Sedat Peker’in basın danışmanı Emre Olur’un ifadesinde, Peker’e ilişkin attığı tweet’lerle ilgili “Suç niteliği olabileceğini değerlendirmediğim için cahilliğimden tweet attım” dediği öne sürüldü…
Arnavutluk’ta yakalandıktan sonra Türkiye’ye iade edilen Sedat Peker’in basın danışmanı Emre Olur’un İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nda verdiği ifadede “Tweet’lerimi cahillik neticesinde attığımı kabul ediyorum” dediği iddia edildi.
Halktv’den Seyhan Avşar’ın haberine göre, Emre Olur’un İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki ve İstanbul Anadolu Başsavcılığı’ndaki ifadesi “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” ve “Suç ve suçluyu övme” suçu kapsamında alındı. Emniyet’te 38 sayfa ifade veren Olur’a çok sayıda soru yöneltildi.
Habere göre Emre Olur, Sedat Peker’e ilişkin attığı tweet’lerle ilgili, “Tweet’lerimi cahillik neticesinde attığımı kabul ediyorum. Bu tweet atma eylemlerinin suç niteliği olabileceğini değerlendirmediğim için bu şekilde cahilliğimden tweet atmış oldum” ifadelerini kullandı.
Olur, “Kendisinin yurt dışına gitmesi üzerine yayımladığı videolar ve tweet’ler sırasında bana kendisine ‘dijital tecrit uygulandığını’ söyleyerek WhatsApp üzerinden bir kısım tweet dizisini atarak kendi hesabımdan yayınlamamı istedi. Geçmişte kendisine olan muhabbetim nedeniyle, kıramadım” dedi.
İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki Sedat Peker dosyasındaki tüm sanıklar tek tek Emre Olur’a soruldu.
Sedat Peker’in Kurban Bayramı’nda yaptığı kurban bağışı ve Kastamonu’da yaşanan sel felaketine ilişkin gönderdiği yardımlar da soruldu. Bu yardımların ne şekilde yapıldığı ve kim tarafından organize edildiği de yine Olur’a yöneltilen sorular arasında yer aldı.
Şarkıcı İsmail Türüt’ün Sedat Peker için yaptığı şarkı da Olur’a soruldu. Polisler, şarkının klibinin kim tarafından çekildiğini öğrenmek istedi.
Emre Olur’a sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve bu paylaşımlara ilişkin kendisiyle iletişim kuran gazeteciler de soruldu. İddiaya göre Olur, kendisiyle iletişim kuran gazetecilerin, gazetecilik faaliyetini yerine getirdiklerini belirterek, kendisine ulaşıp soru soran gazetecilerin isimlerini Emniyet’e verdi. Emre Olur’a bazı gazetecilerin ismi ise tek tek soruldu. Emniyet’in sorduğu isimlerin önceki gün sosyal medyada kim tarafından servis edildiği belli olmayan listede yer alan bir kısım gazeteciyle aynı olması dikkat çekti.
Ayrıca gözaltına alınırken üzerinden 2 telefon ve 2 SIM kart çıkan Olur, bu duruma ilişkin ise Emniyet ifadesinde şunları söyledi: “Dubai’de telefon ucuz olduğu için 2 adet yeni telefon aldım. SIM kartlar zaten kullanılmıyor. Kahvaltı yaptığım sırada otelde gözaltına alındım. Daha önceki telefonlarım otel odasında kaldı. Bulabiliyorlarsa gidip alsınlar.”
‘GEÇMİŞTE KENDİSİNE OLAN MUHABBETİM NEDENİYLE, KIRAMADIM’
Olur, İstanbul Anadolu Başsavcılığı’nda da ifade verdi.
Sedat Peker ile ilk tanışmasının Flash TV’deki yayınlar nedeniyle Peker’in kendisini araması üzerine olduğunu belirten Olur, “Benim kendisine sempatimden kaynaklı olarak ara ara görüşmelerimiz oldu. Daha sonraki süreçte kendisinin yurtdışına gitmesi üzerine yayımladığı videolar ve tweet’ler sırasında bana kendisine ‘dijital tecrit uygulandığını’ söyleyerek WhatsApp üzerinden bir kısım tweet dizisini atarak kendi hesabımdan yayınlamamı istedi. Geçmişte kendisine olan muhabbetim nedeniyle, kıramadım. Bu tweet’leri kendi hesabımdan yayınladım. Peker’in çevresinde olan ve bana sorulan isimlerin bir kısmı koruma ekibinde olan şahıslardır. Bu şahısların bir kısmı ile kısmen irtibatım vardı” dedi. Olur, irtibatlı olduğu isimleri emniyet ifadesinde verdiğini aktardı.
‘BASINDA ÇIKAN YAYINLARDAN ALINTI YAPTIM’
Sedat Peker’in bayramlardaki yardımlarına ilişkin olarak ise Olur savcılık ifadesinde, “Kendi hesabımdan yayınladığım görselleri yerel ve ulusal basından alarak, kendi hesabımda haber niteliğinde yayınladım. Bunu ilk önce ben yayınlamış değilim. Basında çıkan yayınlardan alıntı yaptım” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’YE GELMEYİ BEN İSTEDİM’
Sedat Peker ile tanıştıktan sonra örgütsel herhangi bir eylem iştiraki olmadığını öne süren Olur, Peker’in yurt dışına kaçmasının ardından Karadağ ve Makedonya’da kendisiyle beraber yaklaşık 7,5 ay kaldığını belirtti. Daha sonra Türkiye’ye geri döndüğünü aktaran Olur, “Bir müddet ailemle beraber Türkiye’de yaşadım. 23 Mayıs 2021 tarihinde tekrar yurt dışına çıkmak zorunda kaldım çünkü Peker ile bağlantılarımdan dolayı devletin beni takip ettiğini düşündüğüm için korkmuştum. 13 Eylül 2022 tarihine kadar Makedonya’da kaldım. Herhangi bir suç işlediğim konusunda kendimi suçlu hissetmediğim için kendi kredi kartımı kullandım. Yerim ve adresim belliydi. Tatil için Dubai’ye gitmek üzere internet üzerinden vize talebinde bulundum. Birleşik Arap Emirlikleri mail yoluyla vizemi kabul etti. Bu kabulden sonra Dubai’ye gittim. Yaklaşık 2 gün kaldım. Sonra Dubai polisi beni otelde bularak ülkeyi terk etmem gerektiğini söyleyip bana Belgrad ve oradan da Arnavutluk’a gitmem üzere 2 bilet vererek uçağa bindirdi. Ben de bu şekilde Arnavutluk’a geldim. Havalimanında indiğim sırada polisler beni alarak karakola götürdü. 2 gün bekletti. Daha sonra nereye gitmek istediğimi sordular. Ben de Türkiye’ye gitmek istediğimi söyleyince Türkiye uçağına bindirip İstanbul’a gönderdiler. Bu şekilde Türkiye’ye geldim” dedi.
‘SUÇ TEŞKİL EDECEK HERHANGİ BİR EYLEMDE BULUNMADIM’
Olur, son olarak ifadesinde şunları söyledi: “Sedat Peker suç örgütü ile anlattığım bilgilerin dışında başkaca herhangi bir ilgim alakam yoktur. Örgüt adına suç teşkil edecek herhangi bir eylemde bulunmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum.”
AVUKATI: SUSMA HAKKINI KULLANMADI, HİYERARŞİK YAPI İÇERİSİNDE DEĞİL
Emre Olur’un avukatı ise savunmasında müvekkilinin susma hakkını kullanmamasına dikkat çekerek, “Örgütsel suçlarda örgüt üyeliği için örgütsel yapı içerisinde olmak gerekmektedir. Suç örgütü üyeleri genelde örgüt yöneticilerinden korkmaları ve hiyerarşik yapıya bağlı olmalarından susma haklarını kullanırlar ya da eylemlere yönelik iddiaları inkar veya eksik anlatım şeklinde savunma yaparlar. Müvekkilim susma hakkını kullanmadığı gibi 38 sayfalık Emniyet ifadesinde ayrıntılı bir şekilde her şeyi anlattı. Kendi hesabından yayınladığı tweet’leri kabul etmeyip inkar kolaycılığını seçmedi. Bu hususlar müvekkilimin hiyerarşik yapı içerisinde olmadığını göstermektedir” dedi.