“Diklenmeden Dik Durmak” düşüncesine hangisi daha yakın dersiniz?
Yine yılbaşı mevzusu…
Yine günah da günah diye ortalıkta dolaşanlar…
Yılbaşına dini nitelik yüklemek için uğraşanlar…
Kendi baş edemediği kültürel sorunu inancıyla karşılaştırarak yenmeye çalışanlar…
Sonunda bitti!
Seneye Allah kerim!
Yıllardır aşamadık şu yılbaşı mevzusunu.
Daha önemli sorunlarımız yok mu bizim?
Ortadoğu kan gölü…
Müslüman ülkeler birbirine zarar vermek için fırsat kollamakta…
Ülkemiz terör kıskacında kıvranmakta…
Halkımız birbirinin kuyusunu kazmakta…
Eğitim sistemimiz ağlanacak durumda…
Şiddet gören insanımız her geçen gün artmakta…
Yurtlarda çocuklarımız tecavüze uğramakta…
En iyi yurtlarda bile zihinleri yıkanmakta…
Ülkeyi bilimin değil de kılıcın kurtaracağına inananların sayısı her geçen gün artmakta…
Osmanlı hayranlığı güzel de, hoşgörü ve bilimsel bakışın yerine çağdışı bir saldırganlık örnek alınmakta…
Senin derdinse yılbaşı!
Miladi değil hicri kutlamalıyız.
Sen kutla işte!
Öyle bir kutla ki örnek ol çevrene…
Öyle bir kutla ki İslam budur desinler…
Öyle bir kutla ki doğru olana özensinler…
Haa sadece kutlamak yetmez tabi, geri kalan hayatınla da örnek olmalısın.
İnsanları senin gibi olmaya özendirmelisin.
Öyle olsun demeyle olmaz bu işler.
Biraz gayret…
Hele savunduğun zihniyetin içerisindeki sorunları bir çöz!
Bak o zaman nasıl da örnek alınacaksın.
Arzuladığın idealler nasıl da birer birer gerçekleşecek.
Tabi gerçekten istiyorsan!
Yok safım belli olsun derdindeysen…
Daha çok uğraşırsın…
***
Abdullah Gül cumhurbaşkanlığından ayrıldığından bu yana çeşitli senaryolar üretildi.
En kritik zamanlarda Tayyip Erdoğan’a zarar vermek isteyenlerin umut kaynağı oldu.
Erdoğan taraftarları durur mu?
Onlarda tam tersi propagandalarla linç girişiminden geri kalmadılar.
İtibarını zedelemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar.
Her defasında her iki taraf da yanıldı.
Gül, kurucularından olduğu ve kendisine cumhurbaşkanlığını sunan ak partiye ve Erdoğan’a zarar verecek hiçbir şey yapmadı.
Görüş açıklama ihtiyacı hissetmedi ve sustu.
Şimdi katılmadığı bir konuda açıklama ihtiyacı duydu.
Durur mu yurdum insanı?
Ahlak sınırlarını aşarak Gül’e saldırılar başladı…
Şaşırdık mı?
Elbette hayır!
Ağzını açan ve itaat etmeyeni ötelemek çağımızın modası!
Kaygıların anlaşıldığını ve düzeltilmeye çalışıldığını söylemek daha yapıcı olmaz mıydı?
Uzaklaşan gönülleri yaklaştırmaz mıydı?
Bir bakalım, inceleyelim, hata varsa düzeltiriz gibi yapıcı yaklaşımlara ne oldu?
Safını belli etmek isteyenlerin canhıraş saldırıları neyse…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuya müdahil olarak en ufak eleştiriye dahi tahammül edemeyen bir görüntü sergilemesi ayrı konu.
Gül’ün kırıcı olamadan doğrularından vazgeçmeyeceğini bildirmesi ise anlamlı.
Ak Parti’nin ‘diklenmeden dik durmak’ düşüncesine hangisi daha yakın dersiniz?