10 ilimizi etkileyen, resmi açıklamalara göre 40 binin üzerinde vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 200 bine yakın kişinin yaralandığı Kahramanmaraş merkezli depremin manevi artçıları, içimizdeki acısı devam ediyor.
On binlerce binanın yıkıldığı bu depremde sorumlu görünen bazı kişilerin yakalanıp tutuklandığını görüyoruz. Bunların tamamına yakını da müteahhit. Ancak dikkatimizi çeken, müteahhitler tutuklanıyor ya da gözaltına alınıyor da, bu ruhsatları verenler, imza atanlar hiç ortada yok. Daha doğrusu ortadalar da haklarında bir işlem yapılmamış olması dikkat ve tepki çekiyor.
O tabut binalara imza atan, göz yuman; yapı denetim şirketleri, belediye başkanları, imar müdürleri, belediye meclis üyeleri vb. ne olacak, neden onlar görmezden geliniyor!
Göz boyamak için 99 depreminde olduğu gibi iş birkaç müteahhitin üzerine yıkılırsa, biz daha çok enkaz altında kalırız. Biliyorsunuz orada da günah keçisi Veli Göçer oldu, ama o da yattı çıktı inşaatlara devam ediyor.
Eğer; “deprem değil ihmal öldürür” sözünün ihmal tarafındakilerden sadece müteahhitleri günah keçisi ilan eder, üç beş yıl hapis yattıktan sonra bırakırsanız bunun önünü alamazsınız ki zaten alamıyorsunuz.
Dolayısı ile müteahhit, yapı denetim şirketleri, belediye başkanları, imar müdürleri, belediye meclis üyeleri vb. sorumluları zincirleme yargılamaz ve gereğini yapmazsanız daha çok dizimizi döver ah vah der dururuz.
Kahramanmaraş depreminden sonra bir kez daha gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldık ve yine 1999 depreminden beri hiçbir şeyin değişmediğini acı bir şekilde gördük. Depremi asrın felaketi haline getirenler ortadaydı!
Ayrıca tekrar tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum; Ege Bölgesi ve Marmara Bölgesi, özellikle İstanbul ve İzmir için derhal ve çok hızlı bir şekilde bilim ve teknolojiden yararlanarak çalışmaların başlaması gerekiyor, yoksa daha çok ah vah deriz, daha çok ağlarız.