DSP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Gürkan Özgürkanlı ile dünü, bugünü ve yarını konuştuk.
‘SOSYALİZM’ VURGUSU…
Kendisini; “Ben sosyal demokrat falan değilim, direk Sosyalistim” diye tanıtan Demokratik Sol Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı Gürkan Özgürkanlı; Muharrem İnce’den Mustafa Sarıgül’e… AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar her konuya değindi. İşte, Özgürkanlı ile yaptığımız o güzel sohbet.
“BİR CHP’Lİ, CHP’YE BUNU NEDEN YAPIYOR”
Haber Ekspress: DSP’deki son duruma gelmeden önce, gündemdeki Muharrem İnce ve başlattığı hareket hakkında sizin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Gürkan Özgürkanlı: Kamuoyu Muharrem İnce ile yatıp Muharrem İnce ile kalkıyor. CHP’yi böler mi? Hangi ittifaka katılır? CHP’ye ihanet mi ediyor? Yüzde kaç oy alır? vs… Bütün bu sorulara rağmen İnce’nin CHP’liliği hakkında kimsenin bir şüphesi yok. Bununla beraber hemen akla; “Bir CHP’li, CHP’ye bunu neden yapıyor” sorusu geliyor. Kaosu da bu yaratıyor. CHP kendince “RTE (Recep Tayyip Erdoğan) canavarı” ile savaşıyor ve hatırı sayılır bir mesafe kat etmişken şimdi bu da ne! Biz yerel seçimlerde RTE’yi hezimete uğrattık ya, şimdi birlik zamanı ya, CHP’siz RTE düşürülemez ya, sen de CHP’nin çocuğusun bunu neden yapıyorsun… vs. CHP’liler bu sorularla adeta deliriyorlar.
“YOKTUR BİRBİRİNDEN FARKLARI”
En son Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Saraydan para alan ve parti kuracak olanlar” polemiği de çıktı hamdolsun… Kılıçdaroğlu’na göre herkesin amacı Millet İttifakını dağıtmak. CHP hep iyi, onun karşısındakiler hatta karşısında olmayıp yanında olmayanlar, onun dışındaki herkes ve her parti kötü! Tıpkı AKP gibi. -Yoktur aslında birbirinden farkları-.
Haber Ekspress: CHP size göre halktan kopuk mu?
Gürkan Özgürkanlı: Evet. CHP kendi haline bakmadan bir kötü yaratma peşinde. Kendisi de; bu kötü ile mücadele eden kahraman edasında. Aynı AKP gibi. Ama bu kahraman; Halk Kahramanı değil. Türk halkında, CHP’nin sandığı gibi bir kahraman algısı yok. Aksine Türk halkı bırakın kahramanı CHP’yi bile kendisinden uzak buluyor. Sanki bir dağın tepesindeki sarayında oturan, tesadüfen önüne gelenlere eski anılarını anlatan, sümüklü bir soylu lord gibi…
Haber Ekspress: Bu biraz sert olmadı mı Başkanım?
Gürkan Özgürkanlı: Bence sert olmadı, zira tam da gerçek bu. CHP’nin kurtulamadığı seçkinci tavrı halkın gözünde bu şekilde. CHP’yi Türk halkının büyük kısmı kendisinden görmüyor. Zaten CHP seçmeninin büyük çoğunluğu ve yönetimi de Türk halkından beklediği teveccühü göremeyince hemen; “cahil halk” yaftasını yapıştırıyor. Arkasından “bu halk zaten bir makarnaya, bir çuval kömüre kendini satar” tavrı… “Bu halkın kafası da çalışmaz zaten” güzellemeleri peşi sıra gelir bunlardan. Tam da bu sıfatlar kendilerine has sıfatlardır oysa ki. Allah’tan azınlıktalar. Sonra da “halk neden bize oy vermiyor” diye sızlanıyorlar. Vermedi, vermez, vermeyecek. Kötü bir sarmal aslında ve Muharrem İnce bunu görüyor. Aslında bir çırpınış haliyle bu hamlelerini yapıyor. Bence siyasi olarak çok büyük bir beklentiye gerek yok. Parti kurması bile oldukça zor. Farz edelim kurdu, iktidar olmak gibi bir hayalin içerisinde olduğunu da sanmıyorum.
Haber Ekspress: Yani size göre Sayın İnce ve hatta Sayın Sarıgül iktidar olmak istemiyor mu?
Gürkan Özgürkanlı: Gerek İnce, gerek Sarıgül aslında son dönem Türk siyasetinin ortaya çıkardığı “altın oran” olarak adlandırılan 0,50-1,50 arasında bulunan oranı istiyorlar. Çünkü siyasi tahmincilerin şöyle bir algı yaratımı var; Millet ve Cumhur ittifakının %50’yi geçemedikleri halde bu ufak partimsilerin (Deva, Gelecek, Sarıgül, İnce vs. vs ) kilit olacağı ve hangi ittifaka devrilirlerse iktidarı belirleyecekleri yönünde bir öngörüleri var. Herkes bunu istiyor aslında. İnce’nin de kafasının arkasında bu var. Zaten, “gel CHP’nin başına geç” deseler ya da böyle bir fırsat doğsun, kurduğu veya kurmayı hayal ettiği partiyi filan da bırakır geri döner. Bu nedenlerle siyaseten ciddiye almaya değmez. Burada önemli olan İnce’nin siyasi bekası değil de CHP’nin oynadığı oyun aslında…
Haber Ekspress: Bu konuyu biraz açar mısınız? Oyun derken?
Gürkan Özgürkanlı: CHP uzunca bir zamandır ulusal politikaların iktidar olmaya ya da Erdoğan’ı devirmeye yetmeyeceği fikrinde. -Bizimle ayrıldıkları en önemli farklardan biri de bu zaten-. O yüzden ki Enternasyonel bir çizgiyi tercih ediyor. Bu tercihi kendi içerisinde homurtuya yol açmakla beraber politik tutarlılığına da zarar veriyor. HDP yakınlaşması bu minvalde değerlendirilmelidir. HDP’yi ateşten bir top olarak ellerinde tutuyorlar ve tutmak zorundalar. Çünkü HDP’nin baraj altında kalması demek 6-6,5 milyon oyun RTE’ye kayması demek. Bu da CHP’liler için; ‘RTE fetişisti’ olduklarından ve politika üretemediklerinden dolayı kabul edilemeyecek bir durum.
Haber Ekspress: Yani size göre CHP ile HDP’nin ittifakı sürecek.
Gürkan Özgürkanlı: Evet. Zira bu duruma o kadar inançlılar ki partilerinin içerisindeki ulusalcılardan bile vazgeçmiş durumdalar. HDP’yi bırakmayacaklar. Oyları %25’lerden, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde %22’lere ve belki önümüzdeki seçimlerde de %20’lerin altına düşeceğini tahmin ediyorum. Bunun tek nedeni de HDP’dir. Burada asıl sorulması gereken CHP’nin bu uğraşılarının halk tarafından görülüp görülmediği. Daha uygun bir anlatımla halk tarafından bunların bir anlamı var mı? Bu soruların cevabı; halk görmüyor ve anlamı yok. Yani halk CHP’den her zaman olduğu gibi yine umutsuz ve mutsuz. CHP politika üretemiyor, kuruluş genlerinde de politika üretme gayesi yok. CHP’nin içerisindeki vatansever, ulusalcıların İnce macerasına ihtiyaçları yok. Çünkü DSP ortada aslanlar gibi durmaktadır.
Haber Ekspress: Konu partinize gelmişken ilk olarak Mustafa Sarıgül’ü sormak istiyorum. Genel Başkanlık için adı geçerken ayrı bir parti kurmak için kolları sıvadı. Neler yaşandığı hakkında bilgi verir misiniz?
Gürkan Özgürkanlı: Sarıgül ve DSP maçının kazananı Sarıgül’dür. Sarıgül’ün partiye geleceğini duyduğumda çok sevinmiştim. Çok da güzel olacağına inanıyordum. O’na bir parti, bize de oy lazımdı. Herkesin kazanacağı güzel bir alış-verişti. Sonrasını şöyle düşünmüştüm. Sarıgül seçilir ve giderdi. Zaten geçmişte bunu defalarca yapmıştı, tekrar yapmaması için bir neden yoktu. Seçilmez ama yine giderdi. Yine ondan beklenen tavırdı bu da normaldi. Ama gitmedi. Yine iyi düşünmüştüm. “Ne güzel bak partimizde çalışacak” demiştim bir an. Ama unutmuşum… Sarıgül kendisi dışında hiç kimse ve hiçbir parti için çalışmazdı. Bunu hatırladığımda sorun benim için o zaman başladı. Partimizin içerisindeki üst yönetime bu adam hakkındaki görüşlerimi defalarca belirttim. Bununla yetinmedim kendi ekibi olan DSP Şişli İlçe Başkanlığındaki ekibine anlattım. Yetinmedim yakın akrabalarına söyledim. Yetinmedim DSP İstanbul İl Kongresindeki konuşmamda gözünün içine bakarak ima ettim. Neydi bu özetle? “Kırmızıdan maviye Genel Başkan olmaz”…
Haber Ekspress: Kazanan Sarıgül dediniz ama giden o oldu…
Gürkan Özgürkanlı: Şöyle ki; katıldığı parti içi organizasyonlarda bir aktör edası ile onunla resim çektirmek için yarışan partililerimi her zaman üzülerek izledim ve halen bu büyük üzüntüyü partililerim adına duymaktayım. Bu adam için değmezdi. Bir adım daha ileri götürdüm. Hasbel kader DSP Genel Başkanlığına aday filan olursa ve Genel Başkanım, saygı duyduğum partili büyüklerim karşısına aday olarak çıkmazlarsa, Sarıgül’ü tek başına parti genel başkan adayı olarak kurultaya götürmeyeceğimi, gerekirse benim aday olacağımı bile söyledim. Yani tek aday olarak kurultay yaptırmayacaktım ona.
Haber Ekspress: Neden?
Gürkan Özgürkanlı: Neden mi? Çünkü bugünü biliyordum. TDH’nin ilk kuruluşundaki dönüşünden biliyordum. Etrafındakilerden biliyordum. İdeolojisiz, birikimsiz ve her devrin adamı olduğunu biliyordum. Bizi kullandığını biliyordum. Şimdi bazı partililer “Biz de onu kullandık” diyebilirler ama değmezdi. 5-10 bin lira için, Şişli Belediyesi için bile Sarıgül’ü kullanmaya değmezdi. Gördüler. Parti kuruyor iddiası ilk çıktığı anda parti ile ilişkisi kesilmesi şarttı. Kesmediler. Beklediler. Bu o kadar hatalıydı ki parti içi huzursuzluk arttı. Partim zaten yaralıydı ve bazıları Sarıgül’ün isminden etkilenip “Acaba bizim genel başkanımız olsa tekrar Demokratik Solcular siyaset sahnesine çıkar mı” düşüncesine kapıldılar. Kışın açan yalancı güneş gibi. Kartal İlçe Başkanımız Güngör Çelik –ki kendisinin Demokratik Solculuğuna kefaletim vardır- Sarıgül’ü genel başkanlığa davet edip, Genel Başkan Önder Aksakal’ın istifa etmesi gereği olduğunu sosyal medyadan duyurdu. Kartal ilçe başkanımız bile Sarıgül’ün gazına gelmişti. Disipline gitti ve parti ile ilişiği kesildi. Sarıgül ne yaptı? Kırk yılın Ak Güvercinine, “Beyaz Güvercin” diyerek, parti içerisinde bazı adamları ayartarak kendi partisini kurmak için istifa etti ve gitti.
Haber Ekspress: Size göre nerede yanlış yapıldı?
Gürkan Özgürkanlı: Açıklayayım. Kendi öz çocuklarını Sarıgül’ün listesine eklemeye çalışan parti büyüklerimiz Demokratik Sol anlayışa yakışmayan bir yığın davranış içine girmişlerdi. Niye? Para veriyor diye… Oysa ki ne yapılmalıydı? Sarıgül’e yapacakları ile ilgili talimat verip, yerine getirip getirmediğine bakacaklardı. Yapmıyor mu? İhraç edeceklerdi. Bu kadar net. Şimdi veda yazısında dalga geçer gibi, yok askere gider gibi ayrılıyormuş, baba ocağı imiş… Bu palavradır. Eğer ayrılmasaydı Sayın Efsane (!) Başkanı disipline sevk yazı talep dilekçesi tarafımca yazılmıştı. O gitti diye bunları söylemiyorum. İstanbul İl Başkanı Çiğdem Mercan, İstanbul İl Saymanı Ersan Yılmaz buna şahittir. Her nasılsa onlara söylediğimin ertesi günü Sarıgül’ün istifası sosyal medyaya düştü. Golü attı ve gitti. Sorumlusu DSP üst yönetimidir. O yüzden, kazanan Sarıgül oldu demiştim.
Haber Ekspress: Cumhur İttifakına bakış açınız nedir? Bir yakınlaşmanız söz konusu olabilir mi?
Gürkan Özgürkanlı: DSP’nin ideolojik konumlanması AKP’nin yanında olamaz. Bu kadar açık. AKP’nin tipik sağ çizgisine eklediği; hukuk tanımaz tavır, tek adam anlayışı, parlamentoyu ve çok sesliliği cezalandırıcı eylem ve politikalarının DSP ve ideolojisi ile birleşmesi mümkün değildir. DSP ‘Demokratik Sol’ ideolojiye sahiptir ve ideolojisi gereği demokrattır ve çok seslilikten yanadır. Sermayeden değil, emekten yanadır. İdeolojisi olmayan, para ile her şeyi ifade eden AKP gibi bir parti ile yan yana dahi gelemez. Hukukun üstünlüğünden taviz vermesi mümkün değildir. Biz AKP ve AKP politikalarının tam karşısında bir partiyiz. Son günlerde siyasette bir moda başladı; yok iyi yaptığına “iyi yaptı” demek gerekirmiş… Konu sanki iyi ile kötü. Neyi iyi yapmıştır? İyiyi nasıl yapmıştır? ve biz bu iyi yapılanın bedelini nasıl ödemekteyiz? AKP’nin iyi yaptığı hiçbir şey yoktur. Halkımız üzerine yüklediği ağır faturalar, yaptıklarını kötü kılmaktadır. Dolayısıyla AKP ve iyi yan yana gelemez. Son dönem partimizin AKP yandaşı gibi algılanması parti üst yönetiminin zafiyetidir. Bizim için CHP ne kadar uzak ise AKP ve onun zihni anlayışı 5 kat daha uzaktadır.
Haber Ekspress: Demokratik Sol’u açacak olursanız…
Gürkan Özgürkanlı: Demokratik Solcular; “Türk halkı” demekten korkmazlar, “İşçi – memur – emekli hakları” demekten korkmazlar, “Dolar neden yükseliyor kardeşim, insanları neden yoksullaştırıyorsun RTE” demekten korkmazlar, “Anlat bakalım şu seçmenlerinin övündüğü, senin çok iyi bildiğin ekonomik model ile yaptığın yol, köprü, hastaneler için Türk halkının üzerine bıraktığın borç yükünü” demekten korkmazlar, “Yandaş medya, yandaş müteahhit, o yandaş bu yandaş deyip Türk halkını böldüğünü ya bizdensin ya onlardan ya da teröristsin deyip halkı geriyorsun” demekten korkmazlar, “İlk seçildiğinde DSP’nin ekonomik politikalarını takip ettiğini yoksa sen ne anlarsın ekonomiden” demekten korkmazlar, RTE’nin bu ülkede her şeyi biz yaptık biz, biz tavrına “Sen kimsin” demekten korkmazlar…
Haber Ekspress: Bilmeyen gençler için, DSP’nin en büyük ortak olarak içinde bulunduğu iktidar döneminde yapılanlarını açıklar mısınız?
Gürkan Özgürkanlı: DSP’nin yaptıkları ortadadır;
– Ekonomik düzenlemelerimiz,
– Yapısal reformlar,
– İnançlara saygılı tavrımız,
– Emeğe ve çalışanlara saygımız,
– Kadınlara ve gençlere özel önemimiz,
– Kıbrıs tavrımız,
– Askeri vesayete karşı demokratik tavrımız,
– ABD emperyalizmine karşı tavrımız,
– Hakça üretim, hakça paylaşım düsturumuz,
– Ekonomik krizlere ve yokluklara rağmen ayakta kalma çabalarımız özellikle demokratik açılımlarımız,
– Özerk üniversite anlayışımız,
– Sendikal yaşam,
– Teröre karşı duruşumuz,
– Türk halkından yana aldığımız tavırlar ortadadır.
Haber Ekspress: Çok açık ve net konuşuyorsunuz. DSP’nin ne CHP ile ne de AK Parti ile bir arada olamayacağını ifade ettiniz. Peki DSP yola nasıl devam edecek? Tek başına mı?
Gürkan Özgürkanlı: Öncelikle şunu eklemek istiyorum; bizim RTE’den öğrenecek hiçbir şeyimiz yoktur. Ondan korkacak ya da bahane üreterek yanına gelebileceğimiz bir durum da yoktur. Türk halkının en büyük özelliği; özgürlüğüne olan düşkünlüğüdür. Sen bu halka “ya ondansın ya bundan olacaksın” dersen, o halk “ben şu olacağım” deyip 3. yolu açacaktır. Kendi yolunu tarih boyunca olduğu gibi yine kendisi çizecektir. Ne AKP’nin; “vatan elden gidiyor, herkes bize saldırıyor” tavrı, ne de CHP’nin “AKP’den kurtulalım da teröristlerle bile oluruz” tavrı bu halka ait değildir. Halkımız ne vatanı verir ne de teröristle yan yana gelir. Türk Demokratik Sol’u 3. yolu açacak olandır.
Haber Ekspress: Bülent Ecevit, DSP’nin kasasında yüklü miktarda para bırakarak ebediyete intikal etti. Nasıl oldu da o kadar para yok oldu ve başarı bir türlü gelmedi?
Gürkan Özgürkanlı: DSP, iktidarı kaybettiği 2002 yılından bu güne kadar hep kan kaybediyor. DSP’nin başına gelenler Türk Siyasi tarihinde hiçbir partinin başına gelmemiştir. Gelseydi, o partinin açık kalması mümkün olamazdı. DSP zor olanla mücadele etmiş ve bu mücadeleyi kazanmıştır. Varlık mücadelesinin sonuna gelmiştir ve önümüzdeki seçimlerde varlığını tescilleyip siyasi arenaya tekrar dönecektir. Geçmişe baktığımızda; sizin de dediğiniz gibi kasasında bir yığın para bulunan bir partinin bugün hiçbir parasının olmaması, bu paralara ne oldu sorularına “yediler”den, “abuk, sabuk harcadılar”a kadar bir sürü saçma sapan cevaplar verilmesi, partinin iyi yönetilmediğinin göstergesidir. İllerin ve ilçelerin parasızlıktan kapanması ve bu kapanma ile parti üyelikleri düşen binlerce Demokratik Solcu’nun siyasetten uzaklaşıp dışarıda kalmaları, Rahşan Ecevit dahil birçok eski Demokratik Solcu’nun partiden küstürülüp uzaklaştırılmaları, Bülent Ecevit’in kasketi altında siyaset yapma kolaylığını taşıyan hainlerin hemen ardından partiden kaçmaları, Zekiciler – Mahsuncular – Önderciler gibi parti içerisinde grupçuluğun oluşması, küçük olsun benim olsun düsturunun egemen olması, yeni gelenlere karşı oldukça tutucu bir tavır sergilenmesi vs… Partimizi bu duruma getirdi. Ancak bütün bunlar DSP’nin düzeltmesi gereken içsel geçici sorunlarıdır. DSP kendi içerisindeki tadilatı yapmadan Türk halkı tarafından algılanması ve oy verilmesi mümkün görülmemektedir. DSP kadroları içerisinde, bu reformu sağlayacak bir motivasyon ve kadro bulunmaktadır. İşin bizim için sevindirici kısmı da budur. Yakın gelecekte bu reform olacak ve yeni kadrolar ile DSP, Türk halkının karşısına eski günlerdeki gibi güçlü bir şekilde çıkacaktır. Zira DSP bir ideoloji partisidir. Demokratik Sol ideoloji çağdaş dünyada geçerliliği olan bir ideolojidir.
Haber Ekspress: Çok güzel ve çok özel bir röportaj oldu. Açık yürekliliğiniz için sizi kutluyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz?
Gürkan Özgürkanlı: “DSP’nin sorunlarını neden paylaşıyorsun” diyenler olacaktır. ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışı Demokratik Sol’a uygun değildir. Onlara cevabım şudur; eğer kamuoyuna mal olmak istiyorsan açık olmalı ve samimi olmalısın. Size fikir verenleri de dinlemelisiniz. Yoksa kendi kendinize sorunlarınızı çözebilecek yetenekte olsanız sorununuz olmaz ve Türk halkından oy alırsınız. DSP gibi Türk halkının gönlünde hep olan bir partinin kapalı kapılara, gizli ajandalara ihtiyacı yoktur. Bu durum ‘Halkçı Ecevit’ düsturuna da terstir. DSP Türk halkı ile ailedir. Aile; sorunlarını birlikte çözer. Ben diyorum ki; Ey Türk halkı bil ki bizim içimizde tıpkı sizin gibi, tıpkı ailemizdeki gibi sorunlarımız var sen bunları bilmiyorsan bil. Biliyorsan bizimle ol. Çünkü biz sorunları olan bir aileyiz. Tıpkı her aile gibi. Sorunları seninle çözebiliriz. Kamuya mal olmuş bir siyasi partinin gizli ajandaları, sakladığı şeyler olmaz. Her şey Türk halkının önünde gerçekleşsin. Çünkü biz Türk halkını ailemiz olarak görmekteyiz. Demokratik Solculuk tam da budur. Ben de bu güzel röportaj için size teşekkür ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.