Gerektiğinde gereken konuya odaklanan bir muhalefet hayal mi?
Çok başarılı bir hamle yapmış sayın Cumhurbaşkanı.
‘Hayır’ çadırını ziyaret ederek sohbet etmiş.
Neyle karşılaşacağı elbette belli.
Yeni propaganda malzemesi toplamak için mükemmel bir fikir.
Elbette ezber bozan bir şey olmamış.
Daha ortada bir şey yokken bile karşı olduğunu açıklayan zihniyet güzel fırsatlar vermiş.
Katkı sağlamak ve oyunda olmaktansa kenardan karşı olmayı tercih edenlerden başka ne beklenir?
Meclis sürecinde de doğruları destekleyerek yanlış noktaları düzeltmeye çalışmaktansa hepsine karşı olmayı seçenlerden bahsediyoruz.
Bırakın memleketi kendi düşüncelerine katkı sağlamaktan aciz bir muhalefete sahip olmak gerçekten üzücü.
Büyük bir fırsatı konunun tamamen dışına taşırarak saptırmak kime hizmet eder.
Adaletten, yasamadan, muktedir olmanın doğurduğu sonuçlardan bahsetmek varken…
Haklı olduğun birkaç konu var zaten!
Onu da doğru argümanlarla savunamazsan ne faydan olacak ülkene?
Acı ama gerçek!
Ülkemin ayağı yere basan bir muhalefete ihtiyacı var!
Gerektiğinde gereken konuya odaklanabilen bir muhalefete…
Bu iktidara da fayda sağlayacaktır.
***
Eğri oturup doğru konuşalım.
Köprü meselesinin referandumla ilgisi olmadığı doğru.
Şu an gündeme getirmenin rahatsız olanlara bir yarar sağlamayacağı da ortada.
Neden böyle bir soru soruldu o zaman?
Saflıktan mı?
Yoksa çok başarılı bir soru olduğuna inanarak mı?
Ya da beklenmedik hamle karşısında ortaya çıkan şaşkınlık mı?
Her neyse?
Bu durumdan rahatsızlık duyan bir kesim var sonuçta?
Adını tarihe yazdıran onlarca padişahla dolu tarihimiz varken bu sıkıntıya neden girdik?
Kimseyi rahatsız etmeyecek bir padişahın adı konsa ne olurdu?
Kim zarar ederdi?
Yavuz Sultan Selim aşağılanmış mı olurdu?
Çağın şartlarında ülkesinin birliği için ayaklanmalara karşı gerekeni yapmış bir padişah olmaktan çıkar mıydı?
Elbette hayır.
Eee, o zaman!
Yoksa kaşımak istediğimiz bir yara mı var?
Bir şeylerin intikamını mı alıyoruz?
Kızmayın!
Sadece soruyorum:
Başka bir padişahın ismi olsaydı ne kaybederdi ülkemiz?
Gururumuz mu incinirdi?
***
Medyada bir dolandırıcının zaferi dolanıyor şu sıralar.
Jet Fadıl!
Defalarca mahkeme yoluyla aklanarak kendine yeni kurbanlar bulan dahi, çaldığı minarenin kılıfını öylesine mükemmel hazırlıyor ki anlayana aşk olsun.
Şimdi yine aklanmış.
Ne demek bu?
Yeni kurbanlar…
Fadılzedeler mahkeme mahkeme dolaşadursun.
O görevine devam edecek!
Olayı çözemeyen ya da yeterli delil bulamayan hukuk sistemine mi yanarsın?
Her şeye rağmen tekrar tekrar ağına düşürebildiği kurbanlara mı?
Yurdum insanının kolay yoldan zengin olma arzusuyla her hayalin peşinden koşmasına mı?
Suçlu Jet Fadıl mı kurbanlar mı diye sormadan edemiyor insan!