Ufuk Akın Çatalca Belediyesi’nde Başkan Yardımcısı, geçtiğimiz hafta kendisi ile ilgili bu köşemden bazı yorumlar yapmıştım.
Bu yorumlarıma alınan Akın, yakın çevresine beni mahkemeye vereceğini söylemiş.
Sayın Akın bu mahkeme konusunun benim kulağıma gelmesi için gayret gösteriyor farkındayım.
Şunu söylemek istiyorum. Adliye orada git mahkemeye ver, bekliyorum.
Sen kaç kez hakim karşısına çıktın bilmiyorum ama ben gazetecilik mesleğimi yaparken birçok kez hakim karşısına çıktım. Hırsızı ursuzuda beni mahkemeye verdi, siyasetçiside…
Adliyeler, adelet dağıtır. Beni adalet dağıtan bir kurumla korkutacağını sanıyorsan yanılıyorsun.
Türkiye Cumhuriyeti hakimlerinin, savcılarının karşısına çıkmaktan her zaman onur duydum ve onur duyarım. Veremeyeceğim hesabım yoktur. Hesab veremeyecek olanlar korksun. Mahkeme çağrısını sabırsızlıkla bekliyorum.
İşine Motive Olmak…
Ama yine de Ufuk Bey’i mutlu edecek bir kaç satır yazayım. Belki işine biraz daha motive olur.
Çalışanlarına büyük örnek.
Sabah işe en erken o geliyor.
Halkı kapısında bekletmiyor.
Telefonu çaldı mı hemen açıyor, eğer açamaz ise mutlaka geriye dönüyor.
Nerede belediyenin bir çalışması var, o işin başında
Asla yalan söylemez, doğrular onun hayat felsefesi.
İnsanları ayırt etmez.
Çalışanları, sokaktaki halk onun için aynı eşitliktedir.
Kıskanç değildir.
İsrafı asla sevmez.
Belediyenin imkanlarını asla kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaz.
Onunla ilgili daha buraya ne yazabilirim ki, Ufuk Akın adam gibi adamdır. Mütevazidir. Hatta ona gelecekte sen belediye başkanı ol, diyenlere “hayır benim böyle bir amacım yok, başkanımız için buradayız” gibi mütevazi cevaplar veren bir isimdir.
Ufuk Akın, başarılı bir bürokrattır, siyasetçidir.
Bu güne kadar yapılan seçim çalışmalarını ilçede yalnızca kendisi yürütmüş ve seçimden onun sayesinde başarıyla çıkılmıştır. Seçimin kazanılmasının, seçime hazırlanılmasının mimarıdır.
Umarım bu yazdıklarım Ufuk Bey’i mutlu etmiştir.
Son olarak şunu hatırlatmak istiyorum; Sen pohpohlanmaya alışık biri olabilirsin ancak şunu unutmamak gerekir, siyasetçiler en ağır eleştirilere en zor sorulara maruz kalırlar ve bu gerçeği bilerek siyasete soyunurlar. Eğer bu eleştirileri kaldıramıyorsan, sosyal medyada seni eleştiren yazıları, hatta bu yazıları beğenenleri dahi kendince kara listene alıyorsan, senden birşey olmaz. Bu küçük hesaplar sana birşey katmaz.