Kendilerini ‘CHP Beylikdüzü Üye İnisiyatifi’ olarak adlandıran gerçek CHP’liler manifesto yayınlayarak belediye başkan adaylığı ile ilgili çok önemli açıklama yaptılar.
Mustafa Göçküncü, Dr. Deniz Çuhalı, Av. Reis Şimşek, Av. Şahin Erol, Necati Çankaya, Turgay Eminoğlu, Feyzullah Aslan, Ramazan Bezem, Ümit Giriş ve Yetkin İnan gibi önemli isimlerin imzasıyla yayımlanan bildirinin tam metni:
CUMHURİYET HALK PARTİSİ BEYLİKDÜZÜ ÜYESİ ARKADAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZDIR
Değerli Partili Arkadaşlarımız,
Hepimizin bildiği gibi, ülkemiz 2019 Yerel Yönetimler Seçimine hazırlanıyor. Bu seçimler öncesinde, üyeler ve seçmen nezdinde doğru adayların saptanması, bu konuda partimizde eylem ve söylem birliğinin sağlanması oldukça önem taşımaktadır. Zira bu seçimler, ülkemizin içinde bulunduğu karanlık gidişata dur demenin son çıkışıdır.
Tüzüğümüze göre adaylar; merkez ataması, eğilim yoklaması ve ön seçim yöntemleri ile belirlenebilmektedir. Ancak, yerel seçimlerde partimizin belediye başkan adayları, uzun zamandan bu yana parti Genel Merkezimizdeki dar bir kadro tarafından, belediye meclis üyeleri ise; bu dar kadronun atadığı belediye başkan adayı tarafından belirlenmektedir.
Bu yöntem; belediye başkanı ve meclis üyelerini belirlemede, liyakattan uzak, siyasal bir duruşu ve “hikayesi” olmayan, hatta parti ile hiçbir bağı bulunmayan kimliklerin belediye başkan adayı yapılmasına yol açmaktadır. Sonuç olarak bu yöntem, belirlenen bu adayların, belediye başkanı seçilseler de, parti örgütü ve yönetiminden uzak, tek başına yönetme keyfiyetine yol açmaktadır.
Böylesi bir anlayışın, dar bir kadronun parti içi iktidarından başka bir işe yaramadığı tarihsel olarak sabittir. Sol ve sosyal demokrat partiler yapıları ve program itibariyle, parti örgütü ve üye temeline oturan partilerdir. Bundan vazgeçerek ve görmezden gelerek, sağ partilere öykünerek, sağın dilini kullanarak, iki dudak arasında parti yönetmek ve aday belirlemek, ne partiye, ne de ülkeye yarar sağlamaz. Bu durum, ülkenin bugün geldiği somut koşullardan da açıkça anlaşılmaktadır.
Bütün bu somut gerçekler orta yerdeyken, üzülerek belirtmeliyiz ki, Genel Merkezimiz, bu sefer de deyim yerinde ise,“Atı, arabanın önü yerine arkasına koşmuştur.” Yerel seçimlerle ilgili adaylık başvurusunun adaylaşma yönteminin belirlenmesinden önce yaptırılması bunun açık bir örneğidir.
Yukarıda yazdığımız tüm bu tespitler ışığında, şunu söyleyebiliriz ki, yerelimiz olan Beylikdüzü’nde de benzer bir süreç işletilmeye çalışılmaktadır. Mevcut belediye başkanı, ilçe başkanı ve yönetimi, aday belirleme sürecini bu anti demokratik yöntemi fırsat bilerek ganimete dönüştürme gayretindedirler. İsmi partimizin İBB Başkan adayı olarak öne çıkan belediye başkanı; parti örgütünü, üyeleri ve seçmen iradesini yok saymaktadır. Mevcut belediye başkanı, ilçe yönetimi ve bazı partilileri ilçe merkezine toplayarak “Ben İstanbul Büyükşehir adayıyım, Beylikdüzü’nde de yerime kimi istersem onu koyarım. Bana bu yetki Genel Başkan tarafından verildi” gibi açıklamalar yapmaktadır. Bu davranış biçimi ne parti içi hukukla ne de etik ve ahlakla örtüşmeyen bir anlayışı sergilemektedir.
Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri olarak; üyelikten ve seçmen hukukundan doğan hakkımızı kullanarak, bu tür dayatmaları kimden gelirse gelsin şiddetle reddediyoruz. Bilinmelidir ki; Cumhuriyet Halk Partisi birilerinin özel mülkiyeti misali keyfince kararlar alabileceği bir kurum değildir. Cumhuriyet Halk Partisi; gözünü ihtiras bürümüş, kifayetsiz muhterislerin ve onların yaverlerinin, siyasi kariyer planlama ve sıçrama tahtası değildir. Cumhuriyet Halk Partisi; bir grup işbirlikçinin, bir grup beton lobisinin, bir grup imar talancısının değil, halkın partisidir.
Bizler, yani Cumhuriyet Halk Partisi Beylikdüzü üyeleri; belediye başkan adayımıza ilişkin olarak, kişiler ve kimlikler üzerinden değil, öncelikle ilkeler ve değerler üzerinden bir tarif yapılmasını istiyoruz. O tarif ise bizce şudur: Adayımız; partide geçmişi, örgütte karşılığı, yaşadığı kentte tanınırlığı, seçmende karşılığı olan, hiçbir şaibeye bulaşmamış birisi olmalıdır. Adayımız; kentin sorunlarını halka sorarak, halk meclisleri kurarak çözmelidir. Adayımız, kentin rantını bir avuç imar yağmacısına değil, kentlisine ve kentine kazandırabilecek, eğitimli, “İNSANA DOKUNAN” birisi olmalıdır. Bu tariflerin dışındaki kimlikleri dayatanlar; bilinmelidir ki, Beylikdüzü’nde seçimlerin kazanılmasını değil, kaybedilmesini istemektedirler. Bunun en somut örneği 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde yaşanmıştır. Partimiz ile geçmişi, partimiz ilkelerine dayalı bir hikayesi, örgütle hiçbir bağı olmayan, üyelerin bile tanımadığı ve kabul etmediği adayı seçmenin kabul etmesini düşünmek aymazlıktır.
Son olarak şu çok iyi bilinmelidir ki; bütün bu gerçekleri görmezden gelerek, Beylikdüzü’nde örgüte rağmen örgütün istemediği bir adayı dayatanlar, burada alınacak muhtemel bir seçim yenilgisinin ve tarihi vebalin sorumluları olacaklardır.
Beylikdüzü Üye İnisiyatifi