Ziya Öğretmen’den…
Siyasi bir kimliğe sahip olmadığı halde üç yıl gibi bir süre görevde kalmayı başarabilen Ziya öğretmenimize teşekkür ediyoruz.
Yapabileceği çok bir şey olmasa da öğretmene, öğrenciye ve veliye her şeye rağmen iyi niyet ve nezaketin korunabileceğini öğretti en azından.
Sevgi diliyle gösterdiği kucaklayıcı yaklaşımla, siyaset üstü olması gereken ama tam da göbeğinde siyaset kazanı kaynatılan bir kurumda duruşunu korumaya çalıştı.
Davul kendinde tokmak başkasında olsa da bir süre eğitim camiasında umutları yeşertmeyi başardı.
İlk icraatı olan öğretmenden fikir alma programı ilçe, il ve merkez teşkilatlarında sendikal süzgeçlerden geçtikten sonra kuşa dönse de eğitimi eğitimciye sorma nezaketi bile oldukça önemliydi.
Niyet güzeldi ve bir şeyler denenmek istendi ama kadrolar başkalarından emir aldığı sürece bu işin yürümeyeceğini daha önce de fark etmişti.
Her gitmek istendiğinde engellendi ama yine de yetkilerini kullanmasına bir türlü izin verilmedi.
Mevcut şartlarda devletin yumuşak yüzü olarak iyi niyet ve sevgi yaymak için elinde geleni yaptı.
Eğitimcinin nasihat vermek yerine örnek olması gerektiğini defalarca gösterdi.
Tabi anlayabilene!
Güzel yüreği ve gülümseyen yüzü için…
Eğitim bakanının öğretmenlik yapması gerektiğini gösterdiği için…
Tüm engellemelere ve hantallığa rağmen bir şeyleri değiştirmeye çabaladığı için…
Sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz
Mahmut Hoca’ya…
Yeni Milli Eğitim Bakanımıza da hayırlı olsun dileklerimizle başarılar diliyoruz.
Eğitim ülkemizin uzun zamandır kanayan müzmin yaralarından biri.
Özellikle siyasiler çok müdahil olduğu için!
Öyle ki aslında her sorunun temel kaynağı…
Adam kayırmacılıktan liyakatsizliğe, işten anlamamaktan görevi kötüye kullanmaya…
Eğitimsizlik ya da yanlış eğitimden kaynaklanan onlarca sorun sayabiliriz.
Bunların düzelmesi konusunda hiç umudumuz olmadı mı?
Elbette oldu:
Bütün atamaların sınavla yapıldığı, torpilin çok az etkili olabildiği üç beş yıl yaşadık.
Ama etkisini görmek mümkün olmadı.
Zira eğitimdeki iyileşmenin sonuçları yirmi otuz yıldan önce görmek mümkün değilken, bizimkiler dönem sonunda görmeyi bekliyor.
Son yıllarda eğitim camiasının kendisinde bile birçok usulsüzlük ve çarpıklık varken bu konuda ülkeyi düzeltmesini beklemek de en basit tabirle hayalperestlik olur.
Üniversite, YÖK, Üniversitelerarası Kurul, Bakan Yardımcılığı gibi önemli görevlerin ardından iyi niyet ve gayretle çalışmalar sürdüren Mahmut hocamız inşallah bir şeyleri değiştirebilir.
Ölçme değerlendirme uzmanı olmasına ya da birtakım gruplara yakın olmasına güvenenler inşallah yanılmaz!
Ancak sorun ölçme değerlendirmenin çok öncesinde…
Siyasi ya da dini gruplarla da bu iş olsaydı bu gün bu hallerde olmazdık.
Bunu fark etmek zor değil ama değiştirmek çok zor gibi görünüyor!
En azından şimdilik!
Önceki yapılanları yerle bir ederek, sürekli sıfırdan başlayarak, herkese kendi siyasi gözlüklerimizi takmaya çalışarak eğitim yapılabilir mi?
Böyle olmayacağını defalarca gördük ama her gelen tekrar görmek istedi.
Ya da görmüş olsa bile siyasi teamüller gereği koltuğunu korumak gayesiyle sineye çekti.
Umarız yeni bakanımız bu kabuğu kırabilir.
Sadece sahip olduğu siyasi çevreye, bağlantılarına ve donanımına göre değil, ihtiyaçlara göre adımlar atabilir.
Neyse…
Ziya öğretmenden Mahmut hocaya geçişimiz hayırlı olur inşallah!
Böyle zor bir işe neye güvenerek girerseniz girin takdire şayan bir durum.