SON DAKİKA

Haber Ekspress

Pandemi Günlüğü

Pandemi Günlüğü
Bu haber 15 Nisan 2020 - 11:40 'de eklendi.
BAKİ ÇİFÇİ

Pandemi günlerindeyiz. 15 Mart’tan bu yana sıkışıp kaldık dört duvar arasına. İnsan
sevdiklerinden bile kaçınabilir miymiş bulaş korkusuyla. O oturuyor insanın içine.
Sevdiklerin sana, sen onlara tehdit.

Tarih 11-12 Nisan 2020 sokağa çıkmak yasaklandı baldır küldür. İki günlük yasak ne
işe yarayacaksa? On altı milyon İstanbul şehri burnunu bile çıkarmıyor kapıdan.,
Sokaklar, meydanlar. bulvarlar, parklar Covid-19’a teslim, herşey donup kalmış, doğa
kendisiyle baş başa. Yaban hayat kaybettiklerini geri istercesine özgürce dolaşıyor
dünya metropollerinde.

Dışarı da pırıl pırıl bir güneş, mavi gökyüzü. Sahi İstanbul’da gökyüzü bu kadar mavi
miydi? ilk defa görmüş gibi takıldı gözüme! Kuzey penceremden İBB’nin salgın
boyunca inşa edilen kreş inşaatı, nasıl da sessiz iki gündür. Bir grup kara karga
dolaşıyor üzerinde özgürce… “Korona işlemez”(!) çelik montaj işçileri sokağa çıkma
yasağına uymuş mecburen. İBB müteahhidi nasıl da üzgündür şimdi. İnşaat çevresinde
birçoğunu komşularla ellerimizle diktiğimiz ağaçlardan arta kalanlardan bahar filizleri
yeşil bir örgü telaşında. Akasyalar, iğdeler ve ıhlamur dallarında. Öyle taze, öyle körpe
ki dokunmaya kıyamaz insan.

Güneyde deniz. Serin kuzey rüzgarı bebek beşiği gibi sallarken dalları, yapraklar daha
çabuk büyüsün niyetine. Denizin mavisi yakamoz tarlası güneş ışıklarıyla sarmaş
dolaş. Yaramaz ama sempatik bir çocuk gibi kıpır kıpır duramaz yerin de. Of buruk
bir dünya doluyor içime, korona esaretinde. Uzatsam torunum Civan’ıma değecek elim
eline. Yakınken uzak olmak yaksa da içimi, sağlıklı olduklarını bilmek ferahlatıyor
yüreğimi. Öfke nöbeti boğazımı tıkıyor “Sokağa çıkma yasağını” bulaş kaosuna
dönüştüren muktedire.

Akasyalar, söğütler, kestaneler yeşile çalmaya başladılar bu günlerde, penceremde
kıskançlıkla seyrediyorum baharı. Donup kalmış İstanbul. Boğaz’da erguvanlar,
Emirgan’da laleler renk cümbüşündedir şimdi? Ne çocuklar koşturuyor patikalarında,
ne de sevgililer el ele.

Arabalar sıra sıra kıpırtısız, çocuk parkaları ıssız. Balkonumda sardunyalar yeni
çiçekler açtılar top top. Sevgili eşimin kendi elleriyle çekirdekten yetiştirdiği limonlar
hayli büyüdüler. Onlar da kapılmış baharın büyüsüne pandemi’ye inat yeni filizler
vermişler. Nasıl da sevindim. Umut aşılıyor insana.

Ezelden beri çok sevdim dağı taşı, kurdu kuşu, denizi, ırmağı, böcekleri de sevdim
yılanları da. Ve de insanı. Lakin ben beni bildim bileli güç ve iktidarları sevemedim.
Kibri, kini sevmedim mesela. Komşusu açken tok olanları da sevmedim. Her canın
paydaş olduğu dünyayı mülkiyetine geçirip farklıymış cakası satanları da sevemedim.

Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesiymiş gibi arzı endam eden dinbazları da sevmedim.
“Bayrağın arkasına saklanıp suç işleyenleri, ayrımcılık yapanları, dinin arkasına
gizlenip günah işleyenleri ”de sevmedim.

Söze soy, sop ata, dede kılıç kalkan, at avrat övünmelerini de sevemedim. Zenginin
iktidarı yetmezmiş gibi çocuktan, yoksuldan ilk fırsattan bir zorba çıkacak diye. Bir
yerde okumuştum “eğer medeni insanların yaşadığı yerde fakir görürseniz bilin ki o
ülkenin yöneticileri halkın malını çalıyordur”a denk gelenlerle yolumu ayırmaya
çalıştım ve en yakınımdaki bir adım öne çıkmak için yoldaşlarının sırtına basmaya
hazır açgözlüleri de sevemedim.

Bir türlü sevemedim gelmiş geçmiş yeryüzünün büyük küçük hükümdarlarını,
hükümetlerini. Birisi çıkıp kürsüye ya da televizyon ekranlarına “Ey milletim” diye
söze başlasa ben “arkama bakarım kime diyor” diye. “Sevgili vatandaşlarım”
diyenlerden de tırsarım. Bu eşitsiz, bu adaletsiz, bu hukuksuz dünyada bir türlü
kendimi bir tarafa koyamam. Dinen de, siyaseten de, etnik olarak da, kağıt üzerinde
yurttaş olarak da ait olduğum hiçbir yer yok. İnsan olmaktan başka. Farklılıklara
saygısızlığımdan değil. Arkasından bir “iktidar” çıkacak endişesiyle.

Başımıza vura vura öğretmeye kalkıyorlar “miş” gibi yapmayı biz inadına dirensek de.
Ülke gelirinin %50’den fazlasına bir avuç sermaye grubu çökmüşse “dönüp bakarsın
arkana” Ey milletim, vatandaşlarım” diye başlayan ikiyüzlü hitaplara “kime” diyor
diye. Çünkü onların hitap ettikleri ben değilim, seni bilmem.

Ekmeğin, adaletin, eşitliğin özgürlüğün ve hatta PANDEMİ’nin eşit ve adil
paylaşılmadığı ülkelerde seçmiş ve seçilmiş olmanın bir değeri kalmamışsa millet de
değilsindir, vatandaş da.

12.04.2020 Pazar. Saat:11:00 Türkiye pandemi sokağa çıkma yasağı var. Bir saat
sonra sona erecekse de, salgının 31. Günü., İçişleri bakanının takkiyeli istifa haberi
yayınlanıyor televizyonda…

 

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA
şanlıurfa urfa