Türkiye’nin önde gelen spiritüel danışmanlarından Canan Tiryakigil ve Gökçe Öner Kunt, geliştirdikleri Arkana Şifa ve Eğitim Sistemi ile yüzlerce danışanın yaşamına rehberlik etmiş, pek çok öğrenci yetiştirmiş ve bu çalışmalarının karşılığında Sunawards Altın Melek Ödülüne layık görülmüşlerdir.

Canan Tiryakigil Kimdir?

1974 yılında İstanbul’da doğan Canan Tiryakigil, üç çocuk annesi olup İzmir’de yaşamaktadır. Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi mezunu olan Tiryakigil, uzun yıllar İstanbul’da kurumsal firmalarda yönetici olarak çalışmıştır. Daha sonra İzmir’e yerleşerek bir anaokulu işletmiş, bu süreçte çocukların doğum haritalarına duyduğu merakla astroloji eğitimi almaya başlamıştır.

Kişisel gelişim alanında aldığı çeşitli eğitimlerle kendini geliştiren Tiryakigil, kurumsal hayatı bırakıp tamamen bu alana yönelmiştir. Bugün astroloji ve spiritüel yaşam koçu kimliğiyle yüzlerce danışanın hayatına dokunmuş, kadınlar ve çocuklar için sosyal projeler yürütmeye devam etmektedir.

Gökçe Öner Kunt Kimdir?

1971 yılında İstanbul’da doğan Gökçe Öner Kunt, evli ve bir çocuk annesidir. Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik mezunu olan Kunt, meslek hayatının büyük bölümünü havacılık sektöründe geçirmiştir. On yıl boyunca uçuş hostesliği yaptıktan sonra havayolu şirketlerinde farklı bölümlerde görev almış ve kariyerini tamamlamıştır.

Kurumsal hayatının ardından kişisel gelişim alanına yönelen Kunt, aldığı çok sayıda eğitimle öncelikle kendi içsel yolculuğuna katkıda bulunmuş, ardından öğrendiklerini başkalarıyla paylaşarak birçok kişinin farkındalık ve gelişim yolculuğuna eşlik etmiştir.

Arkana Şifa ve Eğitim Sistemi

İki güçlü kadın, deneyimlerini birleştirerek Arkana Şifa ve Eğitim Sistemi’ni geliştirmişlerdir. Bu sistemle bireylerin hem ruhsal hem de zihinsel dönüşümünü destekleyen çalışmalar yürütmekte; danışmanlıkların yanı sıra eğitmenlik faaliyetleriyle de yeni öğrenciler yetiştirmektedirler.

Aldıkları Sunawards Altın Melek Ödülü, bu emek ve özverinin taçlanmasıdır.

Ödül Töreninde Yaptıkları Konuşma

“Bu ödülü, yalnızca kendi adımıza değil; sesi kısılmış, hayatı yarım bırakılmış kadınlar ve çocuklar adına alıyoruz. Şiddete, tacize, haksızlığa maruz kalan her birinin sesi olmak için buradayız.

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük miras; laik, özgür ve eşit bir toplum idealidir. Bizler de ilke ve inkılaplarının ışığında, hiçbir çocuğun korkuyla büyümediği, hiçbir kadının sessiz kalmadığı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.

Bu ödül, bir son değil; daha çok yolumuz olduğunun hatırlatıcısıdır. Hep birlikte susmayacağız, değişimin sesi olacağız. Teşekkür ederiz.”