Adam gibi, mış gibi yapmayan, kağıt üzerinde kalmayan insanlara…
Çocuklar serviste ölüyor…
Terörist karakolda polisi bıçaklıyor…
Gencecik kardeşimiz teröristlerin yerini gösterirken vuruluyor…
Fabrikada çıkan yangında insanlar can veriyor…
Birçok insan inşaat iskelesinden kafa üstü çakılıyor…
Çatılardan düşenler hiç eksik olmuyor…
Trafik kazalarında onlarca vatandaşımız canını yitiriyor…
Hastanelerde şifa bulmak isteyen hastalarımızın hayatı kabusa dönebiliyor…
Okullarımızda aydınlık bir gelecek arayan gençlerimiz karanlığa mahkum olabiliyor…
Adalet arayan birçok masum insanımız büyük adaletsizliklere uğrayabiliyor…
Üniversite mücadelesinde hata kurbanı olan gençlerimizin sayısı bir türlü azalmıyor…
Gerek MEB gerek ÖSYM hatasız sınav yapamıyor…
Vesaire vesaire…
Eminim daha onlarcasını sayabilirisiniz!
Gerek canımıza, gerek yaşamımıza ve geleceğimize mal olan birçok hata…
Nedeni ne?
İhmal!
İhmalin nedeni:
Bilgisizlik ve cehalet…
Çözüm:
Eğitim
Ama adam gibi, mış gibi yapılmayan, kağıt üzerinde kalmayan eğitim!
***
Yıllardır bir türlü alışamadığımız bölgemizdeki en önemli doğal risk!
Engel olmak imkansız!
Şiddetini engellemek mümkün değil.
Tek yol gerekli tedbirleri almak.
Defalarca yaşamış olduğumuz afetlerden ders çıkarmak.
Hiç unutmamak…
Sürekli anmak…
Gözyaşı dökmek…
Hiçbir şeyi çözmüyor.
Sonuç yine hüsran!
Olası bir İstanbul depreminde yaşanacak felaketler anlatıladursun…
Alınan önemli tedbirlerden bahsetmek güç.
En önemli konu yapı denetimi.
Onu bile devlet olarak gerçekleştiremiyoruz.
İnşaatı yapan şirketten ücret alan, onun emrinde çalışan kurumlara bırakıyoruz.
Okullarda verilen korunma eğitimleriyle her şeyi hallettiğimizi sanıyoruz.
Oda gerekli ancak yaşam alanlarını güçlendirmek yerine insanlara nasıl kaçacaklarını öğretmek yeterli mi?
Bu konuda hassas, insan hayatına değer veren müteahhitler yetiştirmek ilk hedefimiz olmalı.
Bunun için de toplum olarak hassas, bireye değer veren bir yaklaşımımız olmalı.
İşini ihmal etmeyen, en iyisini yapmaya çalışan kurumlarımız olmalı.
Ama adam gibi, mış gibi yapmayan, kağıt üzerinde kalmayan kurumlarımız!
***
Enerji, var olduğu günden bu yana bölgemizin en önemli sorunlarından biri.
Sadece Cumhuriyetimizin değil, modernleşmeyle birlikte Osmanlının da önemli bir sorunuydu.
Yani yüzyıllardır çözemediğimiz önemli bir problemimiz.
Neden çözemediğimize gelince çeşitli tezler mevcut.
Yatarak rahatlarını bozmak istemeyen çevrelere sorarsanız hepsi Batının bir oyunu!
Ne yaparsak yapalım izin vermiyorlar, her işimizi engelliyorlar!
Bir şeyler yapmaya çalışan ve engellenen çevrelere sorarsanız her şey kendi tembelliğimizin sonucu…
Başkalarının bize müdahale edebilmesi bile çalışarak onların önüne geçemememizden kaynaklı.
Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir video bunu bir kez daha somutlaştırıyor.
Sinan Küfeoğlu’nun verdiği röportajı izleyenler; nasıl engellendiğini, destek arayışlarının nasıl karşılıksız kaldığını hayretle izlemiştir.
Çağın en büyük ihtiyacına bu denli kayıtsız kalınmasına kahretmiştir.
Eğitim ve araştırma için yurtdışına gönderilen heyetlerin asıl işleri yerine nelerle uğraştıkları zaten malum…
Ama somut örnekler yine de acıtıcı oluyor.
İhmal ve sorumsuzluğun sonuçları bir kez daha gözümüze sokuluyor.
Sonuç:
Değişen bir şey yok.
Peki bunlar yaptırılmamalı mı?
Tabi yaptırılmalı!
Ama adam gibi, mış gibi yapmayan, kağıt üzerinde kalmayan insanlara yaptırılmalı.