Okullarımız bir tatili daha geride bıraktı!
Yaz tatilinden çıkalı daha yeni yeni düzene girmeye başlamıştı oysa!
Üç beş hafta geçip tam düzene girecekken yarıyıl tatiline birkaç hafta kalacak ve yine tatil atmosferi oluşacak.
Ama önemli değil, nasıl olsa şubatta geri başlayacak okullar.
Oma o da uzun sürmeyecek tabi, hemen ardından nisan tatili var.
Zaten zorla ilerleyen eğitim sistemini araya ekstra tatiller sokuşturarak iyice tepetaklak ettik.
Beş altı yıldır uygulanan bir sistem bu…
Artıları eksileri hesaplanmadan maarif modeline geçildi.
İleride ortaya çıkacak sıkıntılar maarif modelinden mi yoksa tatil sisteminden mi anlaşılamayacak maalesef.
Bir an önce bu tatil konusunda akademik araştırmalar yapılması gerekmiyor mu?
Çünkü faydasından çok zararı olduğunu görmek için allame i cihan olmaya gerek yok.
İnanın faydalı olduğunu söyleyenler de buna inandığı için değil, işlerine öyle geldiği için söylüyor.
Öğretmen ve öğrenci memnun olabilir.
Ancak her iki tarafın da müthiş bir konsantırasyon sorunu yaşadığı muhakkak.
Tatil sadece verilen sürelerle sınırlı değil çünkü!
Yani beynimiz sadece verilen sürelerde tatil yapmıyor.
Öncesindeki hafta tatil rehavetine giriliyor.
Sonrasındaki hafta ise dağılan dikkatler toparlanmaya çalışılıyor.
Yani her tatili üçle çarpmak gerekiyor anlayacağınız.
Özellikle bizim gibi dikkati çok çabuk dağılabilen toplumlarda…
Tatillerden daha önemli sorunlarımız da var tabi:
Üniversite başvuruları giderek azalıyor.
2010 ile 2020 arası hesapsızca artırılan kontenjanlar ve üniversite adı altında açılan okullar patlamaya başladı.
Peki şimdi ne olacak?
İki yıldır kontenjan daraltmasına gidilerek biraz toparlanmaya çalışılıyor ancak kurtarmayacağı ortada!
Maalesef açılan bazı okulların kapatılması gerekiyor.
Üniversite demeye dilim varmadığından okul diyorum ama bazılarının okul olup olmadığı bile tartışılabilir.
Kontrolsüz bir şekilde açılan sözüm ona kurumlar iyi üniversitelerimizin verdiği diplomaları da itibarsızlaştırdı.
YÖK’ ün vurduğu darbeler…
Bizim bölüp parçalayarak zarar verdiklerimiz…
Çağın gereği olarak diplomadan çok ilgi, yetenek ve çalışma isteyen bir düzene geçerken hem de!
Daha da güçlendirmek gerekirken zayıflatmaya çalışıyoruz.
En kötüsü de eğitim sistemimizin diploma vererek her şeyi çözebileceğine inanan zavallılar tarafından yönetilmesi…
YÖK gibi çağdışı bir yapıyla üniversitelere ayar verilmeye çalışılması…
Her siyasi partinin iktidara gelince YÖK ü kaldırmayı vaat etmesine rağmen geldiğinde kendisi de kullanmak istemesi…
Tıpkı tatili kısaltma vaadiyle daha da uzatanlar gibi!