleştirilerden tutup çıkarabildiğin şeyler fazlasıyla önemlidir kendini daha fazla geliştirebilmek için. Tabii ki de burda haddini aşanlardan söz etmiyorum elbette, onları görmediğimi söyleyebilirim..

Uzun senelerdir müzik sektöründesiniz,  sahnelerin nerdeyse tamamının iptal olduğu ve sanatçıların büyük bir kısmının kendiyle baş başa kaldığı bu dönemlerde en fazla neden yorulduğunuzu veyahut neden bıktığınızın farkına vardınız?

• Bıkmak tabiri bana genel olarak fazla küstahça geliyor. Yaşamda başımıza gelen iyi veya kötü her bir şey birer lütuftur bana kalırsa. Bu söz konusu lütufları da tam olarak nasıl değerlendirebildiğin önemlidir her zaman. Bıkkınlık aslında kendi yaratmış olduğun bir şeydir. kısacası faturayı kendine çıkarabilmeyi de bilmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.