Ankara Emniyeti, hak arayan kız öğrenciye cinsel saldırıda bulunan Polise sahip çıkarak, “kızın babası FETÖ’cü” diye açıklama yapıyor.
Babası FETÖ’cü olunca kızına cinsel saldırıda bulunma hakkına mı sahip olunuyor? Bu nasıl bir açıklama, bu nasıl ülke? Bırakalım babasını, kızın kendisi FETÖ’cü olsa ne farkeder? Velev ki suçlu diyelim, bir devlet kendi vatandaşına insanlık suçu işleyebilir mi?
FETÖ tabiri; her türlü pisliği örtmek ve zulmü perdelemek için kullanılıyor. Aslında cinsel saldırı burada çok önemsiz kaldı. Çürümüşlüğün bile bir noktası var, onu da geçtik.
Babası FETÖ’cü ise kadına taciz etmek hak ama kardeşi darbeci ve FETÖ’cü ise büyükelçilik, bakanlık, yükselmek, en iyi yerlerde iş hak.
Makul FETÖ’cü, makul olmayan FETÖ’cü, şahane ülke …
Eğer başörtülü bir kadın AKP’ye oy verirse, “benim başörtülü bacım”, eğer hak arayan, karşı çıkan bir başörtülü kadın ise FETÖ’cü ve terörist.
Eğer Kürt vatandaşımız AKP’ye oy verirse “Kürt kardeşlerim”, eğer karşı ise terörist.
AKP’lilerin içinden FETÖ’cü çıkarsa Bakan, büyükelçi olabilir, ama Bank Asya’ya para yatırmış birisi senin ailende varsa dünyayı zehir ederler.
Eğer AKP’li isen, akraban varsa devlette en iyi yerlerde iş senindir ama AKP’li değilsen neredeyse yaşama hakkın yoktur.
Eğer AKP’li isen makul vatandaş, değilsen teröristsin, dahası insan değilsin…
”…bu ülke batmaya mahkumdur ve batacaktır. Çünkü çürümüş, kokuşmuş, geri dönülemez yola sokulmuştur…”
“Sadece iki günümüz var yaşamak için. Bu günleri de aşağılık insanların önünde diz çökerek geçirmeye değmez.” Voltaire