”İnsanın en uzun ve en zor yolu kendiyle buluştuğu yoldur. Bir yandan da en kısa olanı. En kolay olandan kaçar en zor olanı o sanırız. Kendimizi kendimizden mahrum ederek yaşamasaydım keşke” deriz.
Emeği ve mücadelesi ile çıktığı hiçbir yolda kendini kendinden ve diğerlerinden mahrum etmeden var olmayı başaran, Güneş HUMOĞLU her seferinde yeniden doğdu. Kolay değildi elbet, her doğum acılı ve sancılıdır çünkü.. Ama o inandı, umut etti ve başardı.
O halde, bu yeni doğuşu kendisinden dinleyelim:

* Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

7 Ocak 1989’da Tekirdağ’da doğdum. İlk orta ve lise öğrenimini Tekirdağ’ da tamamladım. İlkokula başladığımda babam özel müzik hocası tuttu. Hocamdan 3 yıl boyunca klavye ve müzik eğitimi aldım. Liseyi bitirince konservatuvar okumak istedim. Ailecek İzmir’e taşındık. Konservatuvar sınavlarına girdim. Ama çok torpilli öğrenciler vardı. Kazanamadım. Sonra babam üst üste iki defa beyin kanaması geçirdi ve yatalak kaldı. 7 yıl sürdü. Bu süreçte çeşitli işlerde çalıştım aileme maddi ve manevi destek olmaya çalıştım. Sonra cafe açtım. Kendi işimi yapayım dedim 4 yıl işlettim. Bu arada babamı da kaybettim. Ben ve annem için zor bir dönemdi…ve annem psikolojik tedavi gördü…Sonra internette Sadri Alışık Akademi’nin tiyatro ve oyunculuk eğitiminle ilgili ilanlarını gördüm. İş yerini kapattım annemle birlikte İstanbul’a gittik. Gittiğim gibi hemen kaydımı yaptırdım. 2011 ve 2013 yılları arasında eğitim aldım. Mezun olan arkadaşlarımla birlikte tiyatro yüz adında bir grup kurduk. “İonesconun Sıkıntısı” adlı kolaj bir oyun çıkardık. Bir sezon çeşitli alternatif sahnelerde oynadık. Bu arada 4 tanesinin söz ve müziği bana ait olan 5 şarkılık maxi single çıkardım. Ama döneme göre albüm epey amatör kaldı. Klipte çektik ama müzik şirketleri klibi gördüklerinde beni kilolu buldu. Sonra ben İzmir’e döndüm 8 yıl bekledim bu dönemde çeşitli işlerde çalıştım. Ama kiloyu kafama takmıştım. Her yerde önüme çıkıyordu. 2017 yılında tüp mide ameliyatı oldum 36 kilo verdim. 2021 yılında tekrar içimdeki müzik aşkı alevlendi. Ve bu albüm çalışmasını yaptık. Çok profesyonel iyi bir ekiple çalıştık. İnşallah daha iyi daha güzel çalışmalarda yolda…

*Şarkı söylemeye ne zaman başladınız? Etken ne oldu?

En büyük etken ailem… Çünkü çocukluğumdan beri müzikle büyüdüm. Annem ve babam TSM aşığıydı. Annem çok güzel şarkı söylerdi. Babam da tambur çalardı. Ben kendimi bildim bileli hep şarkı söylüyorum. Annem beni hep çalıştırırdı. Bu şarkıyı şöyle söyle bu şarkıyı böyle söyle… hep eli üstümdeydi…

* Bu kadar genç bir yaşta bu kimliğe sahip olmak nasıl bir duygu?

Ben sanatçı kimliğine sahip olduğumu düşünmüyorum. Ama bunun için çok çalışıyorum. Rabbim izin verirse ölmeden arkamda iyi bir isim bırakabilmek istiyorum.

* Hayranlık duyduğunuz ya da kendinize idol gördüğünüz ses sanatçıları var mıdır? Varsa kimlerdir?

İlk önce sanat güneşimiz Zeki Müren hayranıyım… Onun gibi bir sanatçı gerçekten zor gelir. Bizim için çok önemli bir değer… (Allah rahmet eylesin…) Sanatı duruşu yeteneği tartışılmaz.
İkinci süper starımız Ajda Pekkan… İş disiplini duruşu sahne performansı kültürü harika. Onun gibi bu yaşta dünyada bir sanatçı var mıdır acaba… Üçüncü mega starımız Tarkan…bir kere sahneye çok yakışıyor hep işiyle ön planda kimseyle polemik yaşamıyor. Çokta karizmatik… Ben çocukluğumdan beri hayranıyım… Kendime hepsinden birşeyleri örnek almışımdır…

* Seslendirdiğiniz şarkı türleri ve hedef kitleniz kimler?

Pop tarzı söylüyorum. Ama repertuarımı TSM, arabesk ve pop tarzı eserlere yer vererek hazırladık. Yani bir çok kesime hitap ediyor. Canlı performansımda dinleyicinin duymak istediği zamanında hit olmuş şarkılar var. Ama albüm çalışmalarım genelde pop tarzı olacak…

* Şarkılarınız ile ilgili dinleyicilerinizden gelen tepkiler ne yönde ve aranızda nasıl bir bağ var?

Ekip olarak gerçekten çok emek verdik. Güzel tepkiler alacağımı tahmin ediyordum. Yalnız tahmin ettiğimden daha olumlu tepkiler aldım. Bu beni ilerisi için daha da cesaretlendirdi. Dinleyicilerimle aramızda bir sinerji oluştuğunu hissedebililiyorum… İnanıyorum ki çok güzel şeyler olacak…

* Sizin için şarkı söylemek nasıl bir duygu? Bu duyguyu tarif edebilir misiniz?

Şarkı söylemek nefes almaktır. Şarkı söylemek duyguları düşünceleri sözlere ve noktalara dökerek karşı tarafa aktarmaktır. Ben şarkı söylerken kendimi çok özgür hissediyorum… kendimi bir teknenin içinde masmavi bir okyanusa açılmış gibi hissediyorum… bu çok farklı bir duygu yaşamak gerek…

* Yakın bir zamanda yeni bir sıngle çalışmanız çıktı. İçeriğini bahseder misiniz?

Ocak ayından beri bu işle uğraşıyoruz. Sevgili aranjörüm ve çok değerli hocam, Cenk KANDIRALI ve değerli eşi Ayşenur KANDIRALI bana bu yolda çok destek oldular. Hala da olmaya devam ediyorlar. Şarkı araştırdık ve doğru şarkı olması çok önemliydi. Çünkü piyasada ilk defa profesyonel bir çalışmayla çıkacaktım. İlk izlenim çok önemliydi. Şarkıyı bulduktan sonra Cenk hocam şarkının alt yapısını hazırladı ve sırayla canlı enstrümanları çaldırdı. Öyle bir özveriyle çalıştı ki sağolsun ben böyle işine aşık ve disiplinli bir müzik adamı görmedim. Sonra vokallerle birlikte stüdyo okuması yapıldı…ve ürün gerçekten emek verilerek özveriyle piyasaya çıktı…

* Genç bir ses sanatçısı olarak günümüz genç kuşağa öneri ve tavsiyeleriniz neler olurdu desem?

İnandıkları yoldan vazgeçmesinler… Genç kuşak çok geniş olanaklara sahipler. Çok çabuk isimlerini kendilerini duyabiliyorlar… Ama tabi kalıcı olmak zor. Çünkü günümüzde üretilen herşey çok çabuk tüketiliyor. Kendini ismini duyurman kolay fakat istikrarlı bir başarı sağlaman çok zor. Bu yüzden kendini geliştirmen güncellemen ve yenilemen gerekiyor…

Bundan sonra ki müzik yolculuğunuz da hayalleriniz ve hedefleriniz nelerdir?

Öncelikle önümüzde daha iki tane şarkımız var. Sonbaharda onları çıkarıcaz. Hadeflerim daha çok insana ulaşabilmek konserler ve sahne işleri… Aşık olduğum işi yapmak ayrıca beni yaşama bağlıyor. Müzik benim hayat damarım o olmadan yaşayamam…

O halde, bizlerde size, büyük emek ve inançla çıktığınız bu yolculukta başarılar dileriz. Herşey gönlünüzce olsun ve ışığınız hiç bitmesin.