Bir sabah kalkıyorsunuz borsa çakılmış, döviz fırlamış, altın rekorlar kırıyor!
Ne oluyor diye merak ediyorsunuz doğal olarak!
Açıyorsunuz gazetenizi, televizyonunu ya da sosyal medyanızı…
O da ne?
Ülkenin en büyük şehrinin belediye başkanı tutuklanmış!
Sadece o da olsa iyi:
Gelecek seçimlerin de cumhurbaşkanı adayı!
Diploma üzerinden aylardır süren polemikler olsa da…
Seçimi kazanmalarını sağlayan ittifaklar üzerine dedikodular yapılsa da…
İşin buraya varacağını kestirmek olağan üstü bir hayal gücü istiyor.
Hayal gücünü zorlamak bizim işimiz tabi ki!
Söyleyenler olmadı mı?
Elbette oldu:
Birçok gazeteci bu gidişle işin oraya kadar varacağını vurguladı.
Hukukun geldiği noktadan dem vurarak hem de!
Öncesinde alınan gazeteciler…
Tepelerinde boza pişirilen sanatçılar…
Bir şeylerin işaretini veriyordu aslında.
Ama iyimser düşünmeye çalışıyor insan yine de!
Hukukun her zamanki hali, sorunlar olur ama o kadar da ileriye gidilmez diyor.
Unutuyor ülkesinde insanların asıldığı günleri…
Diğer taraftan bir kahraman yaratmanın yolu da bu diyor, ne düşüneceğini bilemiyor.
Hele hele aynı durumdan büyük ekmek yemiş bir hükümet varken…
Nasıl böyle bir şeye izin verilir anlayamıyorsun.
Sonucun aşikar olduğu ortada…
Muhalefetin ekmeğine yağ sürmeyeceğini söylemek zor!
Neden böyle bir mağduriyet yaratılmaya çalışıldığını anlamak güç!
Her şeye rağmen sürecin hukuki olduğunu söyleyenlere ise ne denir bilemiyorum.
Hadi işin o tarafını geçelim:
Daha önce görevden alınan belediye başkanları söz konusu olduğunda da benzer şeyler söyledik ama yinelemek gerekiyor:
Devletin kurulmasına izin verdiği bir parti var.
Seçimde gösterdiği adayları inceleyerek onay veren bir seçim kurulu var.
Seçimler yapılırken hiçbir son yok!
Seçimler sonuçlandıktan sonra mazbatalar verilirken sorun yok!
Elbette hukuki bir süreç gerekiyor ve bu zaman alıyor.
Ancak daha önce birçok hukuki süreçten geçmiş olan adaylar da var daha önce görevden alınanlar arasında!
Neden öncesinde engellenmedi diye soranlara da vatan haini muamelesi yapılıyor…
Hadi bunu da geçelim!
Bir taraftan ittifak yaptığı için seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp hapse atılırken diğer taraftan bir barış sürecinden bahsediliyor.
Hükümet ortakları ilgili partiyi bırakın terör örgütü liderine söz hakkı verilmesi gerektiğini söyleyebiliyor!
Barış için her şeye değer diyerek güzellemeler yapılabiliyor!
Çocuk katili için “Sayın!” ifadeleri havalarda uçuşabiliyor.
Eleştirenler barış karşıtı olarak yaftalanabiliyor.
Eğri oturup doğru konuşmak lazım:
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama!
Süreci yönetenlerin bu konuda bir açıklama yapması gerekiyor.
Barıştıysak bu olanlar ne?
Bunlar oluyorsa neden barıştık?
Bütün bunlar sadece siyaset diyenler de var elbet!
Ama sonuç ne olursa olsun en ağır faturayı yine siyasetçiler değil halk ödeyecek!