Bir tarihi seçim daha geride kaldı.
Darısı gelecek tarihi seçimlere…
Malum, ülkemizde tarihi olmayan bir seçim söz konusu değil!
Neyse…
Yenilenin kabullenmeyi bilmesi demokrasinin en önemli gereği.
Çamur atarak, şaibe sokarak bir yere varılamaz.
Küçük farklar olsa belki küçük usulsüzlüklerle değişebilir.
Ama fark ortada!
Sayın İnce’yi kutlamak gerek.
Son yıllarda ilk kez bir rakip yenildiğini kabul ederek hile iddialarına “saçmalamayın” diyerek karşı çıktı.
On milyon fark var, akıllı olun vurgulaması yaptı.
Sonucu ve kazananı kabullendiğini belirtti.
Kazanana herkesi kucaklamasını öğütledi.
Hepimizin cumhurbaşkanı ol dedi.
Bence alkışlanması gereken, erdemli bir davranış.
Oy verenleri küçümsemeden kendimiz daha iyi anlatacağız yaklaşımı her zaman daha doğru.
İnşallah taban da bundan ders alarak kendileriyle eşit haklara sahip olan vatandaşlara saygı göstermeyi öğrenir.
Küçümsemek yerine doğruyu gösteremediği için kendi hatasını arayan insan daha fazla çözüm üretecektir.
Böylece muhalefet adına büyük bir adım gerçekleşir.
Sayın Erdoğan ise böyle bir başarının ardından yeterince sevinemedi.
Partisi de zafer kazanmış olsa dahi meclis çoğunluğunu yakalayamadı.
Sebebi elbette MHP ittifakı!
MHP’yi barajı geçiren oylar AKP’ye oy veren MHP’liler.
Böylece hem partilerine döndüler hem de Erdoğan’ı desteklemiş oldular.
Böylece, acımasızca parti içi muhaliflerini partiden ihraç ettiren Bahçeli kendini kurtarmış oldu.
Her şey demokrasi için tabi!
Hem de AKP iktidarı için bir kez daha destek olmuş oldu.
İYİ Parti’nin barajı geçmesinin dahi MHP’nin geçmesi kadar sürpriz olmaması bu yüzden.
Neyse…
Erdoğan’a dönelim biz.
Balkon konuşmasında referandum sonucunda da olduğu gibi pek kucaklayıcı konuşmadı.
Kimileri katılmayabilir ama ilk on yıldaki seçim zaferlerindeki balkon konuşmalarını dinlerlerse demek istediğimi anlayacaklardır.
Rakiplerin terörist olarak yaftalanmadığı, tüm güçler ele geçirilmediği için zorunlu olarak daha seviyeli bir siyasi üslupla yaklaşılan güzel günler…
Her alanda ilerlemenin olduğu, konuşmasını biliriz ama ülkemizin huzuru için susuyoruz denilen, biz işimize bakarız denilen günler…
Güzel değil miydi?
Seçim zaferi ardından dahi yumuşamayan, kendi vatandaşını düşman olarak gören anlayış hangi zihniyeti besler?
Ülkeyi nereye götürür?
Sayın Erdoğan’ın çevresindeki insanları gözden geçirmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Böylece çok daha faydalı olacağı kesin.
Egoları tatmin etmek için atılan adımların sonuçlarını her halükarda yine millet olarak biz ödüyoruz.
Bir de HDP’nin barajı geçme olayı var ki herkes birbirini suçluyor.
Dürüst olmak gerekirse bugün muhalefetin işine gelen bir durum…
AKP’nin üç yüzü geçememe sebebi…
Ama unutulmamalı ki HDP’nin baraj sorununu ortadan kaldıran barış sürecidir.
Yani AKP ve Sayın Erdoğan’dır.
Psikolojik sınırı ortadan kaldıran, meclise taşıyanlar bugün kimseyi suçlamamalı.