İlçemizin küçük olmasına rağmen trafik çilesi bitmiyor. Trafik kurallarına uyulmuyor. Bayan sürücüler haricinde kurallara uyan çok az sayıda erkek sürücü var. Sürücüler ters yönden cadde ve sokaklara giriş-çıkış yapıyorlar. PKK teröründen misli misli fazla ölümlere sebep olan Trafik Terörünü bitirmenin tek yolunun cezaları “Caydırıcı” düzeye yükseltmek olduğunu hepimiz biliyoruz. Şu sıra Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel ve arkadaşı Antalya Milletvekili Atay Uslu, Trafik Cezalarını arttıran ve yeni düzenlemeler getiren bir yasa teklifini TBMM’ye sunuyorlarmış. Bence bu sevindirici bir haber.
Çatalca’da ciddi anlamda park yeri sorunu var ve sorunu yaratan aslında insanlar. Ana caddeler dahil olmak üzere yol kenarlarına arabalar çift taraflı park ediliyor. Maalesef ülkemiz insanında park kültürü yok. Bazı sitelerde garaj olmasına rağmen arabasını sokağa park edenler ve otopark ücreti vermemek için başkalarının iş yeri ve apartmanlarının önünü otopark gibi işgal edenler… Bu nedenlerle çıkan kavgalar… Çatalca’da özellikle perşembe günleri pazar kurulmasından dolayı bir trafik curcunası yaşanıyor. Mevcut otoparklar diğer günler genellikle boş… Sürücülerin trafik kurallarına uymaları, trafik ekiplerinin görevlerini düzgün yapmaları ve perşembe günleri için otopark sorununun halledilmesiyle trafik sorununun çözüleceğine inanıyorum.
Bayan sürücülerin,erkek sürücülere göre daha dikkatli araba kullandıkları herkesçe bilinir… Ayrıca ilk yardım seti bulundurmada da bayanlar daha özenli.Trafik kazalarının çoğunu erkek sürücülerin yaptığı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.Genel olarak bayan sürücülerin trafiği engelledikleri düşünülür. Aslında bu sorun bayanların trafikte kurallara tam olarak uymaya çalışmasından kaynaklanıyor. Kadın sürücüler direksiyon başına geçince heyecan yapıyorlar. Neden mi? Nedeni gayet açık… Ülkemizde kadın olmak zaten zor bir de kadınları trafikte düşünün… Kadın acemi sürücü olarak görülüyor ve tacize uğruyor. Trafikte bayan sürücü olduğunuzu fark eden erkek sürücüler ya kornaya basıyor ya da arabanızı sıkıştırıyorlar. Erkeklerde trafikte bile kadınlardan önde olma çabası var.İlla ki bayan sürücülerin önüne geçecekler. Erkek sürücüler bayanlardan daha iyi araba kullandıklarını ispat etmeye çalışıyorlar. Günümüzde trafiğe çıkmak çok kolay ve yollar trafik magandalarıyla dolu. Eğitim veren bir çok kurs göstermelik olarak devam şartı koyuyor. Sadece sınava giriliyor, sürüş testine giriliyor, ehliyet alınıyor ve trafiğe çıkılıyor. Bu kadar basit… Çağdaş yaşamın getirdiği bir takım oluşumlar kadın için araba kullanmayı lüks olmaktan çıkarıp neredeyse zorunlu hale getirdi. Bütün bunlar bazı erkek sürücülerin, evde oturmasını istediği kadının, direksiyon başında onunla aynı konumda olmasına tahammül edemeyip, kadın sürücülere inanılmaz trafik tacizleri uygulamalarından meydana geliyor. Bazı ülkelerde kadını trafikte koruyan özel yasalar var, ülkemizde de kadına trafikte yapılan tacize cezaların artırılması gerekli. Geleneksel olarak da ”araba kullanmak erkek işidir” diyen bir çok insan çıkıyor karşımıza tabi ki bunlar hala kadın erkek eşitliğini kabul etmeyen erkek sürücüler yani diğer adıyla MAGANDALAR… Bu magandalar yüzünden meydana gelen kazalarda kadınlar ve çocukları ölüyor, yaralanıyor, araçlar ağır hasar görüyor.
Böyle tacizlere maruz kalan bayan sürücülere tavsiyem: Panik yapmamaları,soğukkanlı davranmaları, ani fren ve ani direksiyon hareketlerinden kaçınmaları, yavaşlamaları,uygun bir yerde durarak 155 polis-imdat servisini aramaları …Otomobilin plaka,marka ve rengini polise bildirmeleri… Ben böyle bir olayla karşı karşıya kaldım. Yük taşıyan bir kamyon sürücüsü köprüde arabamı sıkıştırdı ve bariyerlere çarptım. Ucuz atlattım fakat daha kötü şeyler de olabilirdi. Araban var mı derdin var derler ya bir ay önce arabamın sol ön kapısı hafif darbe almıştı. Evimin önünde birisi arabasını park ederken arabama vurmuş ve hiç oralı olmamış. Böyleleri de var işte… Bu da bir şey mi yolda kaza yapıp yaralıyı bırakıp kaçanlara ne demeli… Konuyla ilgili bir fıkra geldi aklıma… Mahkemede hakim kazanın görgü tanıkları arasında bir körün de bulunduğunu fark edince müdahale eder: Beyefendi bir yanlışlık var galiba, sen çıkabilirsin.Kör yanıtlar:-Hakim Bey, benim de söyleyeceklerim olabilir. Hakim biraz da merakla sorar:-Peki, söyle bakalım çarpıp kaçan arabanın plakası kaçtı? Valla plakasını bilmem ama kornası fa diyezdi…
Günlerdir hayvan severler tarafından sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan bir haber dikkatimi çekti. “Aracınızla çarptığınız sokak hayvanlarını veterinere götürün.Masraflarını kaskonuz ödüyor.” tarzında yazılar.Ben de bir sigortacı olarak bu konuyu araştırma gereği duydum. Bu kapsama bir kere sokak kedi ve köpekleri girmiyormuş. Küpeli,belediye tarafından aşılanmış da olsa sokak köpekleri ve kedileri bu kapsamda değillermiş yani. Ayrıca diyelim ki siz bir sokak köpeğini sahiplendiniz yine de cins olmadığı, bir maddi değer karşılığı olmadığı için bu kapsama alınmıyormuş. Arabanızla çarptığınız köpek safkan şecereli, maddi değeri olan, sahipli, aşılı, kimlikli bir köpekse ancak o zaman kaskonuz veteriner ücretini ödüyor. Fakat o da sadece belli bir miktara kadar. Ben yine de bir hayvan sever olarak duyarlı okurlarıma ve veterinerlere sesleniyorum. Aracınızla çarptığınız sokak hayvanlarını en yakın veterinere götürün. Onu parası yok diye tedavi etmeyecek veteriner yoktur. Ben buna inanmak istemiyorum.
Trafiğe çıkmadan önce mutlaka emniyet kemerlerinizi bağlayın, aracınızı maksimum özen ve dikkatle kullanın. Kasko ve trafik sigortanızı yaptırın. Aracınızı, kendinizi ve sevdiklerinizi güvence altına alın!