Asrın felaketi…
Büyük deprem…
Bu konuda çok şey söyledik.
Ama diğer konulara bakışımız da bundan farklı değil.
Çünkü yapılmak istenen her işte bulanık ortamlar birilerinin işine geliyor.
Yetkililerin sorumluluktan sıyrılmasını mümkün kılıyor.
***
Mesela paralel konusuna bakalım:
Ülkemizin çıkarları için ne istedilerse verilen bir cemaat…
Devlet yetkileri ve halkın paralarını peşkeş çekerek birlikte hareket edilen ağabeyler ablalar…
Bir takım mihrakları alt etmek ve bazı noktaları ele geçirmek için sunulan imkanlar…
Milletimizin çıkarları için başladı bu ortaklık.
Memleketin faydasına görüldüğü için semirtildi.
Ama ülkemizin az da olsa liyakate sahip kurumlarını yerle bir etti.
Tabi bunları tek başına yapmadı.
Ona bu imkanları sunanlarla birlikte yapıldı.
Neticede istenenin tam tersi oldu!
Terör örgütü olduğu anlaşıldı ama bugün dünden farklı mı?
Yine cemaatler üzerinden siyasi çalışmalar yapılmıyor mu?
Gelecekten farklı sonuçlar bekleyenler büyük hayal kırıklıklarına hazırlıklı olmalı.
***
Diğer bir konu sınavlarımız…
Bilenler bilir, lise sınavları kaldırılmıştı 2017’ de.
Sayın Cumhurbaşkanımız TEOG’u kaldırdım dedi bir gün.
Artık gençlerimiz istediği liseye gidebilecek dedi!
Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en iyi lise giriş sınavı bir anda harcandı.
En iyisiydi, çünkü okul sınavı yerine yapılarak ders notu yerine de geçiyordu…
En iyisiydi, çünkü çalışan öğretmen ile çalışmayan öğretmenin farkı ortaya çıkıyordu…
En iyisiydi, çünkü bölgesel farklılıkların tespit edilmesini sağlayarak giderilmesi gereken aksaklıkları gösteriyordu…
Tabi bunlarla uğraşmak zor olacaktı ve sorumluluktan kurtulmak gerekiyordu.
Sınavı kaldırdık oldubitti!
Gerçekte olup biten sınavın kalkması değildi tabi ki!
Eski düzene dönülerek okuldan bağımsız saçma sapan bir sistemi geri getirmekti.
Yetki alanların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini anlaşılmasını daha da güçleştirmekti!
Sınav daha yoğun ve daha adaletsiz olarak yerinde duruyor yani!
Sadece nitelikli okullar proje okulları haline getirilerek belirli kriterlere göre nitelikli öğretmen atamak yerine istedikleri öğretmeni atayabilecek bir sistem kuruldu.
Yani gelecek için güzel vaatlerle sunulan sistem aslında bir kaos yaratmaktan başka bir şeye yaramadı ve söylenenin tam tersi oldu.
***
Sonra faizi kaldırmak istedik.
İndirdikçe indirdik…
En büyük düşman belleyerek yerin dibine soktuk.
En azından biz böyle inandık inandırıldık.
Devlet bankaları sınırlı sayıda bu rakamlara uymaya çalıştı…
Özel bankalar zaten olayların çok dışındaydı.
Derken bu kadar kazanılan zafere rağmen enflasyonun neden düşmediğini bir türlü anlayamadık!
Aslında durum basitti:
Klasik mantığımızla “-mış gibi” yaptığımız için gerçeklerden habersiz kendi yazdığımız rakamların sarhoşluğuyla gerçekleri görmeyi iyice bıraktık.
Sonuç olarak yendiğimizi sandığımız düşmanı daha da güçlendirdik.
İyice gömüldük bataklığa.
Şimdi dolar artmadığı halde neden fiyatların arttığına şaşırıyoruz!
Marketleri, toptancıları suçluyoruz ama onların bunu neden on yıl önce yapamadıklarını sorgulayamıyoruz.
Netice:
Yine söylenenin tam tersi…
***
Yaklaşık bir yıldır toplanıp duran altılı masa var bir de…
Defalarca oturup konuştular ve birçok ayrıntıda ortak noktada buluşulduğunu açıklayıp durdular.
Birçok kesime umut oluşturan birlik ve beraberlik mesajları verdiler.
Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını vurguladılar.
Sabit fikirli, kutuplaştırıcı ve inatçı yönetim anlayışından hoşgörülü ve kucaklayıcı bir yönetim anlayışına geçilebileceği umudunu beslediler.
Ama sonuç yine hüsran…
Ayrıntılardan konuşmuşlar ama asıl sorunlara değinmemişler bile.
Aynayı hep basit engellere tutarak asıl aşılması gereken engeller yokmuş gibi davranmışlar.
Yani kronik ve çarpık düşünce yapımızı bir kez daha ortaya koydular.
Görmezden gelerek, “-mış gibi” yaparak aslında hiçbir şeyin değişmeyeceğini gösterdiler.
Ortak akıl, birlik beraberlik falan derken daha işin başından ne büyük krizlere gebe olduklarını ortaya koydular.
Sonradan toparlayıp belediye başkanlarıyla işi bağladılar ama…
Yine yapılmak istenenin tam tersini gösteren bir tabloyla karşı karşıya bıraktılar.
***
Şimdi deprem ortamında olanlara şaşırmaya devam ediyoruz.
Ama şaşırmamak için yapılması gerekenlerden çok şaşırdığımızda ne yapmamız gerektiği üzerine tartışarak…
Her konuda olduğu gibi bu konuda da gerçek ve kalıcı çözümlerden çok uzaktayız.