Sahipsiz sevinçler vardı suya sabuna dokunmayan.
Sonra her sabah güneşin peşine takılıp gelen umutlar vardı. Yaşamak için, ”bende varım” dercesine ışık hüzmesi arıyordu gözleri. Ne rüzgarın sesi ne de kuşların cıvıltısını duyabiliyordu, biz insanoğlu. Herşey nasılsa, öyle işte, yaşayıp gidiyorduk. Sonra kimsesizlik sardı dünyayı, kimse sahiplenmedi kederi…
Birilerini yok ederek var olmayı, kendimizi yok ederek başkasını var kılmayı, birileri iyiyken eksik hissetmeyi, gücü tek elimizde tutmayı, sığınmayı, korkmayı, korkutmayı tanıyor, iyi biliyor ve tekrarlıyoruz.
Bu defa başka türlüsünü deneme zamanı!
O halde; beraber üzülüp, ruhumuzu beraber tamir edeceğimiz yollarda buluşalım..