15:13 - Özer: Eksikleri tek tek gideriyoruz
14:39 - Büyükçekmece’de kıran kırana tavla turnuvası heyecanı
14:07 - Kadınların kendilerini geliştirmeleri için kurslar açacağız
08:42 - BEYLİKDÜZÜ’NDE KÜLTÜR SANAT SEZONU KAPANIŞ YAPIYOR
18:41 - Çalık: Dezavantajlı bireyler için büyük gayret sarf ediyoruz
Dünyanın en zor işi nedir?
Doğru yerden baktığımızda insanı kazanmak, geleceğe hazırlamak kadar zor bir iş bulamazsınız.
Harcamak ise çok kolaydır.
Hiçbir yerde konuşan, soran, sorgulayan, hayal kuran, kabına sığmayan insanlar istemeyiz.
Olanları da yok etmeye çalışırız.
Eğitim ortamlarımız da bu konuda oldukça başarılı.
Küçük bir kısmına dokunabilmeyi başararak hayata kazandırsak da önemli bir kısmını yok ediyoruz.
Bireysel değersizleştirme kimsenin umurunda değil.
Dolayısıyla iş hayatında da benzer şeyler oluyor.
Kazanmaya yönelik değil harcamaya yönelik düzenler kuruluyor.
Bir yerlere gelenler, altlarındaki insanları harcamak için uğraşıyor.
Bu da liyakat ve başarı yerine sadakatin önünü açıyor ve en başarısız insanlar bile sadakatleriyle bir yerlerde kalabiliyor.
Sonuç olarak iyinin, doğrunun pek önemi kalmıyor.
Üstü ne istiyorsa en iyisinin o olduğuna inanan bir sürü çıkıyor ortaya.
İtaat etsin yeter düşüncesiyle kendi bugününü kazananlar, toplumun geleceğini yavaş yavaş karartıyor.
Bunu görebilen neden yok?
Çünkü yarınlar kimsenin umurunda değil.
Herkes bugün kazandıklarının peşinde…
Atatürk’e “Atatürkçülük nedir?” diye sorulduğunda, “Benden ileri gitmektir” dermiş.
Çevresindeki herkesi böyle yönlendirir, koltuğun değil daha iyinin peşinde koşturmaya çalışırmış.
Her zaman mevcut şartları iyileştirmek için mücadele etmiş.
Günümüzde de bunu herkes kabul ediyor ama eyleme dönüştüğünde bambaşka davranılıyor.
Nabza göre şerbet veren, doğru olanı söylemeyen ve yapmayan herkes sonunda her şeyden şikâyet ediyor.
Eğer ortada bir başarısızlık varsa, bunda hepimizin payı var.
İğneyi kendimize batırmadan çuvaldızı diğerlerine batırmak en kolayı…
Biz her zamanki gibi kolay olanı seçiyoruz.
Böylece günü kurtarıyoruz ama ne kendimizi ne de neslimizi geleceğe hazırlayamıyoruz.
Biriktirerek arttırmamız gereken değerleri en hızlı şekilde harcıyoruz.
Kolay olanı seçiyoruz, çünkü biriktirmek zahmetli.
Aslında kazanılmayacak insan yok ama bu çok zor bir süreç!
Değersizleştirmek ise en kolayı…