Yazımın başında şunu belirtmek isterim, bu yazıda biraz sert ifadeler kullandım. Çünkü kendini otorite sanan bir ilçe başkanı, gazeteciler ile ilgili boş sözler sarf etmiş.
Beni tanıyanlar iyi bilir ki; bana istediğinizi söyleyin, yapın ama kutsal meslek olan gazetecilik ve bu kutsal mesleği icra eden gazeteci meslektaşlarımla ilgili ileri geri konuşan olduğu an bırakın gemileri, limanı yakarım!..
CHP Tire İlçe Başkanı Hakan Şenoyar, Cumartesi günü “Benim olduğum yere sadece benim istediğim gazeteciler girebilir” demiş. Bir de Tire Kartal Dağındaki maden ocağını kendisinin engellediğini ve yaptırmadığını iddia ediyormuş.
Eyy İlçe Başkanı denilen şahıs, sen kimsin de bu şerefli mesleği icra eden gazetecilere ambargo koyuyorsun, haddini bil, ‘Gazeteci’ derken yalan ve iftira dolu ağzını yıka, destur çek önce…
Özgürlüklerden, basın özgürlüğünden vb. şeylerden bahseden bir partinin ilçe başkanı çıkmış gazetecilere ambargo koyuyor.
İşte Atatürk’ün partisi bu ve buna benzer kişilerin eline kaldı ne yazık ki.
İkincisi de; Kartal Dağı ile ilgili haberi Türkiye’de ilk haber yapan, Türkiye gündemine sokan ilk gazeteci benim. Senin cürmün, kapasiten ne ki seni kâle alacaklar. Sen ancak iftira atan, yalanları zincirleme sıraya dizen, egondan sağa sola bakmayan bir adamcağızsın.
Yalan yok, eskiden seni severdim, sana söylenenlere çok göğüste gerdim amma velakin gerçek yüzünü, sattıklarını ve egonu gördükçe iğrendim.
Küçükkale köyüne çağırdığın gazetecilerin keşke azcık yüzü olsaydı da bu dediğine tavır koysalardı ama işte yüz lazım onun için!