Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, son dönemde adalet sistemine yönelik yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin hazırladığı kapsamlı yazılı soru önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Yüksel, “Adaletin tarafsızlığı ve bağımsızlığı, hukuk devleti olmanın temel şartıdır. Ancak son dönemde kamuoyuna yansıyan iddialar, adliyelerde rüşvet çarklarının artık önlenemez hale geldiğini göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
ADALETİN ÇÜRÜMESİ, DEVLETE GÜVENİ SARSAR
Yüksel, açıklamasında yargı kurumuna duyulan güvenin ciddi biçimde zedelendiğine dikkat çekti:
“Vatandaş, hakkını aramak için başvurduğu mahkemelerde artık paranın ve bağlantıların gücünü görmekte, adaletin terazisinin şaştığına inanmaktadır. Bu durum hem yargıya olan güveni hem de devletin hukuk esaslı meşruiyetini derinden sarsmaktadır.” dedi.
“RÜŞVET KARŞILIĞINDA DAVA SONUÇLARI DEĞİŞİYOR” İDDİALARI
Ali Yüksel, adalet sisteminin içine sızmış rüşvet ağlarının görmezden gelinmesinin büyük bir tehlike olduğunu belirterek, “İktidar, adalet kurumunu denetleyememektedir. Rüşvet karşılığında davaların sonuçlarının değiştiğine dair iddialar, adaletteki çürümüşlüğün açık bir göstergesidir. Bu tablo, hukuk devletinin değil, keyfi yönetimin işaretidir.” ifadelerine yer verdi.
TBMM’YE SUNULAN SORULAR
Yüksel’in Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından yanıtlanmak üzere TBMM’ye sunduğu soru önergesinde şu başlıklar yer aldı:
Son beş yılda (2020–2025) yargı mensupları ve adli personel hakkında başlatılan rüşvet ve görevi kötüye kullanma soruşturmalarının sayısı,
Bu soruşturmalar sonucunda görevden uzaklaştırılan veya haklarında adli işlem yapılan personelin illere göre dağılımı,
Adliyelerde belirli mahkemelerde yoğunlaşan rüşvet şikayetleri olup olmadığı,
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun bu konuda yürüttüğü denetimlerin sıklığı ve etkinliği,
Vatandaşların ve avukatların güvenli biçimde rüşvet şüphesini bildirebileceği ihbar mekanizmalarının mevcut olup olmadığı.
“ADALETİN ÇÜRÜMESİNE SESSİZ KALINAMAZ”
Yeniden Refah Partisi Milletvekili Ali Yüksel, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Adaletin çürümesine sessiz kalmak, devletin temel direğini yıkmaktır. Rüşvet iddiaları ciddiyetle araştırılmalı, sorumlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Vatandaşın adalete güveni yeniden tesis edilmeden, bu ülkede gerçek anlamda hukuk devleti varlığından söz edilemez.”
TÜRKİYE–ALMANYA İŞGÜCÜ ANTLAŞMASI’NIN 64. YILI
Yüksel ayrıca, 30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile Batı Almanya arasında imzalanan Türkiye–Almanya İşgücü Antlaşması’nın Türk işgücü göçünün resmi başlangıcını oluşturduğunu hatırlatarak, “Bu tarih sadece iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin değil, milyonlarca vatandaşımızın alın teriyle yazdığı bir emek ve fedakârlık tarihidir. Türk işçilerimizin gurbet yolculuğunun başlangıcı olan bu anlamlı gün kutlu olsun.” ifadelerini kullandı.