Kim üstlenecek yine bu cinayetleri ve hangi mazeretlere sığınılacak. Acımız hep büyük ve gitgide büyüyor. Hangi hesabın kurbanıydı bu giden canlar ne için yitip gittiler?
İçimiz yine acıyor, yüreğimiz kan ağlıyor.
İçimden gelenleri nasıl anlatsam bilemiyorum.
Ah ANKARA, Başkentimiz şimdi sana ağlıyoruz.
Başkentimizin merkezinde patlayan bombayla, kaybettiklerimize yanıyorum. İsyan etmek, haykırmak istiyorum. Bu masum insanlarımızın ne günahı vardı. Kaç aile yandı yine bu acıyla.
Kim üstlenecek yine bu cinayetleri ve hangi mazeretlere sığınılacak.
Acımız hep büyük ve gitgide büyüyor.
Hangi hesabın kurbanıydı bu giden canlar ne için yitip gittiler?
Artık bombalar Başkentimizin göbeğinde yanı başınızda patlıyor. Nerdesiniz uyuyor musunuz?
Bunca insan neden yitip gidiyor?
Beceremiyorlar Başkentimizi bile koruyamıyorlar.
Hainler, teröristler artık dağlar da değiller, Başkentimizin tamda göbeğindeler.
Öncelikli görevinizin kendi ülkemizin güvenliğini sağlamak olduğunu hatırlatmak istiyorum bizleri yönetenlere.
Bu milletin güvenliğinden kim sorumlu, bu giden canların hesabını kim verecek?
Bu kaybettiklerimiz Müslüman kardeşlerimiz değil mi?
Önce siz kendi ülkenizdeki halkınızı, kardeşlerinizi koruyun da sonra başkalarının kahramanlığına soyunun.
Uyanın artık Ey Türk Milleti ölüm uykusuna mı yattınız?
Öldürülüyoruz…
Bütün yetkililere sesleniyorum. Artık sizler bu hayattayken ölüm döşeğinize bir uzanın.
Ölümün bilincinde olmadığınız sürece, yaşamın da tam bilincine varamayacaksınız.
Uzanın ölüm döşeğinize ve tüm ayrıntılarıyla düşleyin ölümünüzü ve dünyaya veda etmeye hazırlanın.
Vicdanlarınızla yüzleşin. Arkadaşlarınızı, ailelerinizi, akrabalarınızı ve sorumlusu olduğunuz yitirilen canların ailelerini canlandırın ölüm anınızda ve yüksek sesle konuşun.
Her birine bilmelerini istediğiniz şeyleri söyleyin. Hesap verin.
Yitirdiğiniz insanlığınızı görün. İçinizdeki ölmüş insanı çıkarın.
Belki sizlerde ölüm anınızı yaşarsanız ve bu dönüştüğünüz canavarı öldürüp, insanlığınıza kavuşursunuz. Bunca masum insanın celladı olmaktan kurtulursunuz.
Kendi ölümünüzle ve vicdanınızla yüzleşmek için can vereceğiniz ana kadar beklemeniz gerekmez. Ölüm döşeğinizdeki son saatlerinizi gözünüzün önünde üç boyutlu olarak canlandırmak, paradoksal bir duygu yaratır ve sanki yeniden doğmuş gibi hissedersiniz. Ve bu sizin insanlığınıza doğuşunuz olsun.
Bob Dylan’ın şarkısında söylediği gibi, “Doğmak için uğraşmayan insan, ölmekle meşguldür”.
Başta Ankara olmak üzere bütün terör kurbanı şehitlerimize Allah’tan rahmet ve ailelerine başsağlığı, bu saldırılar sonucu yaralanan vatandaşlarımızın da en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.