Her geçen gün bir kadın öldürülüyor ülkemizde.
Ya kocası ya sevgilisi tarafından hem de!
Bir erkekle birlikte olmayı isteyen her kadın bu riski üstlenmek zorunda!
Gelinlik giyme, aile olma hayali kanla sonlanıyor.
Toprağın altına girmese de her gün ölüp ölüp dirilmek var bir de!
Feryat figan sesini duyuranlardan kurtulanlar oluyor ama ya duyuramayanlar…
Artık cezalar eskisi gibi değil, hak ettiği cezayı buluyor çoğu.
Öldüreni kollayan hafifletici sebepler geride kaldı.
Ne olursa olsun öldürülenden yana kanunlarımız.
Öldükten sonra ne faydası olacaksa…
Peki önlemek için bir şey yapıyor muyuz?
Soruyor muyuz mesela:
Diğer cinayetlerden farkı ne?
Orantısız şiddet ya da erkek egosundan dolayı baskı yaşamaları…
Fiziksel zayıflıklarından dolayı söz haklarının olmaması…
Organize bir vahşet değil bu!
Sıradan bir erkeğin mazur görülen öfkesinin sonucu…
Erkektir yapar…
Erkektir bir yeri şişer…
Erkektir, ne yapsa yeridir düşüncesinin ürünü
İşin en kötü tarafı ise şiddete maruz kalan kadınlarımızın büyük çoğunluğu da aynı şekilde yetiştiriyor evlatlarını.
Paşasına yakıştırıyor, kocasına yakıştıramadıklarını!
Çünkü öyle görmüş, görgüsü o!
Çoğunluğu oğlu sayesinde kurtulma hayalinde…
Oğlunun erkekliğine güvenmekte…
İşte bundandır hiçbir şeyin değişmemesi…
Hala kadınlarımızın ölmesi…
Ezan Türkçe mi okunmalı Arapça mı?
Kuran Arapça mı okunmalı Türkçe mi?
Arapça kutsal bir dil, Türkçe değil mi?
Arapça mı döver Türkçe mi?
Bu tartışma bin yıl önce yapılmış.
Ama hala sürdürmek isteyenler var!
Kimse kimseyi anlamak istemiyor…
Herkes işine geldiği yerden tutuyor…
Arapçacılar Türkçecilerin Arapçaya hakaret ettiğini düşünüyor!
Türkçeciler Arapçacıların inandığı kitabı anlamadan okuduğunu düşünüyor!
İkisi de bu kadar kesin ve net!
Aslında ikisinin de haklılık payı var.
İkisi de önyargılarla yaklaşıyor birbirine.
Dua, ibadet ritüel ve törenlerinde orijinalinden okumanın bir zararı olmadığı gibi,
Bunlar dışında meal ya da tefsir okunarak anlamak gerektiği de açık.
Ama bunlar anlaşılmak istenmiyor.
Çünkü herkes kendi dünyasında mutlu!
Birbirini anlayınca kime çatacak sonra!
Eski yıl geride kaldı.
Yeni yılın ilk günlerini bile geride bıraktık.
Çok şey bekliyoruz yeni gelen yıldan.
İnşallah gelen gideni aratmaz!
Umarız önce ülkemiz olmak üzere tüm dünya için hayırlı olur.
Çözümün sürekli yanlış yerlerde arandığı,
Bir türlü gerçek soruna odaklanılmayan bir ülkede ne kadar olursa artık!
Salgından kurtulmak da öyle kolay olmayacak gibi görünüyor.
Zamanın getirdiği tüm sorunlar gibi bir süre sonra geride kalacak ama şimdilik sürecek gibi.
Zamanın değil insanın getirdiği ve hiçbir zaman geride kalmayan sorunlara rağmen ümidimizi yitirmiyoruz biz.
Salgında mı yitireceğiz!