Hiçbir şeyden korkmadınız kadından korktuğunuz kadar. Allah’tan dahi korkmadınız, ona el kaldırdınız; allı morlu çiçekler (!) kondurdunuz, öpeceğiniz yerlerine… Buseler kondurmak yakışmazdı erkekliğinize.
Sırtından sopayı, karnından SIPAyı derken bile aklınız ermedi cahilliğinize…
Eve ekmek getirmeyi marifet sandınız, marifet ekmeği bölüşmekti oysa. Kendi deyiminizle karıya kıza yedirdiniz; “o da hemcinsiniz değil mi? , şükredin halinize.” (!)
Yetmedi, çocukları gelin ettiniz; doymayan uçkurunuzun derdiyle. Oyuncak yerine etten kemikten bebek verdiniz kucaklarına. Yeni yetme göğüslerinden süt sağmaya çalıştı yavrular. “Erkek de doğuramadı ya neyse. Seneye iki bebeğe birden bakar.”
Gölgenizden bile tahrik olursunuz,
Utanma da kalmadı artık, dokunursunuz, ileri gidersiniz. Kılıfı zaten hazırdır: “kuyruk salladı” dersiniz, dişi köpeğiz ya neticede. Hala da bulamam o malum kuyruk nerdeyse? Bakar dururum.
Ama yok, “ille de kadın doktor olsun” diye direten beyninizi şimdi anlıyorum. Kadın servis şoförleri olsun bence de, kadın polisler, kadın hakimler, kadın tüpçüler, sütçüler hatta… Bize bizden zarar gelmez zira, masum kıskançlıklar dışında…
Yahu suç sizin değil ki, niye kızıyorsam? Niye kızıyorsak yani?
Ben yine eğitim şart diyorum! Aile eğitimi hem de, anne baba olabilmenin eğitimi…
Erkekler birer çiçektir. Hoş, deve dikeni de bir çiçek değil mi?
Deveyi seven dikenine katlanır,
katlanır mı?
Katlan-ma!!!!