SON DAKİKA

Haber Ekspress

Sanat ve Edebiyatla Dokunan Bir Yaşam: İrem Günerkan’ın Yaratıcı Yolculuğu

İrem Günerkan: “Edebiyat ve sanat, benim için sadece bir hobi değil; hayatımı anlamlandıran bir yolculuk… Ve ben, bu yolculuğun sonunun olmasını istemiyorum. Beni hayata bağlayan bu ikili, ölümüm olmamalı.”

Sanat ve Edebiyatla Dokunan Bir Yaşam: İrem Günerkan’ın Yaratıcı Yolculuğu
Bu haber 04 Haziran 2025 - 10:06 'de eklendi.

Şiir, deneme, hikâye ve senaryo yazarı; karakalem çizeri, amatör fotoğrafçı, tasarımcı ve tarot falcısı İrem Günerkan, sanatıyla kendi kitlesini oluşturmaya devam ediyor.

  • İrem Günerkan Kimdir? Kendinizden bahseder misiniz?

Ben, İrem Günerkan. Mersin’de doğdum ve burada ikamet ediyorum. Aslen Adana, Ceyhanlıyım. Küçük yaşlardan itibaren edebiyata ve sanata ilgi duymaya başladım. Kelimelerle ve elime aldığım kurşun kalemle kendimi ifade etmek; hayal gücümü yazıya ve resme dökmek, beni en çok mutlu eden şeylerden biri oldu. Sanat ve edebiyat, benim için sadece bir hobi değil; hayatımı anlamlandıran bir yolculuk. Edebiyat ve sanat dışında psikoloji, felsefe ve astroloji ile de ilgileniyorum. Şiir, deneme, hikâye ve film senaryoları yazıyor; karakalem çizimleri, tasarımlar yapıyor ve amatör olarak fotoğraf çekiyorum.

  • Çalışmalarınızdan, projelerinizden ve başarılarınızdan bahsedebilir misiniz?

Birçok dijital ya da basılı dergi ve fanzinde yer aldım ve almaya devam ediyorum. Yer aldığım dergilerden bazılarını sayacak olursam: Yeni Yazar Dergisi’nin Aralık 2024, Ocak ve Haziran sayıları; Eşsiz Fanzin Mart sayısı; Sahir Dergisi’nin 13. sayısı; Dem Vakti Dergisi’nin 6. sayısı; Suskunlar Dergisi’nin 6. sayısı; Edebi Dergi’nin Mayıs ve Haziran sayıları… Edebi Dergi’nin Mayıs sayısı Dubai ve Japonya gibi ülkelerde de yayımlandı, böylece eserlerim yurt dışına da ulaştı. Mart ayında kurduğum “Durulmak” adlı dijital bir edebiyat, sanat, tarih ve felsefe fanzinim var ve hâlâ sürdürmekteyim. E-kitaplarım bulunuyor: “Umutlarım Birer Şiir” adlı şiir kitabıma ücretsiz olarak internet sitemden ulaşabilirsiniz. “Kafam Karmakarışık”, insan psikolojisi, toplum eleştirisi, ilişkiler ve yaşamın anlamı gibi içsel konuları ele aldığım deneme kitabımdır. Bu da yine sitemde ücretsiz. “Tarot’un İç Sesi: Tarot’u Tanıyorum”, tarot bakmayı öğrettiğim ve tarot hakkında detaylı bilgi verdiğim bir kitaptır. Bu e-kitabımı Shopier mağazamdan satın alabilirsiniz. “İntihara Teşebbüs”, psikolojik-dram türündeki romanımdır. Yalnızlık, kimlik arayışı, ailevi baskılar, psikolojik çöküş ve iyileşme, umut ve direnme gücü gibi temaları işliyorum. Bu roman da Shopier mağazamda satışta. İçsel fırtınalardan geçen herkes, bu kitapta bir parça kendinden bulacaktır. Kitaplarımı uygun fiyatlarla sunuyorum. Birkaç sitede röportaj verdim ve Instagram’da kitap tanıtımları yapan sayfalarda yer aldım.

Eğitim hayatımda da okuldaki öğretmenlerimin yönlendirmesiyle katıldığım ve derece aldığım yarışmalar bulunuyor. Armut uygulamasında bir dönem senaryo dersi veriyordum. “Mersin’in En İyi 40 Senaryo Öğretmeni”, “En İyi Toroslar 40 Senaristi ve Senaryo Yazarı” ve “En İyi 40 Metin Düzenleme Uzmanı” sıralamalarına girdim. Şu anda “Olcay ve Halüsinasyonlar” adlı, psikolojik gerilim türünde bir uzun metraj film senaryosu yazıyorum. Belki unuttuğum başka başarılarım da vardır ama bana göre en büyük başarı, iyi bir insan olabilmektir. Güler yüzlü olmak, birinin gülüşüne vesile olmak, yere çöp atmamak, doğayı korumak, sanatı ve edebiyatı yaşatmak…

  • Edebiyata ve sanata olan ilginiz nasıl başladı?

Sanat ve edebiyat benim için bir hobi değil; hayatımı anlamlandıran bir yolculuk. Küçük yaşlarda babamın not defterinden kopardığım sayfalara çizdiğim resimler, resme olan ilgimin başlamasına neden oldu. Zamanla kendimi bu alanda geliştirdim. Ortaokul yıllarımda Van Gogh ile tanıştım ve bu ilgim daha da arttı. İçimde kopan fırtınaları bir kurşun kalem aracılığıyla boş kâğıda aktardım. İnsanlara çoğu zaman düşüncelerimi doğrudan ifade edemiyorum, bu yüzden deneme yazıları yazıyorum. Beşinci sınıftan beri kafama koyduğum senaristlik mesleği, 7-8 yaşlarımdan beri bir hayalimdi. Kendi imkânlarımla, eğitim almadan senaryo yazmayı öğrendim. Senaryo yazımı benim için özel bir anlam taşıyor. Küçükken izlediğim filmlerin sonunda ya da başında yönetmen, oyuncu ve ekip isimleri geçerken ben hep “senarist” kelimesine odaklanırdım. Bana o zamanlar ne çağrıştırdığını bilmiyorum ama “senaryo” kelimesi hayatımı şekillendirdi. Şu anda “Olcay ve Halüsinasyonlar” adlı, psikolojik gerilim türünde uzun metraj bir senaryo yazıyorum. Hayal gücüm ve ifade yeteneğim sayesinde, edebiyat ve sanat alanlarında kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

  • Şiir yazmak size ne hissettiriyor?

Duygu ve düşüncelerimi en iyi ifade ettiğim yollardan biri şiirdir.

Bana göre şiir, şairin diliyle ifade edemediği duyguları yazıya döktüğü en güçlü yoldur. Yazı yazma serüvenime şiirle başladım. Duygusal bir insan olduğum için sık sık ilham geliyor ve bu ilhamlar beni şiir yazmaya teşvik ediyor. Ben, kalbimde iz bırakan herkese şiir yazmam. Şiir, herkes gibi olana yazılmaz. Bugüne kadar yalnızca bir kişi bana şiir yazdırdı. Belki hayatımdan geçti gitti ama duygularım hiç bitmedi. Bir insan size kaç şiir yazdırabilir? Ona duyduğum duygular, bana sürekli ilham verdi ve hâlâ veriyor. Sanatla ilgilenmeye başladığın ilk günlere dönebilseydin, kendine ne söylemek isterdin? O zamanlar çok hırslı değildim. Sanatımı icra etmek için sosyal medyayı kullanıyordum ama çok çaba gösterdiğim ve düzenli olarak eser ürettiğim söylenemez. Sonradan hırslandım ve bir şeyler elde etmek istedim. Çünkü sanatın ve edebiyatın beni ben yaptığını fark ettim. Aslında beni İrem Günerkan yapan, sanatsal yönümdü; her türden gelen ilhamdı beni İrem Günerkan yapan… Sanatla ilgilenmeye ilk başladığımda sadece karakalem çizimleri yapıyor ve şiir yazıyordum. “Keşke” dediğim bir şey ya da “ilk günlere dönsem, kendime şunu söylerdim” dediğim bir durum yok aslında. Her şey zamanında yerine oturdu. Zaten sanata ilk ilgi duyduğum zamanlarda donanımlı biri değildim; sadece ilham geliyordu ve bu ilhamı aktarma gereği duyuyordum. Daha sonra her şeyin farkına vardım ve ufkumu genişlettim. Açık konuşmak gerekirse, sanata ilk ilgi duyduğum zamanlara dönüp baktığımda, içimden “Ne kadar cahil, ne kadar yolun başındaymışım” demekten kendimi alamıyorum. Ama belki de güzelliği de buradaydı; bilmeden, sadece hissederek başlayan bir yolculuktu bu.

  • Yalnızlık senin için ne ifade ediyor? Yazılarına ve çizimlerine nasıl yansıyor? Yalnızlıkla ilişkin zamanla nasıl değişti?

Ben çoğu zaman içe dönük birisiyim. İçimde tuttuğum duygularım ve düşüncelerim eserlerime yansıyor. Her eserim, benim bir parçam; bir duygumun dışa vurumu. Şiirlerimin hiçbiri öylesine yazılmadı. Bana derin bir duygu hissettiren, kalbimde iz bırakan her şeye şiir yazarım. En çok da insanlara… Anlamsız olan hiçbir eserim olduğunu söyleyemem. Hayatıma bu zamana kadar hep geçici konuk insanlar girdi. Bana bir şeyler hissettirdiler, ardından kalbimde bir iz bırakıp gittiler. İlişkilerimde çok titizimdir ve fazlasıyla düşünürüm. “Acaba hakkımda ne düşünüyor?”, “Nasıl bir izlenim bıraktım?” ya da “Benden soğudu mu?” diye düşünmeden edemem. Bu, çoğu zaman bende takıntıya yol açtı. Ve ne yazık ki bu takıntıyı her seferinde karşı tarafa hissettirdim. Bundan dolayı çoğu zaman benden nefret edildi. Belki de hak ediyorumdur. Hayatımdaki insanları kaybettikçe yalnızlaştım. Daha doğrusu, ben zaten hep yalnızdım. Hayatıma giren insanlarla anı yaşadıktan sonra, dönüp dolaşıp hep yalnızlığa geri döndüm. Gece olunca hep hayallere dalarım… Yalnız hissetmemek için. Hayal dünyamdaki karakterlerle mutlu olurum. Bazen hayal dünyamda trajik bir senaryo kurduğumda gözlerim dolar… Hatta hıçkıra hıçkıra ağladığım zamanlar da oldu. Kısacası… Yalnızlık, benim dönüp dolaşıp vardığım yer. Yalnızlıktan kaçtığım yer ise hayal dünyam.

  • Bir gün sanatla ilgilenmeyeceğini bilsen, bugüne kadar yaptığın üretimlerin hangi anlamı kalırdı? Sanat senin için sadece üretmek mi, yoksa yaşamak mı?

Sanatla ilgilenmeyeceğim gün öldüğüm gündür. Sanat, yaşadıklarını ve hissettiklerini bir tuvale, kâğıda ya da yazıya dökmektir. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? İki günlük şu dünyada insanları sevin, saygı duyun. İnsanların zihninde bıraktığınız bir izlenim, kaç defa başa sarıyor, kaç yerinden incitiyor, kaç damla gözyaşı döktürüyor bilemezsiniz… Ve anne-babalar; çocuğunuz teknolojik aletlere sarıldığında, arkadaş gibi görünen kötülüklere kandığında ya da sizde bulamadığı sevgiyi bir başkasında aradığında, onlara doğru yolu şiddetle değil; üsluplu bir şekilde, onların da duygu ve düşünceleri olduğunu unutmadan anlatın.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA