Kısa Kısa…

212 artık tüm acil aramaları kapsayacak şekilde organize edilmiş.

Artık kafa karıştırıcı ve hiçbir işe yaramayan acil numaralar yok.

Sadece 212 var.

Sorunumuz ne olursa olsun, arayıp ilgililere ulaşmamız mümkün.

Çok önemli bir kazanım!

Geç bile kalmış olan bu güzel uygulamaya katkı sunanlara teşekkürler.

***

İstanbul Sözleşmesinin iptali çok ses getirdi.

Öyle ki varlığı bu kadar etkili olamamıştı!

Sonuçta bir şey değişti mi ya da değişecek mi?

Elbette hayır!

Çünkü varlığının somut bir katkısı olmadı.

İptali daha faydalı oldu sanki!

Daha fazla gündem oluşturdu kadın haklarıyla ilgili.

***

Merkez bankası başkanı kararnameyle değişir mi?

Hangi tarafta olduğunuza göre cevap değişir!

Evrensel ya da milli bir kriter var mı bu konuda?

Tarafına göre cevabı değişen sorular…

Değiştiren için her şey yolunda!

Diğerleri için büyük sorular!

Herkesin bildiği en doğrusu!

Atatürk’ün güçler ayrılığına neden bu kadar önem verdiğini her defasında anlıyoruz.

Ama sürekli yeniden anlamamız gerekiyor.

***

Aşı olanların sayısı on beş milyona yaklaşmış.

Almanya’dan Biontech aşısı gelmiş.

Her şey yolunda yani!

Öğretmenler aşılanacakken aksilikler üst üste gelmiş ve tedarikte sorunlar yaşanmıştı.

Suçlu tabi ki muhalefetti!

İşi yapanlar değil, soru soranlar suçlandı her zamanki gibi!

Muhalefetin etkisizliği ve yetersizliği aşikar iken, icraat konusundaki sorunlardan dahi sorumlu tutulması ve kamuoyunun buna ikna edilmesi gerçekten inanılır gibi değil!

Algı yönetimi çağımızın sosyal büyücülüğü…

Siyaset de bir çeşit büyücülük aslında!

Neyse…

İnşallah şu aşılardan bir kısmı da aktif olarak derslerine devam eden öğretmenlerimize düşer…

***

Kongre kalabalıkları, millete yasaklar varken çok dikkat çekiyor.

Ama şu ortamda kongre kalabalığına takanlar boşuna uğraşıyor bence.

Çünkü bütün illerde tamamen bir serbestlik söz konusu zaten.

Herkes gönlünce işine gücüne bakabiliyor.

İstediği yere gidip gelebiliyor, istediği yerde toplanabiliyor…

Sayılar artsa da şu an mevcut durum bu.

Yani kimsenin kimseye edecek bir lafı yok.

***

HDP kapatılmalı mı?

Milliyetçe ve muhafazakar çevreler kapatılması gerektiğini düşünüyor.

Gerekçe ise teröre karşı olmaması, terörle arasına mesafe koymaması, hatta örgütün güdümünde çalışması…

Ancak diğer taraftan bunları kabul etse de kapatmanın çözüm olmadığını, HDP’nin bu çizgisini değiştirmesi gerektiğini ama bunun kapatarak olmayacağını düşünenler var.

Kendilerince de haksız sayılmazlar.

Daha önce defalarca kapatılan parti örnekleri var ve hiçbir şeyi çözmediği ortada.

***

Alevi – Sünni ayrımı artık yok.

İslamcı – Laik gibi bir ayrım da paralelle birlikte tarih oldu gibi.

Sağ – Sol olayı da yeni kuşaklarda ilgi görmüyor.

Bunları hortlatmak için ellerinden geleni yapanlar olsa da pek şansları da yok gibi…

Ama ayrılmanın bir yolunu buluyor bütün kuşaklarımız.

Şimdi de parti üzerinden, kişiler üzerinden kutuplaşıyoruz.

Yani bir şekilde ayrışmayı başarıyoruz!

E her dönemin modası farklı tabi!

***

Bir parti görevlisi lüks ve şatafat içerisinde paylaşımlar yapınca ülke gündemi alt üst oluyor.

Herkes abandıkça abanıyor günah keçisinin üzerine…

Çevresinde gördüğü tanıdıkları onlarca örneğe sesini çıkaramayanlar, tanımadığı biri üzerinden günah çıkarıyor.

Hadi bir çevrenizdekilere de el atın bakalım!

***

Erken seçimin olmadığı iki seçim arası dönem hatırlayan var mı?

Ben hatırlamıyorum valla!

Erken seçim olduğunda ne oldu peki?

Kısa bir süre sonra yine aynı muhabbetler…

O zaman neyin muhabbeti bu?

Konuşacak bir şey bulamamanın mı yoksa yapacak bir şey bulamamanın mı?

***

Birkaç amiral toplu bildiri sunduğu için tutuklanıyor!

Bildiriyi okuyanlar görmüştür:

Herhangi bir tehdit var mı?

Ya da suç unsuru…

İnsanlar bir konuda fikirlerini söylediği için tehlikeye giren devlet algısının kime ne faydası var?

Yoksa tam da erken seçim lakırdısı dönerken darbe gündemine mi ihtiyaç var?

***

Herkes sokaklardaki kalabalıktan şikayetçi.

“Kardeşim nasıl düzelecek kimse dikkat etmezse?”

Bu cümlelerle dolaşıyoruz sokaklarda…

Kendimizin de içinde olduğu kalabalıklara kızıyoruz.

Hiç kimse çıkmasın sadece biz çıkalım istiyoruz galiba!

***

Atmosfere tebeşir tozu!

Gates’in projesi denenecekmiş.

Atmosfere kireç taşı tozu püskürtülerek küresel ısınma yavaşlatacakmış.

Sonucu ne kadar hesaplanmıştır bilemiyorum ama denemeler sırasında olası sonuçlar tespit edilecektir.

Hoş bizim daha önemli sorunlarımız var:

İstanbul sözleşmesi, aşı, kutuplaşma, partili büro görevlileri, merkez bankası, döviz, altın, enflasyon, darbe vesaire vesaire…