Haber: Neslihan KARAYILAN
İzmir Büyük Şehir Belediyesi bünyesinde çalışan kadın işçilerinden oluşan, koro şefliğini Öznur Korkmaz 4 yıldır aktif bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Bugün de “25 Kasım Kadına Şiddet Mücadele” günü kapsamında güzel bir konser verdiler. Kadın, emek, özgürlük sloganıyla tüm alanlarda ses getiren Disk/ Genel İş sendikası kadın komisyonu çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Genel İş Sendikası 3 nolu şube Başkanı Serap Yılmaz etkinlikte şu şekilde konuştu, “Bugün hepinizin bildiği gibi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
Bugün, burada erkek şiddetine karşı birbirimizden aldığımız güçle, mücadelemizi büyütmek için,
hayatlarımızı savunmak ve bir kişi daha eksilmemek için,
dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde birlik olma iradesini göstermek için bir araya geldik.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum hoş geldiniz!
Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında
alanlarda, meydanlarda, sokaklarda direnen kadınlara,
savaşın ortasında dinci ve gerici rejime karşı çıkan kadınlara,
canı pahasına direnen ve özgürlüğü için mücadele eden kadınlara,
kürtaj yasaklarına karşı “Bedenimiz bizimdir.” Diyen kadınlara,
şiddetin, yoksulluğun olmadığı bir dünya hayaliyle
eşit ve adil bir yaşam için mücadele veren kadınlara,
Mirabel kardeşlerin özgürlük mücadelesinden bu yana dayanışmayı ören ve büyüten bütün kadınlara
Ve asla vazgeçmeyeceğimiz özgürlük mücadelemize bir kez daha
selam olsun selam olsun selam olsun!
Biliyoruz ki kadına yönelik erkek şiddeti,
taciz ve tecavüzler,
dinci ve gerici odakların eril düşüncelerinin toplumu körüklemesi ile her geçen gün artıyor. Mevcut iktidarın
kadın düşmanı politikaları,
devletin şiddeti önleyecek mekanizmaları harekete geçirmemesi,
erkek egemen yargı kararları,
ekonomik kriz, pandemi, yangınlar, seller ve depremlerle
kadın emeğinin sömürüsü fırsata çevriliyor.
Artan yoksulluk sonucu biz kadınlar evde, işte, sokakta, yaşamın hüküm sürdüğü her yerde şiddetin türlü biçimlerine maruz bırakılıyoruz.
Bunu nasıl mı yapıyorlar?
Kadına karşı tüm şiddet biçimlerini sıradanlaştırararak
LGBT’lileri sistematik olarak hedef göstererek
toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yaşamın her alanında yeniden üreterek
kadına yönelik şiddet karşısında suçluya cezasızlık politikaları uygulayarak
VE PEK TABİİ iktidarın erkek egemen yargı sisteminin tüm mekanizmalarıyla faile ortaklık ederek yapıyorlar. Ama yılmıyoruz korkmuyoruz.
Yakın zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının geri alınmasını bir kez daha talep ediyor ve buradan bir kez daha haykırmak istiyorum: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ! VAZGEÇMİYORUZ!VAZGEÇMİYORUZ!
FARKINDAYIZ Artan İşsizlik ve yoksulluk kadına yönelik şiddeti tırmandırmakta
FARKINDAYIZ işyerlerinde kadınlara yönelik mobing ve taciz artmakta
FARKINDAYIZ Kadınlar giderek daha fazla güvencesiz ve niteliksiz işlere mahkûm edilmekte,
FARKINDAYIZ ev içi bakım emeğini görmezden gelen, şiddeti derinleştiren ve kadınları çaresizleştiren bu sistemin FARKINDAYIZ VE KABUL ETMİYORUZ!
“ALO 190 İş Yaşamında Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’’nin imzalanmasını ve uygulanmasını İSTİYORUZ!
Her 25 Kasım’da olduğu gibi kadına yönelik şiddetle mücadele için taleplerimizi dile getiriyoruz. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da öncelikli talebimiz bir an önce barışın sağlanmasıdır. Mülteci ve sığınmacı olan kadınları korumayı ve desteklemeyi hedefleyen sosyal politikalar tüm dünyada ve ülkemizde hızla yaşama geçirilmelidir.
Kadına yönelik şiddeti azaltmanın tek yolunun kadınların sosyal güvencelerini yükseltmekten geçtiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına yönelik şiddeti azaltmanın tek yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Muhafazakar politikalar aracılığıyla evlere kapatılan, aile içinde yer almaları beklenen, ‘evlerinin kadını’, ‘çocuklarının annesi’ olan kadınların çok daha fazla şiddete maruz kaldığı akılda tutularak kadınların eğitim almalarının önü açılmalı, iş güç sahibi olmaları desteklenmeli, işyerlerinden, yerel yönetimlerden başlanarak kadınların söz sahibi olmalarını destekleyen politikalar geliştirilmelidir. (BENCE TEKRAR)
Ben, hepimiz adına buradan bir kez daha mücadelemizi büyüten tüm kadınlara selam olsun diyor
6284 sayılı Yasa’ya ve medeni haklarımıza göz dikenlere,
Anayasal eşitlik ve laiklik ilkesini yok sayanlara,
Kadınların ve çocukların nafakasına el uzatanlara,
Her türlü ayrımcılığı yapanlara,
İstismarı, tacizi ve tecavüzü affedenlere,
Kadın cinayetlerini görmezden gelenlere,
Yargıda erkek egemen kararlara imza atanlara,
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanlara,
Yoksulluk ve eşitsizlik sarmalına bizleri mahkum edenlere, güvencesiz işlere bizleri mahkûm etmeye çalışanlara sesleniyorum: BİZ KADINLAR, HAKLARIMIZDAN, YAŞAM ALANLARIMIZDAN, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDEN VAZGEÇMİYORUZ! ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZLE BİRLİKTE DAYANIŞMAMIZI BÜYÜTÜYORUZ!”