Gaziantep 1987 yılında 3398 sayılı yasa ile Büyük ŞEHIR olmuş. Gerçekten büyük şehir mi ?

Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi olan Gaziantep in 6700 yıllık tarihi var. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Hatta birçok konuda ilklere imza atmış. Türkiye’de yaşamın devam ettiği en eski antik kent olan Dülük, Gaziantep‘te bulunuyor. Hititler döneminde de yerleşimin olduğu biliniyor.

Bakır Çağ’ından kalma eserlerin bulunduğu şehirde aynı zamanda bilinen en eski matematik işlemlerine rastlandı.

Şehrin simgelerinden bir tanesi olan Gaziantep Kalesi ise 6. yüzyılda Romalılar tarafından restore edilmiş. Kalenin içerisinde Roma dönemine ait mozaikler ziyaretçileri karşılıyor. Mozaik müzesi ile de hayranlık uyandırıyor. Buram buram TARİH VE KÜLTÜR kokan şehir yöneticilerin yanlış yönetimi sayesinde tam bir köy havasına büründü.

Şehrin bir ağası var, ağanın birde holdingi var. Bu holding de çalışan bir de muhtarı pardon Belediye Başkanı var.

Tam bir Kemal Sunal Filmi gibi.

Marabalar pardon vatandaşlar sabah olunca tarla yerine Organize Sanayi deki işlerine gidiyor. Şehirde 600 bine yakın işçi var. En büyük sosyal hayatları işçi servisinde dinledikleri müzikler. Bunu da genellikle uyuklayarak yapıyorlar.

Tabi bir de villasından yada ultra lüks dairesinden çıkıp son model aracı ile işe gelen patronları var. Asıl tehlikeli olanlar da bunlar.

Bazılarının Fetö, bazılarının pkk, bazılarının uyuşturucu, bazılarının kara para aklama gibi, ülkeye zarar veren işlerle uğraştığı da ortaya çıkıyor. O nedenle bizim köye pardon şehre iyi emniyet müdürü dayanmıyor.

Bizim köyün pardon şehrin başkanı sosyal yaşam deyince sosyal tesis anlıyor. Şehrin bir tarafında zenginler, bir tarafında fakirler ortada ise esnaf barınıyor. Sabah işe akşam ise eve.

Ailece gidilecek hiçbir yer yada faaliyet yok. Bunu aşmak isteyen vizyon sahibi belediye de yok.

Müze ve parklarla turist çekmeye çalışan bir zihniyet var.

Bir bowling salonu yok ama her caddede spor ayakkabısı satan çok.

Ailece müzik dinleyecenigiz bir yer yok ama caddelerde müziğin son sesini açmış gezen çok.

O eski yazlık sinemalar yok ama parklarda nargile Içen çok.

O eski çay bahçelerimiz yok ama parklarda, balkonlarda semaverle çay demleyen çok.

O eski haraflarımız yok ama havuzların pis sularına giren çocuk çok.

Pikniğe gittiğinizde mani söyleyip naneli şeker satan yok ama arapça konuşup başınızı şişiren çok.

O eski caddeye çıktığınızda giyimi ile göz kamaştıran ve kibarlıgi ile hayran bırakanlar yok ama 3, dünya ülkesi gibi gezen çok.

O eski Suburcu caddesınden geçerken son çıkan filmlerin afişleri yok ama tütün ve nargile satan çok.

O eski Maarif de Gaziantep in el sanatlarını satan esnaf yok ama cep telefoncu çok.

O eski ınönü caddesindeki Iran pazarı yok ama Suriyeli kahve dükkanı çok

BIZIM BÜYÜKŞEHİR NE OLDU? BÜYÜK BIR KÖY MİSALI HERŞEYDEN GERİ OLDU.

Gaziantep Güneydoğu nun Parisi idi. 8 yılda Güneydoğu nun en büyük köyü oldu. İstiklal madalyası ile değil de Şampiyonluk madalyası ile ögünenlerden vede bu sehrin geçmişini bilmeyenlerden ancak bu beklenir…