Yine sık sık şehit haberleri geliyor.
İnsanın içinin sızlamaması mümkün değil!
Ateş düştüğü yeri yaksa da acısını birçok insan hissedebiliyor:
Daha önce şehit vermiş olanlar…
Geçmişte yakınlarını kaybetmiş olanlar…
Hiçbirini yaşamasa da empati yeteneği güçlü olanlar acı çekiyor.
Az çok herkesin yüreği yanıyor.
Kimisi acısını sosyal medyada yaşıyor, kimisi kendi içinde.
Sosyal medyda paylaşanlar şanslı, tepkisini göstermiş olmanın verdiği huzurla hayatına devam ediyor!
Hepsi olmasa da önemli bir kısmı öyle diyelim…
Şu aralar moda olan safını belli etmenin huzuru yetiyor onlara.
Başka bir şey yapmaya gerek kalmıyor!
Ama sosyal medya sadece acı paylaşımı için kullanılmıyor elbette!
Öfkesini terör yerine devlete yönelterek siyasi bir malzeme haline getirmeye çalışanlar az değil.
Terörün arkasında yatan gerçek güçleri bildikleri halde dile getirmeyenler de…
Şehit haberleri üzerinden spekülasyon yaratarak, kaos çıkarmaya çalışanlar da…
Hepsi de bilerek ya da bilmeyerek terörün ekmeğine yağ sürüyor!
Şimdi oy almak için yakın görünenler de…
Geçmişte açılım diyerek davul zurnayla karşılayanlar da…
Anlık duyduğu acıyla sanal dünyada feryat figan ağlayanlar da…
Konuyu kısa süre gündeme getirmeleri yetiyor.
Malum dünyanın sosyal medya üzerinden döndüğüne inananlar çoğunlukta.
Önemli olduğu kesin ama olması gerekenden çok daha fazla anlam yüklendiği de kesin.
İşin daha trajik tarafı ise bütün bunların arasında hala en çok gündem olan konu zenginlerin daha zengin olmak için kurulan saadet zincirlerine para kaptırması!
Hemen sosyal medyada yasımızı paylaşıp rotayı magazine çeviriyoruz yani!
Parasını kaptıran ünlüler gibi eğlenceli bir konu varken şehit haberleri gibi üzücü bir alanda kalamıyoruz!
Sorgulamak, irdelemek, nedenini nasılını anlamaya çalışmak zaten yok!
En azından sorumluların tespit edilmesi, tekrar olmaması için yapılması gerekenlerin öğrenilmesi için bir şeyler yapılsa!
Uzman askerlikle, İHA’ larla, SİHA’ larla bu sorunların üstesinden gelecektik hani!
Sınırlarımızın ötesine taşıdık ama hala bizim canlarımız gidiyor!
Elbette birkaç soruyla bu işin içinden çıkmak mümkün değil!
En azından bu kafayla…
Bir şekilde yanıyoruz işte…
Yandığını ilan eden mi daha çok yanıyor etmeyen mi bilinmez.
Ama sorunu ya da acıyı ilan etmekle sorunların çözülmeyeceği de kesin.
Bir şeyler yapılması gerekiyor mu?
Birilerinin hesap vermesi gerekmiyor mu?