Ankara da kaybettiğimizi onlarca cana Allahtan rahmet ailelerine de sabırlar diliyorum. Ülkemizin başı sağolsun. Atık güzel ülkemizde bombalar patlamasın, insanlarımız ölmesin, terörü destekleyen ve teröre göz yumanları buradan lanetliyorm.
Ankara da kaybettiğimizi onlarca cana Allahtan rahmet ailelerine de sabırlar diliyorum. Ülkemizin başı sağolsun. Atık güzel ülkemizde bombalar patlamasın, insanlarımız ölmesin, terörü destekleyen ve teröre göz yumanları buradan lanetliyorm.
Tarih 17 Ağustos 1999’du. Bu tarih Türkiye’nin büyük acılara ve göz ardı edilen gerçeğe sarsıntıyla uyandığı gündür. Kaç can enkaz altında kaldı, kaç haneye ateş düştü. Ülke olarak yıkıldık, kahrolduk. Onca insanımızı depreme kurban verdik.
“Sesimi duyan var mı?” cümlesi hala kulaklarımdadır. Kimi bu sese cevap verdi, kimileri içinse artık çok geçti.
Deprem gerçeğiyle çok acı sınandık. Sanki deprem diye bir şey yokmuş gibi bu gerçekten habersizce hayatlarımıza devam ediyorduk. Gecenin yarısında Türkiye hiç hazırlıksız, çaresizlikle yakalandı depreme.
Aslında deprem neydi, deprem sadece bir doğal afetti ve bu afetten en az hasarla kurtulmak mümkündü. Bu yaşanan acı durumun ardından sürekli deprem anlatıldı, bilgiler verildi, neler yapılması gerektiğinden bahsedildi. Can havliyle hepimiz birer deprem çantası hazırladık ve depremde neler yapacağımız konusunda senaryolar ürettik. Tabi o zamanlar acılarımız tazeydi. Deprem hep aklımızdaydı. Üstünden 17 yıl geçti yine deprem gerçeği unutulup gitti. Deprem çantaları boşaltıldı ve deprem bir daha bizlere kendini hatırlatana kadar bütün önlemler rafa kaldırıldı. Bir daha deprem bizi hiç sallamayacak gibi hayatımıza gerçeklerden uzak rüya aleminde devam eder olduk.
Oysaki deprem geliyorum demiyor ansızın bizi çok büyük acılarla sınıyor. Bizlerin deprem gerçeği ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü deprem bizim gerçeğimiz. Ancak o günden bu güne ne değişti. Şimdi depreme hazır mıyız?
Depremden az hasarla kurtulmak için ne gibi önlemler alındı?
Şahsen ben kendi bulunduğum ilçe adına bir önlem alındığını düşünmüyorum. Ya da alınıyorsa halk bu anlamda gerektiği gibi bilgilendirilmiyor. Yetkililerin bu önlemleri tek başlarına bilmeleri de bir anlam ifade etmiyor.
Örneğin Çatalca için toplanma alanı var mı?
Deprem oldu ve evden bir şekilde çıkmayı başardık nereye gideceğiz yakınlarımız bizi nerde bulacak. Evimiz yıkıldı biz nerede kalacağız, sağlık hizmetleri nasıl sağlanacak. Oldu ki Devlet Hastanesi de hasar gördü, (gerçi sağlam haliyle de çok iyi bir sağlık hizmeti almadığımız ortada ama) deprem durumunda bununla ilgili bir plan yapıldı mı?
Çatalca Belediyesi ve Çatalca Kaymakamlığı’nın deprem ile ilgili herhangi bir planı var mı yoksa tekrar deprem bize kendini hatırlatırsa spontane bir plan mı gerçekleştirilir. Şöyle de düşünebilir yetkililerimiz afet hali bu kim öle kim kala şimdiden bunun hesabını yapmak mümkün mü? Tabi hesabı yapılmaz ama tedbiri alınabilir. Halk deprem sonrasında neler yapılacağı, nerede toplanılacağı, hangi ihtiyaçların nerelerde karşılanacağı hakkında bilgilendirilmelidir. Ben düşünüyorum da Çatalca da böyle bir toplanma alanı neresi olabilir. Binalardan boş bir alan kaldı mı? Bir alan var o da Ziya Altınoğlu stadyumu artık oraya da binlerce insanı nasıl sığdırırsınız bilinmez.
Alanı bıraktım artık bahçeli müstakil ev bile kalmadı bahçesinde oturulacak. Ne yaptınız Çatalcamıza doğayı, yeşili talan ettiniz. Hangi gelişmiş ülkenin mimarisini örnek aldınız da bu kadar kar amacı güdülen şaheser binaları Çatalcamıza layık buldunuz.
Depremde kendi evinizden sağ çıksanız kaçabileceğiniz yer yok. Yol kenarındaki binaların birinin göçüğünün altında kalırsınız. Çünkü binalar kaldırıma sıfır. Odalar geniş olsun daha iyi para etsin diye binaların önünde bir metre bile boşluk kalmadı. Deprem olurda çok canlar yitirilse Gölcükteki yaşanılan gibi bir müteahhit kurban bulunur, izin veren sorumsuz yetkililer suçlu bulundu diye feveran ederken kendilerinin suçu örtülmüş olur.
Dua edelim deprem olmasında bizlerde bu kötü senaryoların gerçeği ile yüz yüze kalmayalım.
Bol bol dua etmeyi ihmal etmeyelim, çünkü tedbirler dualara kalacak gibi görünüyor.