Peki ya, neydi Baba olmak?
Sonradan öğrenilen ve hayat boyu süren bir eğitim süreci. Belki de Tanrı’ ya yaklaşabildiğimiz deneyim olan annelikten çok daha farklı bir süreç.
Aslında bütün babalar, iyi baba olmaya çalışırlar. Görgüleri, bilgileri ve ellerinden gelen kadar, öğrendikleri sevgi diliyle.
Yeterli olup olmadığı tartışılır elbette. Sanırım ben kendi adıma yargılamadan destek babalığını onaylıyorum.
Yıllar önce Orhan Pamuk bir röportajında, “kızımın kahkahasının kölesiyim” demişti. Ve ben de ekliyorum, “çocuklar kendi özgürlüklerini teslim alana kadar ebeveynlerinin özgürlüklerini ödünç alırlar.”
Peki ya neydi Baba olmak?
Baba vardır, sadece ismi baba. Bir gölgeden ibaret. Baba vardır, evladıyla beraber yürür hayatın patikalarında; değişmeyi, dönüşmeyi bilir, su gibi akışkan, yüreği arz kadar geniştir.
Geçip giden herşey gibi bir Babalar Günü daha geçip gitti. Yüreği uçsuz bucaksız bir derya misali, Babaların geçip gitmemesi dileğiyle…