SON DAKİKA

Haber Ekspress

ALEVİLER

ALEVİLER
Bu haber 22 Haziran 2018 - 16:28 'de eklendi.
Hüseyin KAYA

Siyasetin temel hedeflerinden olan sosyal barış, toplumun değişik kesimler arasında doğabilecek anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların ve çıkar çatışmalarının barışçıl yöntemlerle çözümlenmesini sağlayan,  sosyal gerilimleri azaltan ve bunu amaçlayan, bu anlamda toplumsal huzur ve barışı temin eden ideal bir durumdur.

Aleviler cumhuriyet tarihi boyunca ezilmiş ve siyasetin mağdur ettiği toplumsal kesim olmuşlardır. Kendilerinde sürekli kimliklerini, siyasal iradelerini ‘egemenlerin’ lehine feda edilmesi istenmiştir. Katliamlara varacak düzeyde olumsuzluklar yaşamış olan Aleviler siyasi tercihlerini büyük oranda Kemalist ideolojiden yana kullanarak bir anlamda Cumhuriyetin bekçiliği görevini üstlenmiş oldular. Veya böyle bir görev üstlendiler. Bunun nedeni laikliğin kendilerine bir yaşam alanı açacağı, dışlanmayacağı ve horlanmayacağı inancı oluş(turul)muştu.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti devleti de tarihi boyunca Alevilere Osmanlı’nın bakış açısıyla yaklaşmış, tekleştirici, Alevi inancını yok sayan toplum anlayışına dört elle sarılmıştır. “Türk-İslam” anlayışına uygun bir toplum yaratmayı amaçlamış, bu çerçeve de herkesin Türk ve herkesin Sünni İslam anlayışına sahip olması için çaba göstermiştir. 30 Kasım 1925 yılında çıkarılan Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile Alevilik ve Aleviliğin inanç merkezi olan Cem evleri resmen yasaklanmış, tek ibadethane olarak cami ve mescit kabul edilmiştir.

Katliamların temel nedeni Alevilerin inançsal farklılıklara sahip olması, Sünni İslam potasında erimeyi reddetmesiydi. Osmanlı sadece Alevilere yönelik katliam politikasıyla kendini sınırlamamış, 19. yüzyıldan itibaren asimilasyon politikalarına da hız vermiştir. Bu politika doğrultusunda Alevi köylerine cami yapılmıştır. Alevilerin çocuklarını zorla yuvalarından koparmış, Sünni inancına göre eğitip yaşadıkları yerlere imam olarak gönderilmiştir.

Şimdi bir de  AKP  adına hareket ettiği  iddia edilen bir kesim katıldı. Bir süredir el altından veya açıktan yeni Alevi örgütleri kuruluyor. Birileri  durmadan yeni  Alevi örgütlerine gerek duyuyor.  AK Alevi diye bir kavram da çıkmaya başladı ortaya. Şimdilerde moda  bazı  kamu  kaynaklarından,  ya eskiden kurulu  seçilmiş  bazı “Alevi ?”  derneklerine el altından ya da açıktan yardım akıtmak, ya yeni kurdurulan  “ALEVİ?”  örgütlerine destek vermek,  ya da yerel yönetimler aracılığı ile bazı “ALEVİ?”  kişilere iş ve imkânlar sağlayarak  kendilerine bağlı bir Alevi topluluğu oluşturmaya çalışmak. Hatta hâkim siyasal partinin bu işi gayet örgütlü bir biçimde, koordinatörler  ve düzenleyiciler ile sistematik bir biçimde yürütmekte olduğuna dair söylemler de  duyulmaya başlandı.

Aslında bizler Türkiye’deki Alevi  vatandaşlar olarak, devletin görmezden gelmekte ısrarcı olduğu Alevileri  gayet yakından gördüğünü ve izlediğini, adeta her hükümetin,  ya da iktidardan pay alan siyasi hareketin kendi Alevi’sini, kendi Alevi hareketini yaratmak için epeyi kaynak kullandığını zaten biliyoruz. Bu yeni bir şey değil, iktidarı eline geçiren, muazzam bir nüfusa sahip Alevi kesime şu ya da bu biçimde  ulaşmak için gücünü kullanmayı deniyor. Ancak gelin görün ki, her seferinde beklentilerle birilerine sunulan bu önemlice  paralar ve imkânlar boşuna harcanmış oluyor, çakma kuruluşlar üç – beş yılda dağılıyor, bitiyor, kalıntıları bile kalmıyor, o kadar emek ve para da boşa gitmiş oluyor.

Kısaca Alevi dedesi olmayan, ancak dedeleştirilen insanlarla bilinçli ve kasıtlı bir şekilde Alevilere iftiralar atılmakta, yalanlar söylenmektedir. Bir anlamda Suriye politikalarının düzleminde açıklamalar yaptırılarak, Çaldıran Savaşında Yavuz’un Alevileri öldürmekte haklı olduğu mantığını etkin kılmakken, diğer anlamıyla da Alevilerin mekteple buluşması yönünde bir yerlere mesaj vererek engel olmaktır diye düşünüyorum…

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa