SON DAKİKA

Haber Ekspress

Ata’ya mektup…

Ata’ya mektup…
Bu haber 24 Mayıs 2018 - 17:11 'de eklendi.
Zafer YİĞİTER

YİĞİTÇE

 

————–

 

Kemiklerin sızlıyor mu Atam? 

Canım Atam; Yüzbinlerce şehit vererek kurtardığın bu ülke ve kurduğun Türkiye Cumhuriyeti’nde sen gittikten sonra neler oluyor, dilimin döndüğünce bi anlatıvereyim be canım Atam.

Şimdi, sıkı dur Atam; Bu yazdıklarımı okuyunca kemiklerin sızım sızım sızlayacak, bu vatan için canlarını seve seve feda eden (Çanakkale içinde vurdular bizi, ölmeden mezara koydular bizi) dizelerindeki yüz binlerce şehidimizin arkasından ağıtlar yakacak, ‘Ah ben ne yaptım’ diyerek kendini suçlu hissedecek, gittiğin o yerden (!) bizlere lanetler yağdıracaksın. 

…Atam; Hani, Çanakkale’de kurşunu biterek siperleri terk etmek üzere olan Mehmetçiklerimize ‘Kurşununuz bittiyse süngüleriniz var, size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum’ demiştiniz ya, bu yazdıklarımdan sonra aynı emri bir daha verir miydin? Bana bir deyiver sevgili Atam… 

…Sevgili Atam; Önce sana çok müteşekkirim. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini o kadar sağlam atmışsın ki, yıkmaya uğraşan dışarıdaki emperyalist güçler ve içerideki işbirlikçiler (!) 94 yıldır avuçlarını yalıyorlar. Ancak son yıllarda bu uğraşlarında bayağı bir mesafe katettiler. 

…Canım Atam; Cumhuriyetin ilanında parlamentoda din üzerinden siyaset yapılmasını yasaklamış, din görevlilerini ve mollaları parlamento dışında bırakmıştın ya, bugün o parlamentonun 3/2 si din üzerinden siyaset yapanların egemenliği altında. O günden bu güne tek farkları, kafalarında sarık, üstlerinde cüppeleri yok. Onları kafa yapılarından, bıyık şekillerinden ve giyim tarzlarından tanıyabilirsin. Birbirlerine çok benziyorlar, (sanki bir tornadan çıkmış gibi). 

…Sevgili Atam; Siz buralardan göç ettikten sonra ‘terör’ denen o musibet ülkemi bir ahtapot gibi sardı.40 binin üstünde şehit, binlerce insan evladı sakat, binlerce çocuğumuz yetim kaldı. Birçok ocaklar söndü ve sönmeye de devam ediyor. Hani bir söylemin var ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diye. Ne cihanda sulh kaldı, ne de yurdumda Atam… 

Kurtuluş Savaşı’nda, bizi dışarıdan ve içeriden vurmak için oyun tezgahlayan bazı bedbahtlar (!) bugün de aynı senaryoyu sahneye koyup vatanımı bölüp parçalamak istiyorlar Atam. 
Gaflet, delalet ve de hıyanet içinde olan bu densizler ve çapsızlar bir şeyi unutuyorlar. Ne demiştiniz? ‘Ne bir karış toprak alırım, ne de bir karış toprak veririm’ işte unuttukları nokta bu Atam. 

Emperyalist güçler silah zoruyla ele geçiremedikleri ülkemi, himaye edip kol-kanat gerdikleri işbirlikçi taşeron güçlerce parçalatmanın yolunu seçtiler. Türk yargısını ve ordusunu ele geçiren işbirlikçiler açıkça, Laik Cumhuriyete meydan okumaktadırlar. 

Kurduğun Laik, Sosyal, Demokrat ve Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine birileri(!) bomba koyup pimini çekti. Bu ateş hepimizi kor gibi yakacak sevgili Atam. 

Siyasette olsun sosyal yaşamda olsun, çok kirlendik be Atam çok… 

…Atam; Bu tabiat harikası güzel yurdum, artık senin bıraktığın gibi değil. Gözleri doymak bilmeyen bazı açgözlüler (!) rant uğruna vatanımı parsel parsel birilerine peşkeş çekiyor ama ne yazık ki hiçbirimizden ‘gık’ bile çıkmıyor. Denizlerimiz, ormanlarımız ve yeşil alanlarımız birer birer katlediliyor. Çok yakında yurdumun ağaçlarına, dallarında öten kuşlara, yapraklarında kozalaşan kelebeklere, gelincik ve papatya çiçeği ile özdeşleşip mis gibi kokan çimenlerine hasret kalacağız. 

Taş ve beton yığınları arasında sıkıştık kaldık be Atam… 

…Canım Atam; Yargının ve adaletin çökertildiği ülkemde insanlar hızla, ‘mafyoz’ bir yaşam sistemini benimsedi. 

Aklıma gelen mafya türlerinden bazılarını şöyle sıralayabilirim: Siyaset mafyası, Korsan kitap-kaset mafyası, organ mafyası, fuhuş mafyası, kumar mafyası, genel-ev mafyası, uyuşturucu mafyası, otopark mafyası, büfe-cafe mafyası, çek-senet tahsilat mafyası, orman ve arazi mafyası, pazarcı- hal mafyası, tezgah mafyası, ihale mafyası, dilenci mafyası, kap-kaç mafyası, kaçak petrol mafyası, gümrük mafyası. Bunlara ilaveten çeteleri de sayabiliriz. Atam; aklıma gelmişken şunu da ilave edeyim, Atam; Ülkemize çaktıkları 5 milyon Suriyelilerin birçoğu, birkaç yıl sonra mafyoz bir yapı oluşturacakları sinyallerini şimdiden vermeye başladılar.

… Sevgili Atam; TV kanallarının büyük bir bölümünde şeyh, şıh, ağa ve mafya dizilerinden geçilmiyor. Dizilerde tecavüz, sapıklık ve canilik kol geziyor. Bu diziler büyük kitleleri ekran başına çekiyor. Birileri bilinçlice toplumun beynini bu dizilerle uyuşturuyorlar. Kirlenme ve yozlaşma alabildiğince yayılıyor. Hatırı sayılı büyük bir gazetemizin (!) manşet üstünden verdiği (geçmişini çok iyi bildiğimiz kirli para şımarığı ve PKK sempatizanı ) H.A’ın saç modeli haberi, çocuklarına yiyecek götüremeyen babanın organını satılığa çıkarması haberine yüz basıyor. Siyaset kirlendi, çevremiz kirlendi, tüm değerlerimizi yitirdik be Atam… 

Kan uyuşmazlığı yaşadığımız içimizdeki  bedbahtlar (!) Ülkem topraklarında devlet kurmak için birilerinin (!) maşalığına soyundular. Davul zurnayla vatan hizmetine gönderdiğimiz evlatlarımız ve polislerimiz al Bayrak’lara sarılmış tabutlarda geri geliyor. Okullarımızda çeteleşmeler yüzünden birçok öğrenci dövülüyor ve bıçaklanıyor. Uyuşturucu baronları okul önlerinde rahat rahat uyuşturucu satıp çocuklarımızı zehirliyorlar. Kap-kaç çeteleri ve tinerciler yüzünden insanlar yollarda yürüyemiyor. Trafik anarşisi alabildiğince can almaya devam ediyor. Yerden mantar gibi biten bazı kafelerde(!) gençlerimiz uyuşturucu bataklığına çekiliyor, genç kızlarımız ve kadınlarımız pazarlanıyor. Küçük kız çocuklarına tecavüz ederek öldüren bir sürü sapık ve şerefsiz ortalıkta cirit atıyor. Spor müsabakalarında satırlar döner bıçakları fora ediliyor. Din istismarcısı siyasetçiler! fakirleştirdiği halkın oyunu, erzak ve kömür torbalarıyla satın alıyor. 94yıllık Cumhuriyetimizde birçok köy, kasaba ve beldede aşiret hüküm sürüyor. Kürt-Beyaz Türk ayrımcılığı ciddi boyutlara tırmanıyor. Kurduğun Cumhuriyet ehil olmayan ellerde can çekişiyor. Eğitim içler acısı. Ehil olmayan ellerde eğitim yaz-boz tahtasına döndürüldü.
İşsizlik had safhada. Binlerce esnaf kepenk kapatıyor. Halk açlıkla inim inim inliyor. Kapitalist sermaye halkın kanını emdikçe emiyor. Ortadoğu kan gölünde yüzüyor. Din üzerinden siyaset yapan mollalar halkı kandırmaya ve onların duygularıyla oynamaya devam ediyor. Bu kara tablo içinde toplumun psikolojisi çok bozuldu be Atam, çok… 

…Canım Atam; Size yazacaklarım şimdilik bu kadar. Biliyorum, o masmavi gözleriniz faltaşı gibi açıldı. “Bu yazdıkların benim vatanımda olamaz” diyorsun ama inan bana sevgili Atam bu yazdıklarım senin, silah arkadaşlarının ve henüz 17 yaşlarında başı toprağa düşen yüzbinlerce şehitlerimizin kurtardığı Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanıyor. 

Bir sonraki mektuba kadar hoşça kal canım Atam. 

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa