Çile doldurmak, boşaltmak değil, doldurmak; bir ayin gibi kederi çağıran pasif bir eylem, keder seviciliği. Kederin, bulaştığı bedeni çürütmek gibi bir işlevi vardır. Keder seviciler bunu bir ahlak, bir kader, bir bedel/ceza gibi yaşarlar.
Bulaşıcıdır, çünkü kederli bir beden olarak sürdürürler karşılaşmalarını, bu karşılaşmalarını neşe için bir fırsata çeviremez ama fesatçılığı gayet iyi üretirler. Ama bu fesatçılık çoğu zaman kendi içlerini oymaya devam eder.
“Böyle bir ülkede neşeli bir varoluş mu olurmuş?” Bu düşünce tarzını dünyanın her bölgesine sırasıyla yerleştirin, o gidip keder neredeyse oraya yapışıp üzerine kapanacaktır, kurduğu küçük dünyadan fesatçılığı, hıncı bir köle olarak üretmeye devam edecektir.