Acımız büyük.
Sosyal medyadan paylaşarak ve sınır kapılarını açarak azaltmaya çalışıyoruz.
Keşke ateş düşen yürekler de böyle rahatlayabilse!
Onlarca eve ateş düştü.
Yaralıları da sayınca belki de daha fazla…
O da sadece bizimkiler…
Canımız yanınca bu derece haberdar ya da alakadar olduk.
Çünkü ucu bize dokundu!
Her gün böyle onlarca can telef oluyor oralarda, ya da yaralanıyor.
Kimin umurunda?
Bu kadar üzülüyor muyuz onlar için?
Eee kendi ülkeleri bile sahip çıkmıyor değil mi ya!
Adam olsun sahip çıksın vatandaşına!
Haklısınız.
Peki nasıl?
Bizim PKK’ya kaptırıp sahip çıkamadığımız yavrularımız gibi mi?
Neden engel olamıyoruz bir türlü?
Neden hala dağa çıkan, isyan eden insanımız var?
Neden mülteciler burada kalmak istemiyor da Avrupa’ya gitmek istiyorsa ondan…
İlk günlerde uğradığı bütün iğrenç muamelelere katlanma sebebi daha sonrası için daha büyük bir umut taşıması…
Biz kendi çocuklarımıza veremediğimiz umudu onlara nasıl verelim öyle değil mi?
Ya da dış güçler diyelim…
Böylesi daha kolay…
Gelip yoldan çıkarıyorlar insanları.
Yoksa her şey güllük gülistanlık!
Hiç sorunumuz yok.
Mükemmel bir eğitim verip mükemmel imkanlar sağlıyoruz vatandaşlarımız için!
Sonra batılılar gelip yoldan çıkarıyor!
Biz sahip çıkıp doğru bir eğitim ve olanak sağlarsak böyle imkanlar bulabilirler mi?
Neyse, asıl konumuza dönelim biz:
Yanlış anlamanızı istemem, elbette dış güçler var ve kendi çıkarları için çalışıyor.
Ama aynısını Suriye için de düşünmenizi isterim.
Kaç ülkenin cirit attığı bir ülkede rejimi bir şeylerle suçlamak komik geliyor bana.
Hele bu ülkelerden biri de biz isek!
İşimize geleni söyleyeceğiz herkes gibi, ama buna kendimiz de inanınca sonu pek iyi bir yere gitmiyor.
Hala neden orada olduğumuzu ve görevimizi anlamış değiliz bence.
Tamam terörle mücadele ediyoruz.
Suriyeli kardeşlerimize yardımcı oluyoruz, tabi sözümüzü dinleyenlere!
Bütün güçlü ülkelerin yaptığı gibi…
Onlar ta nerelerden yaparken bizim neyimiz eksik?
Hemen yanı başımızda karışıklıklara izin mi vereceğiz?
Derken bir bakıyoruz Amerika’nın istediği noktadayız.
Amerika’ya kafa tutup girerken onlar neden çekiliyor diye düşünmüyoruz.
düşünmeye gerek yok, neden olacak, bizden korktukları için tabi!
Ama diğer ihtimalleri de düşünsek hiç fena olmaz!
Neyse, her efelenmenin ağır olsa da bir bedeli olacak.
Daha vahimi son olmaması…
Çünkü kontrolü kendinde sanarak başkalarının istediğini yapmak pek iyi sonuçlar doğurmaz.
En basit düşünen insan bile Orta Doğu bataklığını çok iyi bilir.
Tarihte birçok devlete mezar olmuştur.
Sorumluluğunu almak isteyen bedelini ödemelidir.
Biz de yıllardır bizden sorulur dediğimize göre bedelini ödüyoruz!
İnşallah sonuç istediğimiz gibi olur.
Allah ateş düşen yüreklere sabır versin.
Nasıl olsa şehit olup cennete gidiyor diye düşünenlere de akıl…
Şehitlik elbette çok değerli bir mertebe ama keşke bu kadar kolay olsaydı.
Kesinlikle şehit olmadıklarını iddia etmiyorum ama şehitliğin bir takım şartları olduğunu inandığı kitabı birazcık okuyanlar bilir.
Okumayanlara da ne anlatırsan gideri var…
Diyeceğim o ki:
Biraz güçlü olan hiçbir devlet diğerinden farklı değil.
Hep bir yerlere silahla barış getirmeye gidiyor.
Korkarım biz de onlardan biri oluyoruz?
ama en fazla zararı yine biz görerek!
bu işte bir yanlışlık var gibi geliyor bana.
İnşallah yanılırım.
Ama muhalifleri destekleyerek mültecilere kucak açmaktan, sınır ötesi operasyonlara mültecilere Avrupa kapılarını açmaya geldik…
Hangi sorun çözüldü?
Hepsi artarak devam ediyor.
Tabi bunların hepsi biz istediğimiz için oldu!
Yoksa Amerika’nın bizi Suriye’ye sokmak, Rusya’yla aramızı bozmak, Esad’la somut bir savaşa sokmak, Orta Doğu bataklığını kurutmamak için kan dökülmesini sağlamak gibi bir niyeti yoktu!
Merak etmeyin, her şey kontrolümüz altında!