17:21 - ÇALIK: BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AK, MİLLETİMİZ BÜYÜKTÜR
14:42 - BEYLİKDÜZÜ’NDE ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERLE ANLAMLI BULUŞMA
14:34 - HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİR BİR KÜÇÜKÇEKMECE!
18:22 - Özgür Özel: Beylikdüzü büyük bir yürüyüşün ilk adımının atıldığı ilçedir
02:37 - AREV VAKFI RAMAZAN’DA BİRLİK VE DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYOR
Umarım Muhalefet bunları dikkate alır.
“İktidar, muhalefet partilerinin başarılarından dolayı değil, kendi başarısızlıklarından dolayı gidecektir” tespiti demokrasinin olmazsa olmazı. İktidarlar kendi siyasi vaatlerini, siyasetlerini ve politikalarını uygular, sosyal refahı arttıracağını ifade eder oy ister ve karşılığında da iktidarda kalır. Ancak, burada benim açımdan önemli ve dikkat çekmek istediğim bir nokta var. O da, iktidarın, öncekilerin aksine, bütün tasarımlarını, stratejilerini ve oyun taktik planlarını demokrasi dışı yol ve yöntemleri gözümüzün içine baka baka uygulayarak “iktidarda kalmak” üzere kurguladığı yönündedir.
Gelinen noktada; askeri darbelerin maalesef müthiş sorumluluğu vardı. Demokratik kitle örgütlenmesini “yakıp-yıkması”, insanın yaşamsal haklarının “evrenselliği” ve vazgeçilmez olduğu ilkesini “milliyetçilik” felsefesiyle maskeletilmesi, “önce insan” şiarının “önce devlet” retoriği ile baskılanması ve hatta dinin siyaseten kullanılmasının yolu maalesef Askeri Darbelerin sonucudur.
Bugün muhalefet yükselmektedir ancak bu yeterli değildir. Bunca başarısızlığa karşın iktidarın oyu halen bence kabul edilebilir değildir. İki binli yıllara kadar, böylesi başarısız bir iktidar yönetimde kalamaz, yaşanan bunca sansasyonel olaylar toplumda müthiş tepki yaratır ve iktidarı anında yerle yeksan ederdi.
Peki sorun nerede?
Muhalefet, “Demokrasi İçin İttifak İlkeleri” ve “Demokratik İttifakların Siyasal Taktik Ve Stratejileri” deklare etse, seçmen davranışı değişecek midir?
Sayın Muhalefet Liderleri;
Bugünkü siyasi politikaları, taktik ve operatif uygulamaları sahada gördükçe, iktidarın politik nihai hedefine ulaşmak üzere; politik propagandanın tüm unsurlarını son derece hatta dünya tarihinde bile eşi benzeri görülmemiş bir şiddet ve etkinlikle ülkemizde uyguladığını söylemek yanlış olmaz.
“Demokrasi İçin İttifak İlkeleri” ve “Demokratik İttifakların Siyasal Taktik Ve Stratejileri” perspektifinizin, Normal Şartlar Altında başarısı kaçınılmaz olacaktır ancak, bugünkü şartlar normal şartlar değildir. Hakeza uygulanan politikalar da gördüklerim odur ki;
İktidar “Politik Propagandasını”, toplumun genetik kodlarına “doğal muhalif” olarak yerleşmiş olan ve uyguladığı politikalarla yönetmeye/etkin/etkili olmaya başladığı “Adli Sistem”, “medya”, “akademi”, “asker”, “polis”, “iş dünyası”, “işçi örgütleri ve sendikaları” vb. kurumları; bu defa topluma “dönük”, “yönelik”, kendi propagandasını yapacak şekilde kurgulamıştır.
İktidarın ihtiyacı olduğu anlarda, seçim zamanlarında, iktidara yarayacak “bel altı” vuruşların tasarımı, uygulanması ve medyaya servisi tesadüfi sayılmamalıdır.
Bu tespitleri çoğaltabilirim…
Sayın Muhalefet Liderleri;
“Bir iktidar, hem yöntem, hem de izlediği politikalar açısından, nasıl geldiyse öyle gider!” mantığı son derece önemlidir.
Bence Muhalefet, iktidarın izlediği “politikaları, uygulamaları, sahadaki taktiklerini, Politik Propaganda Unsurlarını” çözümlemeden İKTİDAR OLAMAZ.
Bence Muhalefet yeterince enerjik ve güven veren bir tablo çiziyor mu?
-Hayır.
Bence Muhalefet Politik Propagandanın P’sini bile ya bilmiyor ya da uygula/ya/mıyor. İktidarın hamlelerinde kaybolan bir muhalefet, halkın gözüne giremez.
Muhalefetin;
“Peki, bu durumda muhalefet ne yapmalı?”
“Bir iktidar, hem yöntem, hem de izlediği politikalar açısından, nasıl geldiyse öyle gider!” şiarına uygun politikalar geliştirmek ve yelkene yepyeni rüzgarlar bulmak derim.
Saygılarımla.