SON DAKİKA

Haber Ekspress

Geleceğimiz Parlak!

Geleceğimiz parlak… Hep öyle mi kalacak?

Geleceğimiz Parlak!
Bu haber 25 Mayıs 2018 - 16:29 'de eklendi.
Kenan YAVUZ

Geleceğimiz parlak. Doğru! Hep de öyle kalacak demiş İngiliz bir siyasetçi? Sebebini ise doğru olanların sürdürülememesine bağlamış. Yer yer güzel hamleler yapmamıza rağmen neden bir türlü parlak günlere ulaşamıyoruz? Bir anda gaza gelerek başladığımız her işin sonunda her şeyi kendimize bağlama ve başarının tek mimarı olma arzusu zamanla zehirliyor bizi. Kendi dünyamızda istediklerimize inanmaya başlıyoruz ve yavaş yavaş uzaklaştığımız hedefe daha da yaklaştığımız yanılgısıyla sarhoş oluyoruz. Anında komplo teorileri devreye giriyor ve bütün suçu başkalarının üzerine yıkıveriyoruz. Sorumluluktan kurtulduk mu sıkıntıya gerek kalmıyor. Sebepleri sorgulamadan bulunan çözümlerin geçiciliğini anlamayınca Gökçek’in dizilere kadar ulaşan komplo teorileri oldukça rağbet görüyor. Böylece ne kadar önemli bir ülke olduğumuzu idrak ederek bütün dünyanın bizimle uğraştığını düşünüp mutlu oluyoruz. Derken lobi teorileri yetişiyor imdadımıza. Bütün sorunların sorumlu bir lobisi olunca başarısızlık makul görülmeye başlanıyor. Lobiler olmasa kim tutar bizi! Ne zaman işler kötüye gitse kirli eller devrede, bizim hiç hatamız yok! Bedel ödemesi gereken kimse var mı? Yok! Atanan bir katil bir sürü insanın hayatını karartırken atayanların hiç suçu yok! Görevlendirilen bir memur yolsuzluk yaparken görevlendirenin hiçbir sorumluluğu yok! Ne güzel dünya… *** SORUN NEREDE? Parlayan geleceğe ulaşmamızı engelleyen hastalıklı düşünce ne? Sadece kendi bildiklerimiz doğru sanmamız olabilir mi? Ya da üç günlük dünya diye düşünerek duvarlarımızı yıkmak istemememiz… Sorumluları hep dışarıda aramamız… Ya da hepsi… Hepsinin temlinde eğitimin olduğunu söylemek yanlış olur mu? Kendi istediğimiz nesilleri yetiştirirken hata yaptığımız bir şeyler yok mu? Sadece istediğimiz gibi düşünmesini yeterli gördüğümüz anlayış nereye götürecek bizi? Kafamızı kumdan çıkarmalıyız! Eleştirdiğimiz siyasetçilerin bizim eserimiz olduğunu, bizi yansıttığını unutmamalıyız. Aynayı biraz kendimize tutmalıyız yani… Eğrimizi doğrumuzu kabul etmeliyiz önce! *** İHTİYACIMIZ OLAN… Kitabına uydurmak değil, kitaba uymak… Kağıt üzerinde yapıldı göstermek yerine yaptıklarımızı belgelemek… Diğerleri susarken konuşmak, diğerleri konuşurken susmak… Kendimizi dinletmeye çalışmadan evvel dinlemeyi öğrenmek… Adam etmek için uğraşmak yerine adam olmak… Ne yapılması gerektiğinden çok kendi yaptıklarımıza bakmak… Başkalarının hatalarıyla uğraşmak yerine kendi hatalarımıza odaklanmak… Başkalarının hatalarıyla vicdanımızı rahatlatmak yerine doğrularını örnek almak… Bilmeden önce anlamamız gerektiğini kavramak… Çalışmadan başarılamayacağını kabullenerek vahiy beklemekten vazgeçmek… Yanlış insanların söylediği doğrulara yanlış muamelesi yapmamak… Doğru insanların söylediği yanlışları doğru gibi savunmamak… Saygınlık kaynağının başkaları değil insanın kendisi olduğunu anlamak… Çevremizdekilerin düşüncelerini bizim davranışlarımızın belirlediğini unutmamak… İşimize gelmeyenleri de anlamaya çalışmak… Ait olduğumuz grup dışındakilerin de insan olduğunu unutmamak… Vesaire vesire… Hepsi aynı yere çıkıyor aslında!

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa