Bazı sözler kitleleri coşturmak isteyenlerin en etkili silahı… Aklıma geldikçe kahkaha attıklarımdan bir kaçı:
Bazı sözler var.
Yıllardır durup durup söyleniyor.
Hiçbir geçerliliği olmadığı halde inanarak tekrar ediliyor.
Toplumsal etki yaratmak adına bütün liderlerin ağzında sakız.
Karşıdakini susturmak isteyen büyük demagogların en etkili silahı.
Aklıma geldikçe kahkaha atmak istediklerimden bir kaçı:
“Sınavları kaldırdık, herkes istediği okula gidecek.”
Ama isterken de haddini bilecek tabi! Kalkan sınavların sürekli yapılmasını söylemiyorum bile…
“Eğitimde sessiz bir devrim gerçekleşiyor.”
Devrim olduğu kesin ama neyi devirdiği belli değil. Devirdiği de kendisinden eski değil çünkü…
“Sandıkla gelen sandıkla gider.”
Tabi, ama adamına göre. Ben söz konusuysam sandıkla giderim, sen söz konusuysan hukuk diye bir şey var. Dün de böyleydi bugün de, yarın da böyle olacak.
“Avrupa bizi kıskanıyor.”
Avrupa’nın bizden hoşlanmadığı kesin. Çıkarlarına zarar verdiğimiz de ortada. Ama kıskanılmak için bundan fazlasını yapmamız gerekmez mi? Hayat kalitesinde onların önüne geçmek gibi…
“Tarihimiz yanlış öğretildi.”
Doğrudur, ama şimdi de doğru öğretildiğini söylemek güç. Romantik ve taraflı bir gözle bakmayı bırakmadığımız sürece de değişmeyecek.
“Büyüyoruz.”
Ekonominin en kötü olduğu doksanlı yıllarda bile büyüyorduk. E az çok büyüyoruz büyümesine de nüfus da büyüyor. Nüfusa oranla ekonomi de genişliyor. Peki üretimden ne haber?
“Gül isyan edecek.”
Güçsüzler umut, güçlüler dişine göre rakip arar kendine. Arada kalana Allah yardım etsin.
***
Meslek yüksek okullarına ilgiyi artırmak için kısa dönem askerlik hakkı tanınacağı dedikoduları yayıldı.
Mili Savunma Bakanlığı haberin gerçek olmadığını bildirdi.
Kendimizi kandırmayalım!
Alanı cazip hale getirmeden meslek yüksek okullarına öğrenci doldurmanın ne faydası olacak?
Sayı artınca sorun çözülecek mi?
Sayıyı artırmanın sorunu çözmeyeceğini görmek o kadar zor değil…
Önümüzde eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe birçok örnek duruyor.
***
MHP cumhurbaşkanı adayı göstermeyecekmiş!
Erdoğan’ı destekleyecekmiş!
Aksini düşünen var mıydı?
Başka bir şey mümkün müydü?
Partideki koltuğunu antidemokratik yöntemlerle zar zor kurtaran birinden bahsediyoruz.
O da Yenikapı ruhu sayesinde!
Ne yapabilirdi başka?
***
Kutuplaşıyoruz…
Kimi zaman hızlı ve keskin…
Kimi zaman yavaş ve yumuşak…
Ama kutuplaşıyoruz…
Bazen hararetle tartışıyoruz…
Bazen gündemin ardına atıyoruz…
Ama kutuplaşıyoruz…
Nedeni üzerine kafa yoran ve durdurmak isteyenler olsa da…
Bir konuşup bir susturulsa da…
Genel çoğunluğun umurunda olmadıkları kesin…
Keskin uçlarda olmayı seviyoruz.
Bizden olmayanı anında karşımıza alıyoruz.
Yüzlerce yıl öncesine dönersek dünyaya hakim olacağımızı sanıyoruz.
Neticede kutuplaşıyoruz!
Neden kutuplaştığımız açık değil mi?
Neyi tartışıyoruz?