Yeni moda: Atatürk’e hakaret. Hem de hadsiz ve seviyesizce…
“Bize sorgusuz biat eden cahil gençlik lazım değil.”
Son zamanlarda duyduğum en güzel cümle.
Cumhurbaşkanın “en yalaka benim” yarışına girenlere ağızlarının payını veren konuşması…
Gerçekten gerekliydi.
Biraz olsun insanın içini rahatlatan, biat hayranlarını sınırlayacak güzel bir çıkış.
Sadece trollere değil, kendi çizgisindeki hiçbir problemi irdelemeyen mankurtlaşmış sürülere de bir mesaj olmalı bu!
Velakin: Uygulama…
Gerek merkezde gerekse taşrada kayıtsız şartsız kul olmayı arzulayanlar…
Birilerine yaranmak için sınırsız bir ahmaklık içinde savrulanlar…
Sürekli çemkirerek farklı düşüncelere saldıranlar…
İnandığı dinle bilimi karşılaştırmak gibi bir gaflet içinde olanlar…
Aklı ve bilimi imanına alternatif sananlar…
Ezilmişlik duygusuyla intikam alacak birilerini arayanlar…
Nasıl öğreteceğiz bu arkadaşlara sorgulamayı?
Yapılması gerekenlere kafa yorulacak mı?
Eğitim sistemimizi bilimden uzaklaştırılmak yerine yaklaştırabilecek miyiz?
İnsanı düzeltmenin eğitimden geçtiği anlaşılacak mı?
Yoksa sözde mi kalacak ince ayar çalışmaları?
Modaya mı uyacak herkes?
***
Referandum sonuçlarının ardından Atatürk’e karşı nefretle yaklaşanlar seslerini yükseltmeye başladı.
Hemd e orantısız, hadsiz ve ve seviyesizce…
Benzer çevrede yetişmiş birisi olarak utanç duyduğumu belirtmek isterim.
Hastalıklı zihinler tarafından intikam duygusuyla üretilmiş sapık fikirler önceleri gizliden gizliye telaffuz edilirken şimdilerde televizyon ekranlarında bile zikredilmeye başlandı.
Hilafetin kaldırılmasından, tekke ve zaviyelerin kapatılmasına…
Cumhuriyetin kurulmasından, harf inkılabına…
Atatürk inkılapları, düşünme ve tahlilden uzak beyinler yetiştirerek saltanat sürmek isteyen tarikat mensuplarını abartılı yalanlara yönlendirmiş.
Benzer düşüncelerle daha küçüklükten başlayarak milyonlarca zihin ele geçirilmiş.
Şimdi imtihan sırası onların çocuklarında!
Bakalım Atatürk’ün organize ettiği Kurtuluş Savaşı sayesinde ülkesi kurtulsa da; okuma yazma bilmeyen, okuyup yazsa bile araştırma fırsatı bulamayan, kendilerine kim ulaşabilirse ona inanan büyükleri gibi mi düşünecek?
Yoksa Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde en az on iki yıl eğitim imkanı yakalamış, okuma yazma oranında harf inkılabı sayesinde yüzde sekizlerden yüzde doksan sekizlere ulaşmış çocuklar; duyduklarına inanmak yerine araştırarak konunun aslını mı öğrenecek?
Osmanlıca bilseydi Kur’anı anlayacağını mı sanacak?
Yoksa Osmanlıcayla Arapça’nın aynı şey olmadığını mı farkedecek?
Atatürk’ün insani özelliklerine odaklanarak üretilen abartılı ve yalan ifadelere kanacak mı?
Yoksa vatan için yaptıklarına odaklanarak inancıyla onu karşılaştırma gafletinden kurtulacak mı?
Ahlaksız bir tutumla kendi kalitesini düşürecek mi?
Yoksa onurlu duruşuyla haklıya hakkını vererek doğru ve adil bir Müslüman olduğunu gösterebilecek mi?
Daha da önemlisi:
Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda bir şey söyleyecek mi?
Hadsizlere haddini bildirecek mi?