Yaşlanmanın bedensel ve ruhsal bir evrimle dönemi olduğunu kabul ederek işe başlayabiliriz. Her canlı doğar büyür yaşlanır ve ölür. Vücudumuzun en verimli ve estetik açıdan en konforlu zamanları tabii ki gençlik çağlarıdır. Zaman ilerledikçe organlarımız, üretim sistemimiz ve koruyucu hücrelerimizin tolerasyonu azalır. Gerekli besin ihtiyacını karşılayamazken dışardan tatbik ettiği, takviye edici ürünler ve uygulamalar da artık yetersiz kalır. Öncelikle yaşlanmayı geciktirmenin ve önüne geçmeni en önemli koşulu bu evrilmeyi kabul etmek ve cildimizi ihtiyaçlarını iyi tanımakla olacaktır. Cildimizin zamanla ihtiyaçlarının değiştiğini, ne tarz ürünlere, uygulamalara ihtiyaç duyduğunu ve aslında bunu bize bazı ipuçlarıyla da gösterdiğini gözlemlemekle başlayabiliriz. Cildimizin Dermis tabakası yani canlı hücrelerin ve yaşamsal döngüyü ayakta tutan tabakanın bu dönemde beslenmesi takviye uygulamalarla besin üretimi işini arttırması yüzeyde bizim görmüş olduğumuz keratınosit hücrelerin bulunduğu epidemis tabakasını da mümkün mertebe ince olmasını sağlamalıyız. Epidermis tabakasının ince olması dışardan verilen kozmetik maddelerin ve uygulamaların aşağıya daha etkili bir biçimde inmesini sağlayacaktır. Doktorlar tarafından bazal tabakanın güçlenmesi için yapılan Prp, Mezoterapi, Vitamin enjeksiyonları, Hifu cihazları ile yapılan elastini güçlendirmek, Kolojen dolgular, Botoks uygulamaları etkili olacaktır. Mutlaka düzenli cilt bakımları yaptırmak, evde dermakozmetik ürünler kullanmak cildi nemli tutmak ve yaz kış ultravıole ışınlara karşı korumakta yaşlanmayı geciktirici ve önleyici olacaktır. Her yaşın kendine has bir güzelliğinin olduğunu belirterek cilt sağlığımızı korumanın da çok önemli olduğu söyleyebilirim. Aynı zamanda antıoksıdan tüketmek tüm organlarımızın ve hücrelerimizin doygunluğunu arttırarak uygulamaların ve kozmetik kullanımının etkisini arttıracaktır.
Uzman Estetisyen Sakine Soydan